25. Bölüm

9.3K 342 35
                                    

Öncelikle herkese merhaba canlarım. Şimdi size ufak bir şeyden bahsedip hemen bölüme geçeceğim. Birkaç bölümün sonuna "son" yazdığım için bazılarınız kitabın bittiğini sanmış ama öyle bir şey yok. Eğer bir gün final yaparsam bölüm başlığında "final" yazar. Neyse bu kadar yeter. Hepinize keyifli okumalar canlarım. 😊❤

Emre'nin arkadaşlarıyla tanışmamızın ertesi günü bugün. Kahvaltımı yapıp Emre'yle birlikte evden çıktım. Ve ablama gittik. Gülümseyerek "teşekkür ederim." Dedim. Emre belimi kavrayıp beni yavaşça kendine çekti ve yanağımdan öptü.

"Görüşürüz."

Bir şey söylemeden arabadan inip el salladım ve yüzümdeki saçma gülümsemeyle Duru'nun yanına gittim. O da saçma bir şekilde gülüyordu. Buda demek oluyorki her şeyi görmüş. Hemen kendimi toplayıp "hadi ablama çıkalım." Dedim. Birden ciddileşen yüz ifadesiyle "bence çıkmayalım. Çünkü kırılacaksın." Dedi.

Derin bir nefes alıp "Duru o benim ablam. Bir şey varsa benimde bilmem gerekir." Dedim.

"Evet ablan ama ben seni tanıdım tanıyalı sana iyi davranmıyor. Bu söyleyeceğimi yanlış anlama sakın ama ben sana ablandan daha iyi davranıyorum. Seni kırmamak için elimden geleni yapıyorum. Mutlu etmek istiyorum. Biliyorsun benim bir kardeşim yok. Yani sen dışında ve seni üzmek istemiyorum."

Haklıydı. Biz Duru'yla çocukluk arkadaşıyız. Birbirimiz hiç isteyerek kırmadık. Ama ablamla öyle değiliz. Ve ben bunun nedenin merak ediyorum. Ama kırılmaktan çok korkuyorum.

Derin bir nefes alıp " tamam. Bir şey sormayacağım ama buraya kadar geldik. Yukarı çıkalım." Dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı ve birlikte yukarı çıkıp kapıyı çaldık. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Ablam geri çekilip "içeri girin." Dedi.

Içeri girip oturduk. Duru fısıltıyla "ben burayı çok özlemişim Arya." Dedi. Gülümseyerek "bende." Dedim.

Ablam karışımıza oturdu. Gözlerini birkaç dakikalığına benim karnıma dikti ve yüzündeki belli belirsiz gülümsemeyle "karnın azda olsa belirginleşmiş." Dedi. Heyecanla "Evet. Dört aylık oldu. Yani doktor söyledi." Dedim.

"Cinsiyeti ne zaman belli olacak? Onu da söyledi mi?" Diye sordu Duru.

"Hayır. Aslına bakarsan ben sormadım o da söylemedi."

"Nasıl sormadın?"

"Unuttum Duru. Bir dahaki sefer sorarım merak etme."

"Siz niye geldiniz?" Diyerek böldü ablam.

"Ne demek niye geldiniz? Seni özledim abla. Illa bir şey mi olması gerek buraya gelmem için." Dedim ciddi bir şekilde.

Derin bir nefes alıp "öyle demek istemedim Arya. Hem iyi oldu geldiğin seninle konuşmam lazım benim." Dedi. Duru benden önce davranıp "ne konuşacaksın? Eğer özelse ben gideyim." Dedi.

"Yok. Özel değil. Sende kalabilirsin." Dedi ve kısa bir süre bekleyip devam etti.

"Biz gidiyoruz."

Şaşkınlıkla "nereye?" Dedim.

Ifadesiz bir şekilde "memlekete. Eniştenin memlektine." Dedi.

"Ben ne olacağım peki?"

"Sen bir şey olmayacaksın. Kaynana iyi bir insan. Ben öyle duydum en azından. Emre'yle de aranı iyi tutursan herhangi bir sıkıntı olmaz. Mutlu olursun."

Ağlamamak için kendimi sıkabildiğim kadar sıktım. Ve yutkunarak "beni özlemiyeceksin yani?" Diye sordum.

"Özlersem bile telefon var. Ararım konuşuruz."

Duru araya girip "Arya artık gidelim. Hani işlerimiz vardı halletmemiz gereken. Daha fazla geç kalmayalım." Dedi. Derin bir nefes alıp "tamam gidelim." Dedim ve ablama dönüp fısıltıyla "görüşürüz. Belki." Dedim.

Apartmandan dışarı çıkar çıkmaz derin bir nefes aldım ve "bunların hepsi bebeği olmadığı için." Dedim.

"Değil! Seni tanıdım tanıyalı ablan böyle. O yüzden kendini üzme." Dedi ve dolan gözlerime bakıp "sakın ağlama. Ablanın dediğin yap. Emre'yle aranı iyi tut."

Kısa bir sessizlikten sonra gülümseyerek "gerçi sabah gördüğüm kadarıyla aranız gayet iyi." Dedi. Kafamı olumlu anlamada sallayıp ona her şeyi anlattım.

"Biliyordum! Bu evliliğin gerçek olacağını biliyordum!" Diye sevinçle bağırdı. Hızlıca ağzını kapatıp "bağırma Duru. Herkes bizim evliliğimiz gerçek olarak biliyor zaten. Hem bu kadar sevinme ne olacağı belli olmaz." Dedim.

"Bence olan olmuş. Bu saatten sonra bozulmaz inşallah."

Kimsenin duyamayacağı bir şekilde "inşallah." Dedim.

***

Akşam yemeğini Emre'yle yedikten sonra hiç bir şey söylemeden odaya çıktım. Ne kadar belli etmemeye çalışsamda canım yanıyor.

Ablam resmen beni yok sayıp gidecek. Galiba Duru haklı. Ablamı boşvermem gerek. En azından bebeğimin sağlığı için bu önemli.

"Nasılsın?"

Emre'nin sesiyle birlikte kendimi toplayıp gülümsemeye çalıştım.

"Iyiyim. Sen?"

Yanıma oturup "ben iyiyim ama gerçekten iyiyim senin gibi yalan söylemiyorum." Dedi. Kaşlarımı çatıp "yalan söylediğimi nereden çıkardın?" Dedim. Derin bir nefes alıp "anlıyorum. Susmandan anlıyorum. Surat ifadenden anlıyorum ve fazla uzatmadan bana anlatmanı istiyorum." Dedi.

Dediği yaptım ve uzatmadan kısaca ablamın gideceğini söyledim.

Derin bir nefes alıp gülümsedi.

"Buna üzülmene gerek yok. Istediğin zaman gider ziyaret ederiz."

Kafamı iki yana sallayıp "istemiyorum. Hem gitmemek ikimiz içinde iyi olur." Dedim.

"Bilmediğim başka bir şey var mı?"

Kafamı olumlu anlamada sallayıp "şimdilik var ve olmaya devam edecek." Dedim.

Emre yanıma uzanıp "benden saklamanı istemem ama kendin bilirsin." Dedi. Kaşlarımı çatıp "sen niye uzanıyorsun! Burası benim yatağım." Dedim.

Gözlerini devirip "gören de ilk kez yan yana yatıyoruz sanacak." Dedi. Derin bir nefes alıp "evet ilk kez yan yana yatmıyoruz ama..." Sözümü kesip "bunu bana borçlusun. Yani geçen gece geldiğinde ben sana böyle yapmadım." Dedi.

"O başkaydı. Ben korktuğum için geldim yanına."

"Bende korkuyorum. Bir daha seninle uyuyamazsam diye korkuyorum."

Gözlerimin içine baktı. Kafamı hızla geri çevirip "tamam yat." Dedim.

Bana güzel şeyler söylemesi ne kadar hoşuma giderse o kadar utanıyorum. Bu tepkilerim hep bundan. Yoksa hoşuma gidiyor...

***
Gözlerimi açıp etrafıma baktım. Birkaç dakika sonra Emre'nin ellerinin benim belimde olduğunun farkına vardım hızlıca geri çekildim. Bu hareketimle birlikte Emre gözlerini araladı ve uykulu sesiyle "günaydın."  Dedi.

"Günaydın." Dedim ve gözlerimi kaçırıp "ellerini belimden çekersen kalkacağım Emre." Dedim. Ellerini yavaşça çekip "beni bu yüzden mi uyandırdın?" Diye sordu.

Ayağa kalkarken "evet." Dedim. Beni belimden tekrar kavrayıp kendine doğru çekti ve kulağıma "en çokda bu hallerini seviyorum." Dedi.

Gülümsedim ve "öyle mi? Ne zamanda beri?" Diye sordum.

"Ilk tanıdığım andan itibaren."

Kisa oldu ama bir dahaki bölüm telafi edeceğim. Hepnizi bayramı kutlu olsun canlarım. ❤

Ruj İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin