Kahvaltımızı yaptıktan sonra Emre hesabı istedi ve bana dönüp gülümsedi.
"Şimdi ne yapmak istiyorsun?"
Şaşkın bir şekilde "ben mi?" Dedim. Gözlerimin içine bakıp "evet sen." Dedi. Geriye yaslandım ve "bilmem." Dedim.
"O zaman ben bir şeyler düşüneyim." Dedi. Kısa bir süre sonra "biraz yürüyelim mi?" Diye sordu. Kafamı olumlu anlamada sallayıp "olur." Dedim.
Hesabı ödeyip ayrıldık.
Bulduğumuz yerin aşağısında bulunan yürüş yoluna indik. Yavaş adımlarla yürürken Emre hiç beklemediğim bir anda beklemediğim bir şey sordu.
"Bebeğin cinsiyetin ne zaman öğreneceğiz biz?"
Açıkçası bu sorunun cevabını bilmiyordum ve daha önce hiç düşünmemiştim.
"Dört yada beşinci ayda diye biliyorum ama tam emin değilim." Dedim.
Yüzünden kocaman bir gülümseme oluştu ve "şuan kaç aylık?" Diye sordu. Derin bir nefes alıp "bir buçuk aylık." Dedim.
"O zaman fazla bir şey kalmamış öğrenmemiz için." Dedi. Kafamı olumlu anlamada salladım ve "öyle." Dedim.
Nedenin bilmediğim bir şekilde Emre'nin bu soruları beni çok gerdi. Bu yüzden kısa cevaplar veriyordum.
Derin bir nefes alıp "artık gidelim mi?" Diye sordum. Sanki gitmek istemiyormuş gibi "daha yeni yürümeye başladık." Dedi.
"Iki gün sonra nişanımız var. Onun için biraz dinlenmem gerek." Dedim. Kafasını olumlu anlamda sallayıp "doğru ya nişan var. Tamamen aklımdan çıkmış." Dedi.
Duyamayacağı bir şekilde "hatırlamış oldun." Dedim ve hızlı adımlarla arabaya yürüdüm.
***
Emre yol boyunca benimle konuşmaya çalıştı ve Emre'yle ilk defa bir yolculuğumuz bana bu kadar kısa geldi. Acaba Emre'de ki bu değişimin sebebi neydi?Evin önün de arabayı durdu ve "teşekkür ederim." Dedi. Arabadan indim ve kaşlarımı çatıp "ne içindi bu teşekkür?" Diye sordum.
"Her şey için." Dedi. Gülümseyerek "asıl ben teşekkür ederim her şey için." Dedim ve hızlıca eve girdim.
Ablam kaşlarını çatıp bana sinirle bakıyordu.
Derin bir nefes alıp "ne oldu? Niye öyle baktın?" Dedim. Sert bir ses tonuyla "nereye gittin sen?" Dedi.
Sakin bir şekilde "işim vardı. " Dedim. Gözlerimin içine sinirle bakıp "bir daha heber ver o zaman!" Dedi ve mutfağa geçti.
Derin bir nefes aldım ve oturma odasına geçip oturdum.
Duru dün söylediklerinde haklıydı galiba. Eniştem ve ablamın buradan gitmesi gerekiyor. Yoksa herşey daha da kötü olacak.
Geriye yaslanıp kollarımı birbirine bağladım ve hiçbir şey düşünmemeye çalıştım.
Emre'den
Arya'yı eve bıraktıktan sonra arkadaşlarımla buluşmaya gittim.
Arya'dan ve bebekten kimsenin haberi yoktu. Selin hariç...
Gülümseyerek ve hızlı adımlarla içeri girdim. Bizimkiler her zaman oturduğumuz yer olan cam kenarına oturmuşlardı.
Yanlarına gittim ve neşeli bir sesle "nasılsınız?" Diye sordum ve Mert'in yanına oturdum.
Mert gülümseyerek "biz iyiyiz ama sen daha iyisin. Hayırdır ne bu neşe?" Diye sordu.
Kollarını biribirine bağlayıp kaşlarını çatarak bizi izleyen Selin. Yaslandığı koltukta dikleşti ve kollarını serbest bıraktı. Gozlerimin içine sert sert bakarak "neredeydin sen?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruj İzi
Teen FictionKİTAP DÜZENLEMEK İÇİN BİR HAFTA İÇİNDE KALDIRILACAKTIR! Arya Bilgen O iğrenç gecenin bana hediyesi bir bebek olmuştu. Bu bebek benim bütün hayatımı mahvederken babasının rahat yaşamasına gönlüm razı gelmezdi. Eğer bende Arya Bilgen isem bunu onun ya...