Part; 56

1.9K 162 9
                                    

"Alonza? Kremlerim nerede benim?"

"Aşkım ben onları attım ya."

"Ne? Ne demek attın!?"

"Kokuları güzel değildi attım. Zaten az kalmışlardı."

Alonza'ın üzerine doğru yürürken Ally kapıdan girdi.

"Ablam makyaj masanın üzerinde malzemelerini karıştırıyordu elindeki kolayı döktü. O yüzden hepsini toplayıp attık."

"ALONZAA!!! SADECE 5 DAKİKA DUŞA GİRDİM YA!"

"Aşkım sakin oll, Ally neden beni ispiyonluyorsun sen sürekli çık odamızdan!" Ally elindekileri yere bırakıp tıpış tıpış odadan çıkarken Alonza ellerini belime koydu.

"Kızma bebeğim. Gel sana yenilerini alalım."

"Kremsiz dışarı çıkamam Alonza.''

"İnternetten alalım? Ya da şapka tak bebeğim. Bir şey olmaz hadi."

Bornozumun omuzunu yavaşça sıyırıp bir öpücük bıraktı hala sıcak tenime. Dudaklarını omuzlarımda gezdirirken göğsüme de indirmeyi ihmal etmedi.

"Aleron. Şimdi değil."

"Ahh. Aleron demek. Emin olun sizi sandığınızdan daha güzel yaşatacağım kraliçem. Şaşacaksınız. Hayatın güzelliğini benimle fark edeceksiniz."

Belimden kavrayıp beni yatağa itti. Üzerime çıktı. Bacaklarını belimin iki yanına koydu.

"Fransız öpücüğünü hiç denemedik seninle. Baiser amoureux." Diye mırıldandı. Sonda söylediği fransızca şeyi gram anlamamıştım.

Ama fransızca konuşması beni benden alıyordu. Harikaydı. Dilini dudaklarıma sürttü.

"Fransızca konuşman. Beni bi hoş ediyor Alonza."

"Je vous aimeria toujours une chose trés spéciale pour moi Sky."

"Oh. Şimdi oldu işte."

"Seni çok seviyorum benim için özelsin Sky."

"Aaah anlamı da güzel."

Bedenimi altında kontrol ederken telefonum çalmaya başlamıştı. Bornozumu hafif araladı. Bacaklarımı kapattım.

"Skyy." Diye mırıldandı. Elim yatağın üzerindeki telefonu arıyordu. Ellerimi sağa sola hızlı hızlı gezdiriyordum. O sırada telefon elime çarptı. Alonza dudaklarımı diliyle aralarken telefonu açtım. Kafamı yan çevirip konuşmaya başladım. Alonza dilini boynumda gezdiriyordu yavaşça.

Kim arıyordu. "Hey Kim?" Diye zorlukla sesimi çıkarttım. İnlemeyle karışık bir şey olmuştu.

"Ne yapıyorsun Sky?"

"Hiç Alonza ile. İşte... Bir sorun mu var?"

"Hayır yok. Gelecek misin diye merak ettim."

"Nereye?"

"Yapmaa. Bu gün Hanna'nın doğum günü."

"Ah siktir. Unuttum. Alonza ile işimiz var biraz. Sonra uğrarım. Nerede olacağız?" Alonza'nın kafasını ileri doğru ittim. Elini çoktan bacaklarımın arasına sokmuştu.

"Barda." Ağzımdan ufak bir inleme çıktı. Alonza cesaretlendi ve kendini bana sürttü.

"Adresi atarsın oldu mu?"

"Tamam. Orada görüşürüz Sky."

"Görüşürüz Kim."

Telefonu kapatmadan fırlattım. Alonza'ya döndüğüm gibi dudaklarımı kavrayışı bir oldu. Kafamı geri çevirdim.

"Bebeğim napıyorsun?"

"Je donne."

"Lütfen. Anlayacağım dilden."

"Veriyorum Sky. Sen istedin ben de veriyorum."

Elini çekip belime destek yaptı. Dudakları yavaş yavaş benimkileri eziyordu. Dilini hissediyordum. Fazlasıyla sakindi. Aynı zamanda sıcak.

İçim gidiyordu. O sakinleştikçe ben sanki bir roket misali fırlayacakmış gibi hissediyordum. Bedenim onun altında sömürgeyi kabul etmiş bir biçimde sadece onun istediklerini yapıyordu.

"Eğer geçen sene bana, sana bunu yapacağımı söyleselerdi. Onlara küfür ederdim."

Aynı sakinlikte öpmeye devam etti. Dili ve boğazım çoktan tanışmıştı zaten. Sadece bornoz olan bedenime ise bornoz fazla geliyordu. Ateşi beni de sarmıştı çoktan.

"Ama şimdi. Yemin ederim seni becermemek için zor tutuyorum kendimi."

Kendisini geri çekip anlımdan öptü ardından minicik bir öpücük de burnuma bıraktı.

"Biliyorum daha erken müstakbel karıcığım." Oturdu ve bana sarıldı. Ardından kucağına çekti. Sırtımı göğsüne yasladı ve kafasını omuzuma koydu.

"Seni çok seviyorum. Fransa bizi bekliyor kraliçem."

"Fransa bizi bekliyor Aleron..."

#KalbiDengem.

Şair Ruhlu Şövalye'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin