1 hafta sonra...
O olaylı günden sonra Emre ne kadar konuşmak istesede onu reddettim. Şimdide her zaman ki gibi Duru'yla oturmuş televizyon izliyorduk.
Kafamı Duru'nun omzundan kaldırıp "ben aşeriyorum galiba..." dedim. Heyecanla bana dönüp "ne? Ne aşeriyorsun?" Diye sordu. Geriye yaslanıp "çilek." dedim.
Hemen telefona sarıldı. Kaşlarımı çatıp "ne yapıyorsun Duru?" Diye sordum. Gülümseyerek "Emre'yi arayacağım." Dedi.
Sert bir şekilde "olanları biliyorsun..." sözümü kesip "evet biliyorum ama bu şekilde davranmaya devam edersen kaybeden sen olursun!" Dedi. Bu sefer her zaman olduğundan çok daha sertti.
Alayla gülümseyip "kazandım mı kaybedeyim Duru? Bir şeyi kaybetmek için önce kazanmak gerekir!" Dedim. Kafasını olumlu anlamda sallayıp "evet kazanmadın çünkü hiç uğraşmadın. Hep karşı tarafdan bir adım bekledin ama olmadı." Dedi. Omuz silkip ayağa kalktım ve "ben odama gidiyorum sen takıl zaten yabancı değilsin." Dedim.
"Hep aynı şeyi yapıyorsun. Ne zaman sıkışsan kaçıyorsun."
Bunu duymamazlıktan gelerek odama gittim.
Yatağıma oturup derin bir nefes aldım.
Herkes neden benim üzerime geliyor? Duru... Benimle ilk kez bu kadar sert konuştu hemde Emre yüzünden. Üstelik haklı olan benken.
Yavaşça uzanıp gözlerimi kapattım. Ruhen yorulduğumu ilk defa bu kadar çok hissediyorum...
Duru'dan
Arya'nın odasına gittiğine emin olduktan sonra Emre'yi arayıp Arya'nın aşerdiğini söyleyip buraya çağırdım. Hem belki konuşup bir şeyleri düzeltirdi. Umarım...
Derin bir nefes alıp koltuktan yavaşça kalktım. Evi hızlı bir şekilde toplayıp Emre'yi bekledim.
Arya öğrendiğinde çok kızacak ama artık geri dönüş yok.
***
Kapı çalar çalmaz koşup açtım. Emre gelebilmişti sonunda. Gülümseyerek "hoşgeldin Emre." Dedim. Gülümseyerek "hoş bulduk Duru." Dedi.
"Hadi gir içeri."
Elindeki poşeti bana verip oturma odasına geçti. Odaya hızlı bir şekilde göz atıp bana döndü.
"Arya nerede?"
Derin bir nefes alıp "aslına bakarsan Arya seni buraya çağırmama izin vermedi ve kısa bir tartışma yaşadık. Şuan odasında." Dedim. Kafasını sallayıp oturdu ve "hâlâ kızgın bana öyle mi?" Diye sordu. Kafamı olumlu anlamada sallayıp "evet bende çok sinirliyim sana." Dedim.
"Duru..." sözünü kesip "bu kadar konuşma yeter ben şunları yıkayıp sana getireyim." Dedim. Kafasını salladı. Hızlı bir şekilde mutfağa gittim ve bir tabağa çilekleri boşaltıp yıkadım.
Oyalanmadan Emre'ye çilek dolu tabağı verdim ve "hadi git götür." Dedim. Gözlerimin içine endişeyle bakıp "bunları ben götürürsem beni öldürür." Dedi. Gözlerimi devirip "saçmalama lütfen. Hadi götür." Dedim.
Tabağı elimden alıp odaya gitti ve kapıyı çalıp içeriye girdi.
Arya'dan
Odamın kapısı bir kez çaldı ve Duru içeriye girdi. Arkamı dönmeden "Duru git başımdan!" Diye bağırdım. Ayak sesleri bana doğru yaklaşırken "bu sefer beni gerçekten kırdın Duru! Bu yüzden şuan seni görmek istemiyorum." Dedim.
Ses çıkarmadan gelip ayak ucuma oturdu. Derin bir nefes alıp "Emre yüzünden beni kırdın... Bana ilk defa bu kadar sesini yükselttin. Yani daha öncede olmuştu ama hiç başkası yüzden olmamıştı..." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruj İzi
Teen FictionKİTAP DÜZENLEMEK İÇİN BİR HAFTA İÇİNDE KALDIRILACAKTIR! Arya Bilgen O iğrenç gecenin bana hediyesi bir bebek olmuştu. Bu bebek benim bütün hayatımı mahvederken babasının rahat yaşamasına gönlüm razı gelmezdi. Eğer bende Arya Bilgen isem bunu onun ya...