-Bölüm daha erken gelecekti ama ufak bir aksilikten dolayı yazdığım bölümün yarısı silindi :( gecikme için hepinizden özür diliyorum.
Selin kollarımın arasında uykuya daldığında hava neredeyse aydınlanmak üzereydi. Beni teselli etmek için elinden geleni yapıyordu ama daha fazla dayanamayıp uykuya daldı. Battaniyeyi üzerine örttüğüm de dudaklarını oynattı ve arkasını döndü. Aşağı doğru kayıp kollarımı beline doladım ve bir elimi karnının üzerinde sabitledim.
Uyurken onu sevmeyi daha çok seviyorum. Hiç olmadığı kadar masum, hiç olmadığı kadar sessiz ve hiç olmadığı kadar güzel oluyor. Sıkıca kapanan uzun kirpikleri, birbirinin üzerine kapanan gül kurusu dudakları, çıkık elmacık kemikleri ve aşığı olduğum saçları.. yastığın dört bir yanına dağılan upuzun saçları.
Bazen ikimizinde delirme noktası oluyor. Birbirimizden başka kimseyi sevemediğimiz gibi birbirimizden başka kimseye de zarar veremiyoruz. Kızsak bile affediyoruz, kırsak bile toparlıyoruz. Evet bu bazen çok yorucu olabiliyor, hatta bazen değil çoğu zaman yorucu oluyor ama dayanıyoruz. Dayanacak gücümüz kalmadığında bile dayanmaya çalışıyoruz.
Susuyoruz, kötü sözleri duymuyoruz ve en nihayetinde yine bir arada olmayı başarabiliyoruz. Belki de bu birbirimize olan güvenimizden kaynaklanıyordur. Sonuçta ikimizde birbirimizi kırsak bile yeniden bir araya geleceğimizi biliyoruz ve bu büyük bir rahatlıktan kaynaklanıyor. Bizi asıl yıpratan bu olmasına rağmen yinede bu huyumuzdan vazgeçemiyoruz.
En çokta bundan korkuyorum. Bir gün olur da eğer Selin, ben artık dayanamıyorum, seninle uğraşmaya gücüm yok, yoruldum derse işte o zaman her şey biter. Çünkü bu resmen sabrımızın sınırını zorlamak. Ne kadar ileri gidebiliyoruz, nereye kadar dayanabiliyoruz bunu test ediyoruz. Oysa bizi yıpratan tek şey bu. Farkındayız ama engel olamıyoruz..
1 HAFTA SONRA...
Evin temizliği nihayet bitmişti ve Selin'in beğendiği mobilyalar birer birer evdeki yerini alıyordu. Selin'in olanlardan haberi yoktu, çünkü bu sürpriz olacaktı. Mobilyaları seçmek ise en zor kısmıydı. Ona çaktırmadan, haberi olmadan sadece beğendiği mobilyaları göstermesini istemiştim ve o beni şaşırtacak şekilde hiç sorgulamadan göstermişti.
Salonda koltuklar açık bej rengi olurken yastıkları, aksesuarlar, avize ve kitaplık mavi rengindeydi. Ufak bir salondu, hatta ufak bir evdi. İki katlı müstakil bir evdi ve onun eve bayılacağına adım kadar eminim. Mutfak dolapları onun isteği üzerine beyaz olurken mutfakta kullanılacak olan araç gereçler kırmızı renkteydi. Yatak odasında siyah ve beyaz rengi hakimdi. Tuvalet ise beyaz ve mor rengindeydi.
Selin yaptıklarının farkında olmadan bütün evi kendi dizayn etmişti. Eğer ki beğenmediği bir detay olursa mimarla konuşup hemen hallederdik. İçine sinmeyen hiçbir şey olmasını istemiyordum. Üstelik bu sürprizi yaparken yalnız da değildim. Savaş ve Nazlı en büyük destekçilerim olmuştu. Nazlı, Selin'i oyalarken Savaş mobilya alışverişinde yardımcı olmuştu.
Her şey mükemmel ama mükemmelden de öte olan bir oda var evde. Yatak odasının hemen karşısındaki, ufacık bir oda. Tek bir duvarı pembe beyaz çizgili duvar kağıdıyla kaplı olan, bembeyaz bir dolabı olan, şeker pembesi rengindeki tülü, beyaz beşiği ve pembe örtülü yatağı.. her şey o kadar mükemmel ki.. üstelik bir süre bizim yanımızda yatması için ufak bir beşik bile almıştım. Selin bayılacaktı.
Gözlerimi son bir kez daha etrafta gezdirip kapıyı çekip kilitledim. Gecenin sonunda Selin buraya geldiğinde resmen şok olacaktı. Her gece uyumadan önce ne zaman ayrı eve çıkacağımızı sorup duruyordu ve böyle bir şeyi hiç beklemiyordu. Sürekli onu oyalayacak şeyler söylüyor ve dikkatini dağıtıyordum. Cidden çok sevinecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşluk
Hayran KurguBir kırık gençlik hikayesi.. Uzaydaki Ali'ye, koca gözlü Selin'e selam olsun.. -bir başka AlSel hikayesi.