26. Bölüm

1.8K 79 34
                                    

1 YIL SONRA..

Sırtımda hissettiğim hareketlilik ve kıkır kıkır gülme sesleri uyanmama neden oldu ama gözlerimi açmadım. Gece yatakta gezinip dururken güya sessiz olmaya çalışıyordu ama bize çarpıp duruyordu.

"Anni," kısık sesli mırıltısı gülümsemek istememe neden olsada sessiz kaldım.

"Ne oluyor Gece?" Selin boğuk sesiyle konuştuğunda tek gözümü açıp baktım.

Gece dirseklerini annesinin sırtına yaslamış ve yüzüne doğru eğilmiş bir şekilde duruyordu. Küçük poposu tam ısırmalık dursa bile onu izlemeye devam ettim.

Annesini uyandırmaktan vazgeçip sırtına yattı ve saçlarıyla oynamaya başladı. Küçük eliyle tuttuğu saç tutamlarıyla hem oynuyor hemde koklayıp duruyordu. Bu onun bir alışkanlığıydı, uyumadan önce mutlaka Selin'i koklardı.

Daha fazla kendimi tutamayıp doğruldum ve belinden tutup onu kucağıma aldım. Hiç beklemediği bir hareket olduğu için gözleri kocaman açılmıştı ve mavi gözleri merakla etrafı inceliyordu.

"Sabahın köründe, neden bizi uyandırmaya çalışıyorsun küçük hanım?" Yeniden uzanıp onuda yüz üstü üzerime yatırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sabahın köründe, neden bizi uyandırmaya çalışıyorsun küçük hanım?" Yeniden uzanıp onuda yüz üstü üzerime yatırdım. Dirseklerinin üzerinde doğrulup yüzüme baktı ve kocaman gülümsedi.

"Baba," dedi burnumu sıkarak. Sesinin tonu dünyadaki en huzurlu melodiydi. Küçük kıkırdamalarını ise tarif edecek kelime bulamıyorum.

"Saat altı Gece, hadi uyu kızım." Küçük beline sarılıp boynunu koklayarak öptüm. Elleriyle beni ittirip kalkmaya çalıştı.

"Anni," dedi ağlamak üzereyken. Tombik yanağına bir öpücük kondurup doğruldum.

"Selin, sevgilim." Dedim Selin'in omzuna küçük öpücükler bırakırken. Selin huzursuz bir şekilde hareket edip derin uykusuna kaldığı yerden devam etti.

"Gece emmek istiyor." Dedim parmaklarımı saçlarında hareket ettirirken. Başını bana doğru çevirdi ve usulca gözleri aralandı.

Uykudan dolayı hafif şişmiş gözleri, gül kurusu rengindeki dudakları, çıkık elmacık kemikleri, upuzun kirpikleri, dağılmış saçları ve minik burnuyla anneden çok bebeğe benziyordu.

Gece'nin üzerinden ona doğru eğilip kurumuş dudaklarını öperek ıslanmasına neden oldum. Gözleri ağır ağır kapanıp açılırken kahve gözleri cam gibi parladı.

"Cidden, bu kadar güzel olmak zorunda mısın?" Dedim burnumu burnuna sürterken. Yeniden dudaklarıma yöneldiğinde aramızda sıkışan Gece ikimizide ittirdi.

"Mama," dedi ağlamaklı ifadesiyle. Selin'in gözleri ona çevrildiğinde derin gamzeleri çıktı ortaya. İki derin çukur..

"Meleğim benim! Küçük yaramazım, gel anneye kocaman bir öpücük ver." Gece beni hemen sattı ve annesinin kucağına tırmandı.

BoşlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin