Mezardan ayrılmak benim için zor olmuştu, sürekli ablamın orada üşüyeceğini düşünüyordum. Sevmezdi o benim aksime soğuğu. Elimde olsa yerlerimizi değiştirirdim.
Beni mezarlıktan çıkarmaya annem ve bizden çok sevdiği kocası geldi. Tunca neredeydi bilmiyordum ancak yanımda o yokken, ablam ölü bir şekilde toprağın altında yatarken kendimi savunmasız hissediyordum.
Annem bile o adamın yanındayken düşmanım gibi görünüyordu gözüme. Kendimi tutamadım ve bağırdım.
"Sen yaptın! Onu sen öldürdün!"
O dakikaları asla net bir şekilde hatırlayamadım ancak adama saldırdığımı biliyorum. Şimdiki gibi küçüktüm ve onu incitmemiştim, gücüm yetmemişti.
Çığlıklarım yüzünden boğazım ağrıyıp yumruklarım hedefini bulduğu için incinirken annem kocasını benden uzaklaştırmaya çalışmıştı.
Buna gerek yoktu, zaten yaralayamadım. Olan yine bana oldu. Kendi öz annem inanmadı bana, önce hastaneye gittim onların yardımıyla daha sonra bir sürü ilaç yemiş bir hâlde eve döndüm.
Ve o gece eve döndüğümüzde başıma geleceğini asla tahmin etmediğim bir şey oldu.
Buna cesaret edemeyeceğini sandığım adam ablam hakkında bildiklerimi kimseye anlatmamam için beni tehtit etti. Uyandığım anda onu yanımda bulmak yeterince korkutucu değilmiş gibi ellerini, izinsiz bir şekilde üzerimde dolaştırdı.
Bağırmak istedim, yardım edecek birilerini bulmak istedim ancak güçsüzlüğüm yüzüme çarptı.
Sonra elini suratımdan uzaklaştırınca Tunca'ya seslendim. Odaya girdiğinde yüzünde uyku ve şaşkınlık vardı. Annem neredeydi, en çok ihtiyacım olduğunda bile yoktu.
O gece terk ettim onları, terk etmeden önce polislere haber vermek istedim ama korkmuştum. Asla inanmazlardı bana, kendi annem bile inanmazken yaşadıklarımızı, acılarımızı başkalarıylapaylaşmayı istemiyordum.
Şimdi bir kâbustan ibaret onlar. Asla uyanamamaktan korktuğum birer kâbus.
~
Nehir, yavrucuğum derdin neydi de hakkını aramadın da kaçtın? Bazen onu anlayamıyorum... Neyse, bundan sonra geçmişe dönüşler daha az olacak. Olayın hatlarını öğrendiniz, Nehir'i bu hale getiren gerçekleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Milyonlarca Nefret Cümlesi
General FictionGenç kız, kendini öldürmek istediğini söylemişti, belki milyonlarca nefret cümlesi kurmuştu ancak kimse ona inanmadı. O güne kadar. Sonrasında ise tek yapabildikleri ölen bedenini süslemek için yanına, tıpkı ruhu gibi solmuş çiçekler çizmek oldu. ~ ...