"Luke, sıra bizde" dedi Ashton onun omzunu dürtüklerken ama sarışın çocuk uyumaya devam ediyordu. Luke'un ismi koridorda tekrar telaffuz edildiğinde Ashton öfkeyle "Luke" dedi ve oğlanın dudakları arasından bir "Hm" sesinin çıkmasına sebep oldu. Gözleri hala kapalıydı.
"Uyan, seni aptal."
"Luke." Ashton kafasını kaldırıp yanlarında olduğunu fark etmediği Michael'a döndü ve kaşları anında çatılırken kırmızı saçlı çocuk gözlerini açan Luke'a bakmaya devam etti. Luke hemen Michael'a bakmış, ardından Ashton'ın yardımıyla ayağa kalkarak odaya doğru ilerlemeye başlamışlardı.
"Sen dışarıda kalsan çok daha iyi olur" dedi Michael, Ashton içeri girecekken. Luke sadece onları izliyordu.
"Bunu sen mi söylüyorsun?" Ashton öfkeyle konuştu. "Luke'a o kadar şey yaptıktan sonra onun yanında olmayı hak ettiğini sanmıyorum."
Michael'ın kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatılırken dudakları aralandı ve Ashton'a cevap vermeden önce gözleri Luke'a kaydı. Solgun teni ve kızarmış gözlerindeki yorgun ifade tüm her şeyi açıklamaya yetiyor gibiydi ve bu, Michael'ın çenesini kapayıp bir adım geri çekilmesine sebep oldu. Ashton böyle bir şey beklemiyormuş gibi şaşkınlıkla ona bakarken kafasını sallamıştı. "Ben burada olacağım."
Michael tek kelime etmeden Ashton ve Luke'un içeri girmesini ve kapının ardından kapanmasını izledi. Ashton, Luke'u duvara yaslanmış yatağa oturturken doktor ayağa kalkmış ve yanlarına gelmişti. "Luke Clifford?"
"Evet" diye mırıldandı Ashton yataktan çekilip. Luke halsiz bedeni ile bir yere uzanıp hayatı boyunca uyumak istiyordu ama bu o an için imkansız bir şeydi. Doktor arkasını dönmesi gerektiğini söylerken steteskopu kulağına yerleştiriyordu. "Sorun ne bakalım?"
Ashton ona cevap vermedi, bunun yerine Luke'un tişörtünü ensesine doğru nazik bir şekilde çekti ve doktorun kendi gözleriyle olayı anlamasını bekledi. Adamın kaşları önce şaşkınlıkla havaya kalkarken ardından çatılmış, dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Steteskopun uçlarını kulağından çıkardı ve "Bunu kim yaptı?" diye sordu. "Haberin var mı bilmiyorum Luke ama bu kanunlara aykırı. Her kim yaptıysa istersen şikayet-"
"İstemiyorum" dedi Luke kısık sesiyle. "Teşekkürler."
Doktorun gözleri Ashton'a kaydı ve onun omzunu silktiğini görerek geri çekildi. "Bu şekildeyken sırtına bakamam, önüne dön."
Luke, adamın dediklerini uygularken Ashton kenarda onları izledi ve doktor sarışın oğlanın göğsünü steteskopla dinledi, boğazını ve kulağını inceledi, bedeni üzerinde birkaç hareket uyguladı ve sonra tamamıyla Luke'tan uzaklaşıp masası arkasındaki sandalyesine döndü. Ashton ise Luke'un kıyafetinin eski haline gelmesini sağladıktan sonra onunla birlikte karşılıklı konulmuş sandalyelere geçmişti. Doktor bilgisayardan bir şeyler yazdıktan sonra gerekli ilaçlara eczanedeki görevlilerin internet üzerinden ulaşabileceklerini söyledi, iki hafta sonra Luke'tan tekrar kontrole gelmesi gerektiğini belirtti ve onları dışarı yolladı. Ashton, adama bir teşekkür mırıldanıp Luke'un koluna girdikten sonra kapıya yönelmişlerdi. Kıvırcık saçlı olan kapıyı açtı, dışarı çıktılar ve Ashton koltukta, Michael'ın yanında oturan bronz tenli adamı gördüğünde durdu. Bu, yanındaki arkadaşının da duraksamasına sebep olurken Luke'un bakışları Ashton'a dönmüş, ardından onun baktığı kişi olan Calum'a çevrilmişti.
"Tanrım." Ashton mırıldandı. "Sanırım kendime bir babacık buldum."
neden calum babacık
çünkü ashton küçük amk
ve CASHTON OH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he is a good boy || muke (+)
أدب الهواة"O iyi bir çocuk, çünkü kötü bir çocuk olursa neler olacağını biliyor."