2 YIL SONRA...
"Selin'im!" Kollarını açmış beni bekleyen Nazlı'ya koştum ve kollarımı boynuna sardım.
"Nazlı'm!" Dedim özlediğim kokusunu içime çekerken.
"Çok özledim seni, bir an hiç gelmeyeceksin sandım!" Cırtlak sesini bile özlemiştim. Geriye çekilip eskisine oranla biraz daha kısa gözüken saçlarına baktım.
"Formunda görünüyorsun, Savaş efendi iyi bakıyor sana." Dedim yanaklarını sıkarken. O da baştan aşağı beni süzdü ve imayla gülümsedi.
"Hah! Bana diyene bak sen!" Biz gülüşürken arkamızdan gelen adım sesleriyle oraya döndüm.
Gece koşar adım yanımıza vardığında hiç zaman kaybetmeden teyzesinin kucağına atladı. Nazlı ufak bir çığlık atıp onu kucağına aldı ve etrafında döndürdü. Ben gülerek onları izlerken diğer afacan eteğimi çekiştiriyordu.
"Kuzum!" Boncuk gözleriyle bana bakan kızımı kucağıma aldığımda merakla etrafı inceliyordu.
Nazlı, Gece'yi döndürmeyi bıraktı ve kucağımda durup onları izleyen Asel'e döndü. Asel sanki bu anı bekliyormuş gibi ufak bir kahkaha atarak teyzesine uzandığında Nazlı ikisini birden kucağına aldı. Şu an anlamıyordu ama akşam bel ağrısından ölecekti.
"Biri bana yardım edebilir mi?" Huzur veren sesini duyduğumda hızlıca arkamı döndüm. İkizimin sevincinden resmen kocamı unutmuştum.
"Ay Ali, unuttum ben seni!" Kıkırdayarak yanına koştum ve elindeki bavullardan birini aldım.
"Aşk ol yani, insan kocasını unutur mu?" İlerlemekten vazgeçip önünde durdum ve yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Dudakları kıvrılırken iç çekmeden edemedim.
"Seni unutmaya ömrüm yetmez kocacığım." Dedim son söylediğimi uzatırken. Dudakları biraz daha açıldı ve gülüşü genişledi.
"Benim güzel karıcığım." Islak dudakları dudaklarıma kısa bir an değdiğinde Nazlı'nın sesi kendime gelmemi sağladı.
"Bana da yardım etseniz hiç fena olmayacak." Kızlar onun kucağından düşmek üzereyken bavulu bir kenara bıraktım ve Nazlı'nın yanına gittim.
"Bu kızlar kocaman olmuş!" Dedi Asel'in yanağına kocaman öpücükler bırakırken. Gece'yi kucağıma aldım ve eve doğru ilerledim.
"Siz geçin, ben onları içeri aldırırım." Dedi bavulları işaret ederek. Ali taşıyabildiği kadarını içeri taşırken diğerlerini kenara bıraktı ve içeri girdik.
Sizin de anlayacağınız üzere büyüdük hepimiz. Daha kendimi çocuk gibi görürken iki çocuk büyüttüm ve büyütmeye devam ediyorum. Gece, iki yaşını doldurmak üzereydi. Asel ise henüz bir yaşını doldurmamıştı. İki kızım var. Biri bana, biri Ali'ye benzeyen dünya tatlısı iki kızım.
Hatırlıyorum da, ilk baş ne kadar korkmuştum. Hamile olduğumu öğrendiğimde geceler boyu ağlayıp kendimi sorgulamıştım. Olan şeyler, olabilecek şeyler gözlerimin önünden geçip giderken şimdi olduğum duruma bakın. Evliyim, iki kızım var.
İkinci hamileliğimin sonlarına yaklaşırken isim konusunda Ali de bende çok kararsızdık. Her zaman kızım olursa adını ne koyacağım konusunda emindim ve koydum da ama ikinci hamileliğimde de kızım olursa isim konusunda hiçbir fikrim yoktu. Doğuma iki hafta kala karar verebildik isim konusuna, zor oldu ama güzel oldu.
Bir gün sosyal mecralarda dolaşırken bir isim gördüm. Oldukça değişik ve oldukça tanıdıktı. Asel.. Ali ve Selin gibi ama değil. Alsel gibi ama değil. Hemen girip anlamına baktığımda resmen aşık oldum. Kendi ismimi çok seviyorum ama değiştirmek istesem kesinlikle Asel olsun isterdim. Eh bende ismimi değiştirmek yerine o güzel ismi kızıma verdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşluk
FanfictionBir kırık gençlik hikayesi.. Uzaydaki Ali'ye, koca gözlü Selin'e selam olsun.. -bir başka AlSel hikayesi.