29. Bölüm

1.8K 73 26
                                    

Burada olmak çok güzel. Burada yaşamak, tüm sorunlardan uzak kalmak çok güzel. Ali ile Gece ile sadece küçük ailemin olduğu evde yaşamak çok güzel ama çok zor. O kadar zor ki boğazım düğüm düğüm oluyor.

Mesela annemi çok özledim. İstanbul'da da çok görüşemiyorduk zaten ama şimdi araya çok uzun kilometreler girmişti. İstediğim an fırlayıp gelemiyordu yanıma. Ona sarılmayı çok özlemiştim. En ufak bir sorunda hemen ona koşmayı çok özlemiştim.

İkinci en çok özlediğim kişi tabii ki ikizimdi. Benim biricik dert ortağım, diğer yarım, en sevdiğim.. şimdide ona her ayrıntıyı tek tek anlatabiliyorum ama yüz yüze anlatmak kadar iyi hissettirmiyor. Mesela onu çok özlediğim için arayıp gel diyemiyorum. İstanbul'da olsak en azından gel desem gelir, sarılır bana sıkıca.

Ali'nin varlığı evet benim için her şeyden önemli ama ailem çok önemli. Zaten küçücük bir ailem var ve onlardan ayrı olmak biraz zoruma gidiyor. İşin kötü yanı ise Ali bunu yavaştan anlamaya başlıyor. Bunu ona belli etmem onu üzer ve ben onu üzmek yerine bütün dünyayı yakmaya razıyım. Onu üzemem.

Tabii hayatım bu kadar kötü değil. Hatta ve hatta hiç kötü değil. Sadece ben kendi kendimi depresyona sokmak için yer arıyorum. Mesela biraz iyi şeylerden bahsedeyim, Ali kendine bir iş buldu. Eski bir arkadaşının babasının şirketinde çalışıyordu ve oldukça mutluydu. İkinci iyi haber evdeki tüm eksiklikler tamamlandı.

Küçük prensesimin odası tam hayalimdeki gibi döşendi. Eksik olan tüm ayrıntılar halledildi. Salon için aklımda olan tüm aksesuarlar alındı, mutfaktaki eksikler halloldu. Evde hiçbir sorun yok. Her şey mükemmel ama ben ailemi çok özledim.

Ali'nin işten gelmesine yarım saat kala hızlıca masayı hazırladım ve pişen yemeklerin altını kapattım. Şimdi böyle söyleyince baya marifetli göründüm biliyorum ama alakası yoktu. Yaptığım yemekler tavuktan ve pilavdan ibaretti. Onuda annem sayesinde hallettim.

Gece paytak adımlarla yanıma geldiğinde dizlerimin üzerinde çöküp ona baktım. Üzerindeki elbise, küçük bacaklarını saran ince külotlu çorabı ve elbisesine uygun ayakkabıları ile oldukça tatlı görünüyordu.

"Bir şey mi istedin bebeğim?" Dedim gözünün önüne düşen saçı kulağının arkasına sıkıştırırken. Gülümsedi.

"Baba," dedi sorar bir tonda. O da en az benim kadar heyecanlıydı babası geleceği için. Her akşam böyle oluyordu.

"Birazdan gelecek böceğim, seninle oyun oynayalım mı?" Başını olumsuz anlamda sallandı ve küçük poposunu kıvırta kıvırta içeri gitti.

Bir süredir böyleydik. Gece benimle oyun oynamaktan sıkılmıştı ve her akşam babasının gelmesi için bekleyip duruyordu. Ali geldiğinde beni görmüyordu bile. Ona sarılıyor ve öylece duruyordu omzunda. Geceleri benimle uyumuyordu, çoğunlukla Ali'nin omzunda uyuyakalıyordu.

Derin bir çekip doğruldum ve aynanın karşısına geçip üzerimi düzelttim. Eğer Gece Hanım bu akşam kendi yatağında uyursa sevgilimle vakit geçirmek istiyordum ama eminim ki bu akşamda saatini şaşmadan hemen yanımıza gelecek.

Üzerimdeki beli dar, etek kısmı bol bordo elbisemi biraz çekiştirip kısa boyunu uzatmaya çalıştım. Sanırım biraz abartılı olmuştum. Dudak büküp üzerimi değiştirmek için merdivenlere yöneldiğimde çalan kapıyla geç kaldığımı anladım. Gece benden önce koştu.

Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip heyecanlı kızımın yanına gittim ve kapıyı açtım. "Baba!" Gece ufak bir çığlık atarken babasının kollarına koştu. Ali onu kucağına alıp birkaç kere havaya fırlattı ve tombul yanaklarına öpücükler bıraktı.

BoşlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin