Luke eve ilk geldiği gün gördüğü çekici adam -ismini hatırlamıyordu- ile birlikte yaptığı araba yolculuğu boyunca tek kelime etmedi. Sabah kahvaltı yapmamış ve gece de pek fazla şey yememişti, belki bir tabak çorba ve normalde bu asla ona yetmezdi. Sevişmekten daha fazla hoşuna giden bir şey varsa o da yemek yemekti.
Ama Luke okula gelene kadar aç olduğundan fark etmemişti.
Adam ona çıkışta geleceğini ve eve gideceklerini, çünkü babasının böyle emrettiğini söyledi ve ona iyi günler diledi. Luke ise ona cevap vermemiş, çantanın tek kayışını omzuna geçirerek okula yönelmişti. Demir kapıdan geçerken arkasında kalan arabaya dair bir ses duymadı, adam hala bekliyor olmalıydı. Luke gözlerini devirerek sessiz bahçede ilerledi ve okul binasına girdi. Koridor boyunca ilerleyip gözlerini etraftaki pano, duvardaki tablolar ve üzerinde kaçıncı sınıf ve hangi dersin yazdığı sınıf bilgileri üzerinde gezdirdi ve koridorun sonunda, merdivenlere ulaşmadan hemen önce, sol tarafında yan yana iki oda gördü. Birinin kapısı üzerinde 'Müdür' , diğerinde ise 'Müdür Yardımcısı' yazıyordu. Luke müdürün odasına yöneldi, zorunda olduğundan dolayı kapıyı tıklattı ve içeriden 'Gir' sesini duymadan içeri daldı. Siyah saçlarının havada durduğu, Michael ile karşılaştırılınca fazla soluk kalan yeşil gözlere ve köşeli bir çeneye sahip, üzerinde siyah takım elbisesi ve genç yaşı ile bir müdürden çok bir şirket sahibinin yakışıklı çocuğuna benziyordu. Luke, takım elbisenin ona büyük geldiğini fark etti. Michael'ın üzerinde çok daha harika gözüküyordu ama bu adam da idare ederdi.
Sikeyim, diye düşündü sarışın oğlan. Sürekli birilerini Michael ile karşılaştırmayı kesmeliyim.
Adam kalkıp Luke'a elini uzattığında Luke gülümseyerek birkaç adımda masanın önüne geldi ve adamın büyük avucu içine elini yerleştirdi.
"Luke Robert Clifford, değil mi?" dedi müdür, elleri ayrılırken. Luke kafasını sallayarak adamı onayladı ve karşı karşıya koyulmuş siyah koltuklardan birine geçti, çantasını kucağına koydu. Fazla rahat davranıyor olabilirdi ama pek umurunda olduğu söylenemezdi.
"Ben Andy Franz" diye devam etti adam masanın altındaki çekmeceden bir dosya çıkarırken. Ve Luke bu adamda hiç 'Andy tipi' olmadığını düşündü. Daha çok Eric ya da Boyce.
Adam dosyayı açıp birkaç şeyi okumaya başladı ve kısa süre içerisinde Luke'a döndü. "Birazdan zil-"
Okul zili onun sözünü kestiğinde gülümsedi. "Evet, işte zil." Elini dosyalardan birinin içine atıp bir kağıt parçasını Luke'a uzattı ve sarışın oğlan kağıdı alıp incelemeye başladı. "Ders programı?"
"Evet" diyerek onu onayladı Andy. "On beş dakikalık bir teneffüs var. Eşyalarını dersinin olduğu sınıfa bırakabilirsin ve eğer bir sorun çıkarsa, diğer öğrenciler, öğretmenler ya da başka bir şey, hemen bana gelmeni istiyorum."
Luke kafasını kağıdından kaldırıp kendisine bakan adama gülümsedi. Michael onun gözünü fazla korkutmuş gibiydi.
ben geldim ehehehe
haftasonu olmama işi pazartesi gecesi ve salıya ertelen-miş
boşuna ekşın gwnqlkfömgvnlksd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he is a good boy || muke (+)
Fanfic"O iyi bir çocuk, çünkü kötü bir çocuk olursa neler olacağını biliyor."