1. Bölüm

45.9K 1.1K 199
                                    

Yaptığın tek bir hata, bazen tüm hayatına mal olabilir.

Çaresizlikle gebelik testinin başında ağlarken Ablam "sen kimle yedin bu haltı?" Diye kükrüyordu. Hıçkırıklar arasında "abla ne olur sonra konuşalım," dedim. Ablam büyük bir sinirle odadan çıkarken ben hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bütün hayatım mahvolmuştu. Okul hayatım iş hayatım. O geceye dair en ufak bir şey hatırlamıyorum. Sadece sabah bir yatakta çıplak ve yalnız bir şekilde uyandığımdı. O hayvan herif benim sarhoş olmamdan yararlanmıştı. Ama yaptığı hiçbir şey yanına kalmıycak! Onu bulup mahvedicem.

Kapı çaldı. Zayıf bir sesle "gir." Dedim. Gelen can dostum Duru'ydu. Onun geldiğini görünce koşup sımsıkı sarıldım.

Beni rahatlatmak için "bak canım bu bebeğin babası kimse onu bulacağız merak etme. Önce biraz sakinleş. Hadi kalk elini yüzünü yıkayalım." Dedi ve beni kolumdan tutup banyoya götürdü. Elimi yüzümü yıkandıktan sonra birazda olsa kendime geldim.

Ben önden Duru arkadan içeri girip kapıyı kilitledik. Daha sonra Duru karşıma dikilip elini beline koyarak "bana bak Arya o geceye dair ne hatırlıyorsan anlat ve sakın hiçbir şey atlama!" Dedi.

"Biraz düşünüyüm o zaman,"

"Tamam iyi düşün!" Dedi. O gece bir bara gitmiştim. Daha sonra sarhoş oldum ve... Gerisi koca bir boşluk! Kendimi toparlayıp "sadece bir bara gittiğimi hatırlamıyorum." Dedim. Duru büyük bir sevinçle "hadi kalk gidiyoruz!" Diyerek beni çekiştirmeye başladı. Anlamayan bakışlarla "nereye?" Diye sordum. Duru ise "giderken anlatıcam! Hadi biraz hızlı ol!" Dedi.

Hızlı bir şekilde taksiye atlayıp o gün yani yaklaşık bir ay önce pazar günü kafa dağıtmak için gittiğim bara gidip içeri girdik. Saat daha 15:30 olduğu için kimse yoktu sadece bir görevli vardı. O da gayet soğuk bir şeydi. İstemeyerek de olsa o buzdolabı tipli adamın yanına gidip "pardon bakar mısınız?" Diye seslendim. Adam kafasını kaldırıp bizi süzdükten sonra "buyrun," dedi. Biraz çekinerek "acaba sizde bir ay önce pazar günün bir kamera kaydı var mı?" Diye sordum. Adam biraz düşünüp "var ama tam tarih lazım." Dedi. Büyük bir umutla "var var," dedim. "Tamam tarihi ver." Dedi.

"10 Temmuz pazar." Dedim.

"Biraz bekleticem," dedi.

"Bir sorun yok," deyip dua etmeye başladım. 'Allahım lütfen sen bize yardım et bulalım şu adamı lütfen...'

Adam kafasını kaldırıp "tamam o günün kayıtları burada. Siz bakarsanız benim işim var." Dedi. Derin bir nefes aldım ve "çok teşekkür ederiz." Dedim.

Duru'yla birlikte kayıtları incelemeye başladık. Duru bilgisayara iyice yaklaşarak "şu kumral olan sana doğru geliyor." Dedi. Haklıydı bende onun gibi bilgisayara daha çok yaklaşarak izlemeye başladım. Adını dahi bilmediğim bir adamla dans ediyordum. Daha sonra yine aynı adamla dışarı çıkıyorum. Görüntüyü durdup Duru'ya "burada bir şey çıkmaz boşa zaman harcıyoruz." Dedim. Duru ise gözlerini kısarak "sen öyle san!" Dedi ve adamın girdiği odaya girdi. Biraz sonra adamla birlikte içerden çıktı ve görüntüyü biraz geriye alıp "işte şu kumral olan adamı tanıyor musunuz?" Diye sordu. Adam biraz daha yaklaştı ama maalesef tanımıyordu. Bezgin bir şekilde nefesimi verirken Duru "bir sakin ol kızım ya!" Diye kızdı. Daha sonra adama dönüp "bir şey daha Rica edebilir miyim?" Diye sordu. Adam ciddi bir şekilde "tabii." Dedi.

"Aynı günün dışarıyı gösteren kamera kayıtlarını açabilir misiniz?" Dedi. Adam hemen kayıtları açıp "kolay gelsin." Diyerek tekrar içeriye girdi.

O adamla dışarı çıkıp bir taksiye biniyoruz. Duru hemen görüntüyü durdu. Eline bir kağıt bir de kalem aldı.

" Ne yapıyorsun?" Diye sordum. Duru kağıda bir şeyler yazarken "taksinin plakasını alıyorum canım," dedi. Gözlerimi devirip "ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama sana kötü bir haberim var koca İstanbul'da o taksi bulunmaz!" Dedim. Duru omuz silkip "sen öyle san!" Dedi ve telefonun eline alıp bir şeyler yapmaya başladı.

Birkaç dakika sonra "hadi gidiyoruz." Dedi. Bezgin bir sesle "nereye?" Diye sordum. Gülümseyerek "taksi durağına." Dedi.

Ağzım şaşkınlıkla açıldı ve "na... Nasıl? Nasıl buldun?" Dedim kekeleyerek. Bir taksiye bindikten sonra Duru "üstün stalk yeteneklerimle." Dedi. Bu söylediği azda olsa beni güldürmüştü.

Taksi durağının az ilerisinde indik ve biraz hava alıp içeri girdik. Duru beni beklemeden yüksek bir "acaba bir ay önce yani 10 temmuz pazar günü ..... Bara hangi taksici gitmişti." Dedi. Herkes bize tuhaf tuhaf bakarken arkamızdan gür bir ses "ben," dedi.

Duru'yla birlikte hızla adama döndük. Ve "emin misiniz?" Diye sorduk aynı anda. Adam kaşlarını çatıp "evet eminim," dedi. Ben derin bir nefes alırken Duru "peki amca. O gece o bardan aldığın müşterileri nereye götürdün?" Diye sordu. Biz amcaya dikkatle bakarken amca düşünüyordu.

Birkaç dakika sonra "bir otele," dedi. Heyecanla "peki bizi o otele götürür müsün?" Diye sordum. Amca "hadi atlayın taksiye." Dedi.

***
Yaklaşık yarım saat içinde otele geldik ve amcaya teşekkür edip arabadan indik. Duru gözlerini kısıp biraz otele baktıktan sonra içeri geldik ve resepsiyon daki görevliden kamera kayıtlarını istedik.

Görevliyle birlikte kayıtları izliyorduk. Sabırsızlıkla "biraz ileri alabilir miyiz?" Diye sordum. Görevli gayet nazik bir şekilde "tabii," dedi ve kayıtları ileri almaya başladı.

Birkaç dakika sonra Duru bağırarak "dur!" Dedi ve "işte bunlar sizsiniz." Diye devam etti. Bilgisayara yaklaşıp baktım.

O herifle sarmaş dolaş bir şekilde girmişiz otele!

Duru "şu kumral olan çocuğu tanıyor musunuz?" Diye sordu. Görevli yine nazik bir şekilde "evet tanıyorum. Çok iyi bir müşterimizdir," dedi dişlerinin göstererek. Duru yalandan bir gülümsemeyle "peki rica etsek ismini ve adresini öğrenebilir miyiz?" Dedi.

Görevli yüzünü düşürüp "üzgünüm ama bunu yapmam yasak." Dedi. Ciddi bir şekilde "bakın hanımefendi bu bey benim hayatımı mahvetti! Lütfen bize yardımcı olur." Dedim.

Görevli kadın kafasını iki yana sallayarak "kusura bak..." Sözünü bitirmesine izin vermeden "ne isterseniz yaparım. Lütfen bana yardım edin." Dedim çaresizlikle.

Bir kağıda adresi ve ismini yazıp bana uzattıktan sonra "benden aldığınız kimseye söylemeyin." Dedi. Elindeki kağıdı alırken tüm samimiyetimle "kimse bilmeyecek. Teşekkür ederim." Dedim ve Duru'yla birlikte dışarı çıktık.

Derin bir nefes alıp kağıda baktım. Demek bebeğimin babası sendin Emre Doğan!

Kitabımı okuduktan sonra yorum yaparak düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim. :)

Ruj İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin