Part; 26

3.2K 267 10
                                    

"Ne? Ne saçmalıyorsun evine gelip bıçakladı mı seni yani ne oldu? Dövdü mü? Kavga mı ettiniz?"

Sky ani bir telaşla odada dolandı. Alonza sakince onu izledi ardındam sessizce  güldü. Tişörtünü kaldırıp arkasını döndü. Sırtındaki pansuman gün yüzüne çıktı.

"Ağaçtan düştüm. Yatağa tentirdüyot döküldü. Her gün yaramı temizleyebildiğim kadar temizleyip pansuman yapıyorum. Meraklanma."

Sky yutkundu. Yastığı köşeye bıraktı. Bir iki adım yaklaştı aralarındaki üç adımlık mesafeden sordu,

"Dokunabilir miyim?"

Karşınındaki kızıl kadın kafasını salladı. Sky ona iyice yaklaştı. Aralarındaki üç adımlık mesafe hızla kapandı. Elleri narince dokundu elinin altındaki bembeyaz tene. İlk defa bir kadının sıcak tenine dokunmuştu. Gülümsedi.

"Hava buz gibi. Tenin ise sanki ateş..."

"Belki de kızıl olduğumdan."

"Ah. Saçların, Tenine çok yakışıyorlar. Bembeyaz ve pürüzsüz. Aman tanrım. Belindeki o gamzeler. Güzelliklerine bak. Onlara dokunabilir miyim Aleron?"

Cevabı beklemeden kadının beline koydu iki elini. Dizleri üzerinde çöktü. Narince yaklaştı. Eğildi iyice. Baş parmakları sağ ve sol taraftaki iki gamzenin üzerini kapatıyordu. Parmaklarını çekti.

"Şair Ruhlu Kadının, şiirlere konu olacak teni burada. Asıl sorun. Ben şiir yazamıyorum."

Sesi sakin, düşük ve yavaştı. Yutkundu.

"Lütfen." dedi. Elini Alonza'nın eliyle birleşti. Diğer eli hala belindeydi. Dudaklarını bel çukuruna bastırdı. Yavaşça, olabildiğince hafif. Sadece dudakların çıkarttığı o tiz ses yankılandı yüksek tavanlı salonda. Alonza kafasını geriye indirdi. Saçları beline kadar uzandı.

"Sanırım az önce ruhum sırtımdan içeri doldu Sky."

"Sanırım az önce aşkı tattım Alonza."

Kısa kısa yazmak hoşuma gitti herhalde piskopatım.

Şair Ruhlu Şövalye'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin