26. Bölüm

9.5K 324 59
                                    

Deniz ve Duru'yu tanıştırmak için davet ettim. Cips, kek gibi şeyleri bir tabağa koydum ve orta sehpahanın üzerine yerleştirip duvarda asılı olan saate baktım. Beş-on dakika sonra gelirlerdi.

Arka bahçeye açılan kapıdan çıktım ve derin derin nefesler alıp temiz havayı içime çektim. Kocaman ve yemyeşil olan bu bahçeyi çok seviyorum.

Yavaş adımlarla yeşil çimlerin üzerinde yürüdüm. Yürüyüş yapmayıda çok seviyorum.

***

Duru ve Deniz'i karşılayıp içeriyi davet ettim. Bir şey söylemeden bir süre sonra Duru daha fazla dayanamadı ve "biz tanıştırmayı düşünüyor musun Arya?" Diye sordu.

Gülümseyerek "Deniz, bu Duru benim çok yakın arkadaşım. Hattâ kardeşim diyebilirim. Duru, buda Deniz Emre'nin yakın arkadaşı. Geçenlerde tanıştık ve ben kendisini çok sevdim. Sizde tanışın istedim." Dedim.

Ikisi tanışıp biraz konuştuktan sonra Duru "şimdi sen Emre'nin en yakın arkadaşın. Yani onu iyi tanıyorsun. Sana onun hakkında birkaç şey sorsam sorun olur mu?" Diye sordu. Deniz "hayır olmaz. Sonuçta karısının onu tanıması gerek." Dedi. Hızla araya Girip "öyle değil. Yani ben bir şey sordurmuyorum Duru. Zaten merak ettiğim bir şey olursa kendisine sorarım." Dedim.

Duru derin bir nefes alıp "ben sorularımı soruyorum o zaman. Ilk olarak Emre'nin Arya ve Selin'den önce ciddi bir ilişkisi oldu mu?" Diye sordu.

"Hayır olmadı. Hatta Selin'le bile ciddi değildi. Ilişkileri uzun sürdü ama Selin burada olmadığı için Emre yine bekar bir erkek gibi takılıyordu."  Dedi ve gülümseyerek bana baktıktan sonra devam etti.

"Ama artık öyle. Arya Emre'yi çok değiştirdi."

"Gerçekten mi?" Diye sordum şaşkınlıkla. Bana göre Emre hâlâ aynı çünkü.

"Evet. Sen farkında değil misin?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Derin bir nefes alıp "Emre'nin senden önceki hâlini görmediğin için böyle düşünmen normal tabiî." Dedi. Duru boğazını temizleyip "neyse devam edelim. Emre Arya'dan önce nasıldı?"  Diye sordu.

"Genelde farklı kızlarla takılırdı. Doğru düzgün bir ilişkisi pek olmadı ama Emre'nin önceki hâli değil şuan ki hâli önemli. Değil mi Arya?"

"Evet öyle."

Duru bana döndü ve "o zaman sen anlat Emre şuan nasıl?" Dedi.

"Iyi. Beni mutlu ediyor. Eve erken geliyor. Bir işi çıktığı zaman bana  haber veriyor. Boş zamanlarında hep birlikteyiz."

"Sizin adınıza çok mutluyum." Dedi Duru.

"Bende." Dedi Deniz.

"Son bir şey daha var Deniz. Selin... O nasıl biri?"

"O iyi bir kızdır Duru. Bizim arkadaş grubundan birkaç kişinin gazına gelip bazı saçma şeyler yaptı ama artık yapmayacak vazgeçti."

"Emin misin?" Diye sordum.

"Evet. Dün konuştum. Şuan Amerika'da. Eğitimine devam ediyor."

Derin bir nefes alıp geriye yaslandım. Selin'in gittiğini duyunca üzerimden büyük bir yük kalktı sanki.

"Umarım bir daha karşınıza Selin gibi biri çıkmaz Arya."

"Umarım." Dedim fısıltıyla.

***

Duru ve Deniz'le birlikte güzel ve eğlenceli bir gün geçirdim. Ve mutlu bir şekilde Emre'nin gelmesini bekliyorum.

Kapıyı anahtarıyla açıp içeri girdi ve yanıma oturup "nasıl geçti günün?" Diye sordu. Gülümseyerek "güzeldi. Deniz ve Duru'yla konuştuk bütün gün. Peki senin günün nasıl geçti?" Diye sordum.

"Benimki sıkıcıydı. Hergün onca dosya ve toplantıya gidip geliyorum."

"O zaman sana birkaç soru sorayım, keyfin yerine gelsin."

"Tamam."

"En sevdiğin renk ne?"

Kaşlarını çatıp "sen ciddi misin?" Diye sordu. Kafamı olumlu anlamada salladım ve "hadi cevap bekliyorum." Dedim.

"Mavi. Senin?"

"Bende moru çok seviyorum. Peki en sevdiğin yemek?"

"Mantı. Senin en sevdiğin yemek ne?"

"Benimde mantı. Bayılırım mantıya." Dedim gülümseyerek.

"Neden bana böyle sorular soruyorsun Arya?" Dedi.

"Seni tanımak istiyorum. Sonuç olarak biz karı kocayız ve biribirimizi tanımamız gerekir."

Kafasını olumlu anlamda salladı ve "o zaman en sevdiğin film türü?" Diye sordu.

Hiç düşünmeden "korku. Senin?" Dedim.

"Dram." Dedi.

Birbirimizi tanımak için sorduğumuz sorular bu şekilde devam etti.

***
Yan yana uzanmıştık ve göz gözeydik. Bu mükkemel bir an. Hiç bitmesin istiyorum. Hep böyle olalım hiç ayrılmayalım falan. Ama tabiî ki Emre'nin bu düşüncelerimden haberi yok. Uzun bir sürede olmayacak.

Boğazını temizleyip "bugün ablan beni aradı." Dedi.

"Niye beni değilde seni aradı?"  Diye sordum.

"Onu bilmiyorum. Ama şey dedi. 'Biz yarın gidiyoruz. Arya veda etmek isterse gelin.'"

"Ne diyorsun gidelim mi?"

Fısıltıyla "gidelim. Son kez gidelim." Dedim.

"Ablan aranız neden böyle? Sanki sen ona bir şey yapmışsın gibi davranıyor."

"Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Bilsem düzeltirim zaten."

"Tamam. Boşver." Diyerek bana sarıldı ve "hadi uyuyalım artık." Dedi.

***

Sabah Emre'yle birlikte dışarda güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra ablamla vedalaşmak için yola çıktık. Ve kısa bir süre sonra oradaydık. Açıkçası ilk duyduğum zamanki gibi bir üzüntü yoktu içimde. Ama yinede üzülüyorum. Sonuçta ablam. Bana yeri geldiği zaman annelik ve babalık yapmış olan insan. Şuan benden ne kadar kaçmak istesede tüm yaptıklarını silip atamam.

Bana sıkıca sarılıp geri çekildi ve eline karnıma koyup "onun için iyi ol ve hiçbir şeyin seni üzmesene izin verme." Dedi. Derin bir nefes alıp  "bana neden soğuk davranıyorsun? Ben sana bilmeden bir şey mi yaptım abla?" Diye sordum.

"Hayır ama böyle olması gerekiyor. Neyse şimdi bunları konuşmayalım. Kendine iyi bak. Hep mutlu ol." Dedi. Fısıltıyla "sende. Dikkat et kendine." Dedim ve gözden kaybolana kadar arkalarından baktım. Daha sonra koşarak Emre'ye sarıldım ve "beni hiç bırakma olur mu?" Dedim.

"Hiç bırakmam."

Canlarım farkındayım bu bölümde kısa ama Selin gitti. Ablası gitti. O yüzden olaylar biraz az ama kısa bir süre içinde olaylar yine artacak. Yani ben öyle planlıyorum. Hepinizi çok seviyorum. Kendinize iyi bakın. 😚😍❤

Ruj İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin