/16

2.1K 141 259
                                    

Luke uyandığında birkaç dakikasını nerede olduğunu anlamaya çalışmakla geçirdi. Geceden kalma olduğunun farkındaydı; beyni gördüklerini hızlı bir şekilde algılamıyor, düşünemiyordu. Bir sis tabakası kafasının içini sarmış gibiydi.

Michael'ın kapıyı çalmadan içeriye girmesiyle tüm bulanıklık biraz olsun dağıldı ve Michael kararlı adımlarla ona doğru ilerlerken sarışın oğlan sadece onu izlemekle yetindi. Gülümsemedi ya da bir başka şey, sadece izledi. Michael'ın çatık kaşları ve öfkeli gözleri bir süre Luke'un uykulu suratı ve üzerindeki örtünün açıkta bıraktığı geniş omuzları ile boynu üzerinde dolaştı, ardından tek eli örtüyü kavrayıp hızla Luke'un üzerinden attı. Luke bedeninin üst tarafının çıplak olduğunu yeni fark etmiş gibiydi. Soğuk değildi, bundan emindi ama nedensizce üşümüştü. Kolları anında birbiri üzerine yerleşip bacaklarını kırarak kendine doğru çekti. "Tanrım, ört şunu."

Ama Michael yapmadı. "Kalk."

"Üşüyorum."

"Sana kalk dedim, Luke."

Luke o sabah Michael ile kavga edip öfkeli bir şekilde okula gitmek istemiyordu. Bunun için fazla bitkindi, bağıracak gücü bulamıyordu ve bu yüzden Michael'ın dediğini yaparak yataktan doğruldu, gerindi. "Evet?"

"Şimdi duşa gir. Berbat kokuyorsun."

Michael odadan çıkarken Luke sadece kaşlarını çatıp onun arkasından baktı. Daha çok bağırma, belki sert bir yumruk ya da 'Siktir git evimden, küçük sürtük' bekliyordu ama bunların hiçbiri olmamıştı. Michael'ın haklı olduğunda karar kıldı. Üzerindeki içki kokusunun fazla ağır olduğundan emindi ve su uyuşmuş beynine iyi gelebilirdi. Odasından çıktı, birkaç adımda bulunduğu kattaki banyoya ulaştı ve kapıyı arkasından kapattıktan sonra üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladı. Kabinin yanındaki sabun ve şampuanları gördüğünde en azından bunları arayıp vakit kaybetmek zorunda kalmayacağı düşüncesiyle memnuniyetle duş kabinine girdi ve iki koldan hangisinin sıcak, hangisinin soğuk akıttığını düşünmeye başladı. Omuz silkip birden sağ taraftakini çevirdiğinde üzerindeki başlıktan akan soğuk su Luke'un bir çığlık atmasını sağladı. "Siktir. Siktir. Siktir. Lanet olsun!"

Sağ tarafı kapatıp titreyen bedenine karşı sol tarafı etkin hale getirdi ve sıcak su vücuduna yağarken derin bir nefes alıp duş başlığını kavradı; saçları, yüzü ve bedeninde gezdirdikten sonra yukarıdaki yerine koyup yere eğildi. Su damlayan parmakları şampuanı kavrayıp bir miktarını avucuna sıkarken yukarıdan yağan sıcak su üşümemesini sağlıyordu. Suyu biraz kıstı, şampuanı saçlarına döktü ve ovalamaya başladı. Yüzüne rahatlamayla oluşan bir gülümseme yerleşmişti. Yeterince köpüğün saçında olduğunu düşündüğünde sıcak suyu açtı ve saçındaki şampuanın bedeninden akmasına izin verdiği sırada kabinin kapısının açıldığını duydu. Gözleri sabunluydu ve serin hava bedenine çarpıyordu. Kimin geldiğini umursamadan konuştu. "Dolu olduğunu düşünebilirsin sanıyordum."

Cevap duyamayınca elindeki başlığı tekrar yerine koydu ve kafasını havaya kaldırıp akan suyun yüzündeki köpükleri temizlemesine yardım etti, suyu biraz yavaşlattı, gözlerini ovaladı ve sonra karşısında boxerını çıkaran bir Michael gördüğünde aralanmış dudakları ile ona baktı. Herkesi bekleyebilirdi. Ashton, şu onu okula götüren çocuk, hizmetçi kadın ve hatta Calum'ı bile düşünebilirdi ama Michael olacağı aklının ucundan dahi geçmezdi. Bu kırmızı saçlı adamın kendisine fazla öfkeli olduğunu düşünüyordu.

Michael bir küfür savurarak boxerını tamamen üzerinden çıkardı ve Luke 'pekala' diye düşündü, bu kadar büyük bir şeyle baş edebileceğimi sanmıyorum.

he is a good boy || muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin