4. Bölüm

26K 756 23
                                    

Yorma kendini, bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin...

Kafamı yavaşça sesin geldiği tarafa doğru çevirip "sen bana ne demek istiyorsun?" Dedim. Çarpık bir gülüşle "nereden biliyim o çocuğun benden olduğunu ya babası başka biriyse?" Dedi.

Sinirle "sen beni ne zannettin be?" Dedim. Sakin bir şekilde "ben gayet açık konuştuğumu düşünüyorum." Dedi.

Ciddi bir şekilde "madem kendinden bu kadar eminsin o zaman DNA testi yaptıralım!" Dedim.

Oturduğu yerde dikleşti ve "bana uyar," dedi kendinden emin bir şekilde.

"Tamam o zaman yarın burada saat 10:00'da burada buluşup hastaneye gideriz, tamam mı?" Dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı.

Gözlerimi kısıp ona dönerek "sen burayı nasıl buldun?" Diye sordum. Gülerek "sorun bu mu şimdi?" Dedi. Sinirle "evet!" Dedim.

"Sen beni nasıl bulduysan bende seni öyle buldum," dedi ve elini cebine atıp bir kart çıkardı. Bana doğru uzatıp "al şunu," dedi.

Kaşlarımı kaldırıp "bu ne?" Diye sordum. Silik bir gülümsemeyle "telefon numaram, bir şey olursa ararsın diye." Dedi.

Kartı hızla elinden çekip cebime attım ve "hani kendinden emindin," dedim. Gözlerini kısıp "ne alaka şimdi bu?" Dedi.

Gülerek "kartını verdin ve bir şey olursa ara dedin..."

Ellerini saçlarına sertçe geçirip "o kartı verdim diye bir şey değişmedi. Kendimden hala eminim!" Dedi.

Kafamı 'tamam' anlamında sallayıp tekrar çocukları izlemeye başladım.

Boğazını temizleyip "biliyor musun? O geceden sonra bir daha karşılaşacağımız düşünmemiştim," dedi.

Gülerek "bende ama kaderin oyun işte yapacak bir şey yok." Dedim. Kafasını bana doğru çevirip "ailenin haberi var mı?" Diye sordu.

Ciddi bir şekilde "sadece ablamın ve arkadaşım Duru'nun haberi var. Senin ailenin haberi var mı?" Dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı ve "evet var ve eğer çocuk bendense..." Dedi ve durdu.

Kaşlarımı çatarak "ne oldu? Niye durdun?" Dedim. Dudakların yalayıp "boşver, zaten bebek bendense öğreneceksin," dedi.

Kafamı yere eğip "peki," dedim.

Telefonum çaldı. Hemen açıp "efendim abla," dedim. Sesinden sinirli olduğu anlaşılıyordu "hemen eve gel çabuk!"

Çaktırmamaya çalışarak "tamam ablacım hemen geliyorum," ve telefonu kapattım.

Ayağa kalkarken "hadi sen de git artık," dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı ve ayağa kalktı.

Ben evime gitmek için sağ tarafa döndüm. O ise arabasına gitmek için sola döndü.

Eve geldiğimde ablam endişeyle "bana  bak Arya enişten bir şeylerden şüphelenmeye başladı. Elini biraz çabuk tut!" Dedi.

Etrafı kontrol edip "merak etme DNA testinden sonra direkt olarak evleneceğiz tamam mı!? Şimdi sakin ol ve sakın enişteme bir şey belli etme!" Dedim.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkandıktan sonra aynada kendimi incelemeye başladım. Bitkin bir halim vardı. Gözlerim şişmişti ve altları uykusuzluktan morarmıştı.

Sanki 25 yaşında değilde 30 35 yaşlarında gösteriyordum. Elimi karnıma götürüp "bu kadar ağlamak yeter, şimdi savaş zamanı Arya." Dedim fısıltıyla.

Odama gidip yatağımın ucuna oturdum ve Duru'ya olanları anlatan uzun bir mesaj attım. Daha sonra telefonu sessize alıp masanın üzerine koydum ve kıvırılıp yatağa yattım.

Bu gece hiçbir şey düşünmeden deliksiz bir uyku çekmek istiyorum. Kaç gündür hasret kaldığım o güzel uykunun kollarına kendimi bıraktım.

***

Sabah yavaşça gözlerimi saate baktım. Çok erkendi.

Yavaşça yatağımdan kalkıp elim yüzüm yıkadım. Mutfağa gidip bir şeyler atışdırdıktan sonra odama geçtim.

Dolaptan rastgele bir şeyler alıp üzerime geçirdikten sonra biraz sonra biraz telefonumla oynadım.

Ablama küçük bir not bırakıp evden ayrıldım. Dışarı çıkıp parka doğru yürüdüm.

Dünkü banka oturup Emre'yi beklemeye başladım. Yaklaşık on dakika Emre geldi.

Arabaya bindim ve hastaneye doğru gitmeye başladık. İkimizinde konuşacak hali olmadığı için susuyorduk.

***

Bir hastanenin önünde durduk. Yavaşça arabadan inip hastaneye doğru yürüdük.

Emre ve beni bir odaya alıp ikimizdende kan örneği aldılar ve üç gün sonrası için randevu verdiler.

Ruj İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin