Koltuğunu geriye doğru ittirmiş, bacaklarını yukarı toplamış bir şekilde tüm yol boyu beni izlemişti. Ona bakmak istesem de bakmıyordum çünkü kaza yapmak istemezdim. Dikkatimi dağıtan bir güzelliği vardı ve bana aitti. Benim sevgilimdi, benim karımdı, benim çocuğumun annesiydi. Bu çok değişik bir his. Bir kadının tam anlamıyla size ait olması, yani bunu kötü anlamda söylemiyorum ama ait işte. Beni seviyor, bana bakıyor, öpüyor, kokluyor ve bunları sadece bana yapıyor. O güzel kalbini yalnız ben görebiliyorum.
Güzel gözlerini üzerime dikip baktığında tamam diyorum, pes et artık, sende ona aitsin. İkiniz birsiniz. Ayrı olamazsınız. Kalbiniz bir, nefesiniz bir..
Gözlerimi ona çevirdiğimde uyumamak için direndiğini fark ettim. Koca gözleri şimdi küçücük olmuştu ve kızarmıştı. Güzel yüzü biraz solgun dururken gözlerim göbeğine kaydı. Daha bebeğimle tanışamadım bile. Ona bir merhaba bile diyemedim. Ufak bir tebessüm yüzüme yayılırken akıp giden yola bakıp derin bir iç çektim.
***
Uyanmaması için onu dikkatle kucağıma aldığımda bir şeyler mırıldanıp başını iyice göğsüme gömdü. Burnumu saçlarının arasına yaslayıp derin bir nefes aldım. Bir insan nasıl bu kadar güzel kokabilirdi? Parfüm değildi bu, kendine has bir kokuydu ve hep böyle kokuyordu. En az bir bebek kadar mis gibi kokuyordu.Kapıyı açan Güneş Hanım'a gülümseyip merdivenlerden çıktım ve onu yatağına yatırdım. Ayakkabılarını ayağından çıkartıp şapkasını da çıkardım. Üzerindeki montu çıkarmaya çalışırken gece kadar koyu gözleri aralandı. Bir süre ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bana baktı.
"Neredeyiz?" Dedi etrafı süzerken. Doğrulmak isteyince onu durdurdum.
"Evdeyiz, saat çok geç oldu. Uyu hadi," dudaklarımı alnına ve şakağına bastırdım. Gözleri bunu bekliyormuş gibi hemen kapandı ve uykusuna devam etti.
Kusursuz yüz hatlarını incelerken uykusunda dudakları belli belirsiz kıvrıldı. Bebek gibi derken yalan söylemiyordum. Onun ufak bir bebekten hiçbir farkı yoktu.
Parmak uçlarımı usulca yüzünde gezdirdim."Ali," mırıltılı sesini duyunca gülümsedim. Ona doğru eğilip burnumu yanağına sürtüp kokusunu içime çektim.
"Buradayım sevgilim." Dedim kulağına doğru. Geri çekilip yüzüne baktığımda gözleri yeniden açılmıştı.
"Sakın gitme." Gözleri büyük bir yoğunlukla bana bakıyordu ve sanki gözlerinden içime doğru akan sıcak bir şey vardı. Kalbim kor ateşlerde yanıyordu.
"Asla," dudağının kenarını öpüp ayakkabımı ve montumu çıkartıp yanına uzandım. Hemen bana dönüp göğsüme sokuldu. Şimdide kedi gibiydi.
Aramızdaki boşluğu fırsat bilerek elimi karnına yasladım. Göbeği dümdüz olmasına rağmen çok garip ama onu hissedebiliyordum sanki. Elini elimin üzerine koyup usulca karnında gezdirdi.
"Merhaba bebeğim." Dedim kısık bir sesle. Selin'in dudakları arasından çıkan sıcak nefes yüzüme çarptı. Oksijenim.
"Babayla tanışma vakti ufaklık." Selin'in sözleriyle kısık sesle güldüm.
Daha çok ufaktı biliyorum ama şu an tekme atsa müthiş olabilirdi. O günleri düşünerek gülümsedim. Baba olacaktım. Bu ihtimal aklıma bile gelmezken baba olacaktım. Ya iyi bir baba olamazsam? O adamdan aldığım tüm kötü huylarımı çocuğuma uygulamazdım değil mi? Hayır yapmazdım.
Benim bugüne kadar hiç kimseyle paylaşmadığım kocaman bir sevgim vardı ve bu sevgi hem Selin'e hemde bebeğime fazlasıyla yeterdi. Ben hep çok seveceğim onları, ben şımartacağım bebeğimi, o ne isterse onu yapacağım. Bir baba nasıl olur hiçbir fikrim yok ama öğreneceğim. Gerekirse babalığın kitabını yeniden yazacaktım ve onlara layık olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşluk
FanfictionBir kırık gençlik hikayesi.. Uzaydaki Ali'ye, koca gözlü Selin'e selam olsun.. -bir başka AlSel hikayesi.