15

412 59 18
                                    

Sisli bir bilinç ile evine gitmek ayrı bir mucizeyken, elini tuttuğum güzellik beni hâlâ olanların gerçekliğini sorgulamama neden oluyordu.

Uzun zaman önce çizimlerini gördüğüm ve kendisini merak ettiğim kadına dokunuyordum ve bu gerçeküstüydü ancak tenini keşfettikçe Nehir daha da gerçek oldu, beni de kendi hayaline dahil etti.

Şimdi kollarımın arasında uyuduğunu bilmek iyi geliyordu, bugün onu ilk gördüğümde teni şeffaf sayılabilecek kadar beyazlamıştı ve her an uykuya dalacak gibi duruyordu. Mutluluğum yanımdaki kızın uykusunda bir şeyler mırıldandığını duyunca tıpkı sarhoşluk gibi terk etti beni.

Neden hâlâ uyumadığımdan emin değildim, saat çoktan gece yarısını geçmişti, hatta güneşin doğmasına az kalmıştı ama ben mutluluktan yarı sarhoş olsam ve yarın gitmem gereken işi düşünsem de uykuyu çağıramıyordum.

Nehir'e doğru eğilerek ne dediğini anlamaya çalıştım ancak duyulması zordu, yüz ifadesinden kötü bir şey olduğunu tahmin ettim sadece. Onu uyandırmadan rahatlatmaya çalıştım, parmaklarımla kısa saçlarını düzeltdikçe rahatladı.

Uykuda bile sırlarını kendine saklıyordu, güya anlatacaktı bugün...

Sırlarının hepsini kendime istiyordum, bencillikti belki ama bu kız önce çizdikleriyle kendine çekmişti beni. O galeride bulduğum bir görevliden de zorla sınırlı olan kişisel bilgilerini bulmuştum ve şimdi nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

Çatılmış kaşlarından gözlerimi çekip bembeyaz olan cildine baktım, yaşca benden büyük olmasına rağmen yanımda ufacık kalıyordu. Ruhunda neler olduğunu merak ettim.

Merak ediyordum ancak içten içe kırgınlıklarını tahmin ediyordum, benimle karşılaştığında sergilediği tavır ve zaman içinde onun hakkında öğrendiklerim...

Hiç geçmeyecek kırgınlıklar vardı ama en azından ona yardım etmek istiyordum.

Uykuya dalmak üzereyken ona aşık olduğumu fark ettim, ne zaman olduğunu bilmiyordum ama şimdi onu incelerken bir anda oldu, farkına varmam.

Bu, gecenin bitmesi, yağmurun yağması ya da gökkuşağının çıkması kadar doğal bir şekilde olmuştu, zihninde birden belirivermişti. Onu sevdiğim.

Tüm kabuslarıyla.

Gözlerim kapandı ve rüyasız bir uykuya daldım ve dakikalar gibi geçen bir süre sonunda alarmların hepsi çaldı.

Telefonumdaki, yatağımın yanındaki ve tam odanın sonundaki.

Uyanma güçlüğü çektiğim için böyle bir çözüm bulmuştum ve Nehir gözlerini kırparken ben küfrederek her birini kapatmaya çalışıyordum.

Hayatımın yarısını kaplayan bir işte çalışmak yoruyordu ancak yine de idare ediyordum.

Nehir de benimle birlikte kalkınca banyoya girmekten vazgeçip onun yanına döndüm.

"Kalkma, henüz saat çok erken. Hatta eve geldiğimde burada olursan çok daha mutlu olurum."

Uykunun verdiği sersemlikle onayladı beni, başım çatlayacakmış gibi ağrırken su ısıtıcısına süt doldurup kaynarken duş aldım.

Odama dönüp üzerimi giyerken hâlâ yatağımda çıplak bir şekilde yatan kıza bakmamaya çalışıyordum ancak aynadaki yansımasının belli ettiğine göre o beni bana belli etmeden dikkatle izlemeye çalışıyordu.

Nasıl davranmam gerektiğini bilmeden uzun saçlarımı kuruttum, bana kalsa hayatımın sonuna kadar bu kızla yaşardım. Şarkıda dediği gibi bir oda bir yatak, bir kütüphane yeterdi bize ama Nehir'in bakış açısı benimkinden farklıydı. Başka insanlara bağlanma hatta onlarla iletişim kurma sorunu vardı ve onu zorlamak istemiyordum.

Kaynayan süte biraz kahve katıp termosla birlikte çantama koydum, servisim gelmek üzereydi. Evin dağınık odalarından geçerek yeniden yatak odasına döndüm ve giyinirken uyanık olup şimdi uyuyan Nehir'in yanında durdum.

Muhtemelen uyumuyordu, sadece ne söyleyeceğini bilmediği için benimle karşılaşmayı erteliyordu. Buna minnettar kalarak kağıt ile kalem aldım ve ona kısa bir not yazdım.

Evden daha çıkmadan dönmenin hayalini kuruyordum.

Milyonlarca Nefret CümlesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin