/38

1.1K 114 117
                                    

Michael, Luke'un kapısını kapatıp merdivenleri inerken gelen kişilerin kim olduğundan emindi. İnerken görüş alanına giren oturma odasına baktı. Kanepe yerinden oynamış, duvara doğru çekilmişti ve televizyon da yere düşürülmüştü. Etrafta cam parçaları vardı. Masa devrilmişti, üzerindeki dergiler de yerlerdeydi. Michael oraya doğru ilerlediğinde kitaplığın oradaki dört adamın kendisine döndüğünü gördü. İçlerinden sadece birini tanıyordu ve o kişi bir adım öne çıkarak güldüğünde Michael'ın kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.

"Benden mal çalarken ne düşünüyorsun, Michael?" Adamın yüzündeki gülümseme anında silindi. "Yakalayın onu."

Michael onlara karşı durmayı düşünmedi. Olduğu yerde durdu, iki adamın kendisine doğru koşup kollarından tutmasına ve onu dizleri üzerine çöktürmelerine izin verdi. Döver, bırakırlardı. Kötü adamların işi buydu.

"Yukarıda biri var mı diye bakın" dedi Chris yanında kalan son adama dönüp. Adam kafasını sallarken Michael dudaklarını aralasa da tek kelime etmedi. Eğer bir şey söylerse Chris'i şüphelendirebilirdi ve böylesi çok daha kötü olurdu. Luke'un bulunmamasını umdu.

"Herkes senin kadar cesaretli olsaydı tüm sermayem yok olurdu." Chris, Michael'ın yanına giderken güldü. "Ve ben de herkesi öldürmek zorunda kalırdım."

Michael gülümsedi ve kafasını kaldırdı. "Beni öldürmeyeceğini ikimiz de biliyoruz."

Chris'in tekmesi çenesine indiğinde ağzı içinde beliren demir tadı kaşlarını çatmasına yetmişti. 

"Bundan emin olma" dedi Chris tek dizini kırıp yere çökerken. Ardından Michael'ın çenesini tuttu ve sağa eğilen kafasını kaldırıp yüzleri arasında birkaç santim bırakacak şekle getirdi. "Canını yakacağım, Clifford. Yalvarmaya başlayabilirsin."

Michael güldüğünde ağzındaki kan beyaz dişleri üzerine bulaşmış, bir kısmı dudağından akarak çenesine doğru ilerlemeye başlamıştı. Tişörtüne düşen lekeyi umursayacak halde değildi. Chris kaşlarını çatarak onun çenesini bırakıp ayağa kalktığı an yukarıda birkaç ayak sesi duyuldu ve tüm bakışlar basamakların sonuna, üst kata çevrildi. Chris'in az önce gönderdiği adam, yanında ağzını eliyle kapattığı sarışın bir oğlanla birlikte orada duruyordu. Michael bir küfür savururken Chris'in dudakları; içindeki kötülüğün yüzüne işlediğini belli ederek yukarı doğru kıvrıldı ve gönderdiği adam, sarışın çocuk ile birlikte yanlarına gelene kadar yüzünden silinmedi. Adam elini oğlanın ağzı üzerinden çektiğinde Luke ona baktı ve "Orospu çocuğu" diye mırıldandı. Adamın bunu umursadığı söylenemezdi. Cevap vermek ya da Luke'a sert bir yumruk geçirmek yerine onu omuzlarından tuttu ve uyguladığı baskıyla diz çökmesini sağladı. Michael'ın gözleri Luke'un üzerinden ayrılmazken Chris gülüyordu. "İşte şimdi eğleniyoruz."





ne olck acb

bu arada fight me'yi yayınladım

cashton olan

gidin okuyun mutlu olalım

canım cashton


he is a good boy || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin