/33

1.3K 117 97
                                    

Luke uyandığında ciddi anlamda donuyordu ve belinde ya da boynunda kırık olduğunu düşünmüştü. Yerde yatmak berbat bir şeydi ama odanızın ortasına kustuysanız ve o iğrenç sıvıyı temizlemeden yattıysanız çok daha berbattı. Luke'un giysilerinin her bir yanı kusmukla kaplanmıştı, yerde kusmuk vardı ve odaya da şu mide bulandırıcı koku sinmişti. Sarışın oğlan yerden kalkarken bedenindeki her bir kemiğin düzleştiğini düşündüğünden dolayı birkaç kere acıyla inledi, ardından yerde duran anahtarı aldı ki onun nasıl oraya geldiğinden haberi bile yoktu. Uykulu haliyle birkaç denemeden sonra anahtarı kapı deliğine yerleştirmeyi başarmıştı. İki kere sağa doğru çevirdi ve kapıyı açtığında kendisini hemen dışarı attı. Bu kusmuk kokusundan kurtulmak istemişti.

Etrafa bakınırken herhangi bir değişiklik görmedi. Merdivenlere yöneldiğinde ise alt kattaki dağınıklığı görüp telaşla basamakları inmişti. Etrafına bakındı. Masa devrilmiş, üzerindeki Luke'un dün koyup içmeye vakit bulamadığı birkaç şişe içki yere düşüp parçalanmıştı. Luke'un odası nasıl kusmuk kokuyorsa alt kat da o şekilde içki kokuyordu. CD rafı devrilmiş, çekmecelerin içindeki tüm ıvır zıvırlar etrafa saçılmıştı. Yerlerde parçalanmış gazete ve dergiler vardı. Duvardaki birçok portre yere indirilmiş, çerçeveler kırılmıştı ve kütüphanedeki kitapların çoğu da yerlerdeydi.

Luke; kırmızı saçlı, 1.80 boylarında ve öfkeli bir fırtınanın bile bu kadarını yapacağını düşünmezdi. Michael'ı bulmaya karar vererek mutfağa yöneldi ve onun yerde, masanın yanında uzandığını gördü. Garip olan şey Calum'ın da orada olmasıydı. Yere, Michael'ın yanına eğilmişti ve üzerinde takım elbise ya da pantolon falan yoktu. Sadece bir pijama ve salaş bir tişört. Luke o sırada onun ne kadar karizmatik durduğunu düşünmek yerine hemen Michael'ın yanına koşmuştu. Çıplak ayakları yerdeki cam parçalarına battığı anda hemen geri çekildi. Michael'ın bedeninin altı tamamıyla kırık cam ile kaplıydı ve büyük ihtimalle sırtında bir sürü kesik vardı. Calum'ın keskin bakışları birkaç adım ötesinde onlara bakan sarışına döndü, duygusuz bir sesle konuştu. "911'i ara, Luke."



şu saat 15:30'da olan tag'e katılacaklar için hatırlatma yapıyorum

aklıma geldi ama unutmam umarım

bir animeye başladım, bitti ve muhteşem ötesi bir boktanlığı vardı

anime muhteşemdi, sonu boktandı

#lanetolasıwatanabe

he is a good boy || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin