-Multide aşık olunca mükemmel bakan Selin'imiz var.
-Gecikme için özür dilerim ama dün çok yoğun bir gündü, daha önce hiç bu kadar ayrı kalmamıştık ama geldim!
-Geçen bölümde bir sıkıntı olduğu için atılan yorumlar gelmedi o yüzden bu bölüme bol bol yorum istiyorum. Fikirleriniz benim için çok değerli.
-Aklınızda olan bir sahne varsa bana özelden yazabilirsiniz, hayal dünyamızın ucu bucağı yok hepsini yazarım.
-Yine çok konuştum biliyorum ama son olarak hikayemizin kapağı için teşekkür etmek istiyorum. Varsa böyle yeteneği olan kapaklarınızı beklerim.
-Neyse hepinizi kocaman öptüm, iyi okumalar efenim.Bunu neden yaptı? Neden yeniden kendine zarar vermek istedi? Neden ölmek istiyor? Benim bilmediğim ne oluyor, kendi içinde nelerle mücadele ediyor? Ben annemin mutsuz olduğunu neden fark edemiyorum? Onun kendine zarar verebileceğini nasıl fark edemiyorum?
Belki bilseydim, anlasaydım.. şuan bu durumda olmazdık. Annem ameliyatta olmazdı, biz çaresiz bir şekilde onu burada beklemezdik. Sadece biraz daha dikkatli olsaydım eğer, şuan her şey yolunda olurdu. Mutlu olurduk.
Kaç saat oldu bilmiyorum ama hastaneden nefret ettiğimi bir kez daha anladım. Bu ruhsuz beyaz koridorlar, soğuk ve insana ölümü hatırlatıyor. Ameliyathane kapısında saatlerce beklemek sabrı hatırlatıyor. İçeriden çıkmayan doktorlar umudun azalmasını hatırlatıyor.
En son ne zaman bu kadar çok korktuğumu hatırlıyorum. Kaza yapmıştık, Selin'in karnında koca bir cam parçası vardı. O gün benim sabrımın, aşkımın, gücümün ve daha birçok şeyin sınandığı gündü. Ben ilk defa birini kaybetmekten korktum. İlk defa o korkuyu iliklerime kadar hissettim.
Onun gittikçe beyazlaşan yüzü, ben üzülmeyeyim diye acısını hiçe sayması, saatlerce o soğukta hiç sesini çıkarmadan beklemesi.. hâlâ aklımda. O an benim en büyük travmamdı. Kollarımın arasında tüm çaresizliğiyle yatarken ölüm kapıda bekliyordu, ölümün soğuk nefesi ensemizdeydi ama Selin pes etmedi.
Şimdi biliyorum annemde pes etmeyecek. Ameliyat iyi geçecek, belki bir süre yoğun bakımda kalacak ama sonra mutlaka uyanacak ve ben ona neden bunu yaptığını soracağım. Uyandığı günden itibaren artık hep yanında olacağım. Onu ölümden olabildiğince uzak tutacağım.
"Ali, Selin'e bir baksan iyi olur." Gözlerim daldığı boşluktan duyduğum sözlerle uzaklaştı. Acıyan gözlerimi kırpıştırıp yerden kalktım ve etrafa baktım.
"Nerede?" Dedim büyük bir panikle. Yine birine bir şey olmasından ölümüne korkuyordum ve bu histen nefret ediyorum.
"Lavaboya gitti." Halamı arkamda bırakıp koşarak lavaboya gittiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Birkaç kadın şaşkınlıkla bana bakarken onlara aldırmadım.
"Selin?" Seslenişim üzerine kapalı kapıların herhangi birisinin ardından bir öğürme sesi duydum ve hızla kapıya ulaştım.
"Selin iyi misin? Aç kapıyı," bir süre içeriden ses gelmedi, sonra sifon sesi duyuldu ve kapı nihayet açıldı.
Göz altlarında oluşan mor halkalar, bembeyaz olan yüzü ve durgun bakışlarıyla yinede bana gülümsemeye çalıştı. Dolan gözlerimle ona sıkıca sarıldığımda kollarını hiç boşluk bırakmadan boynuma sardı.
Saçlarını, boynunu ve en son omzunu öpüp geri çekildim. Gözleri şimdi yaşlarla dolmanın etkisiyle kıpkırmızı olmuştu. Yanaklarını okşayıp şakağını öptüm.
"Eve git, burada olmak sana iyi gelmiyor. Eve git ve uyu sevgilim." Başını hemen olumsuz anlamda salladı.
"Gidemem Ali. Ben.. hissettim." Dediğinde kaşlarımı havaya kaldırdım. "Annenin kendine zarar vereceğini hissettim ama saçma bir düşünceye kapıldığımı sandım." Gözlerinden akan yaşlar dudağına doğru süzüldü. Burnunu çekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşluk
FanficBir kırık gençlik hikayesi.. Uzaydaki Ali'ye, koca gözlü Selin'e selam olsun.. -bir başka AlSel hikayesi.