2. bölüm - dünyanın en mutlu kadını #part2

4.9K 239 67
                                    

Kerem'den..

Sağlık ocağından çıkıp arabayla otele geldik. Yol boyunca konuşmadı, bende konuşmadım. Şimdi de koltuğa oturmuş etrafı izliyor.

"zeynep, iyimisin?" başını salladı. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Kimin yerleştirdiğini bilmediğim, yerleşmiş kıyafetlerimden eşofman ve tişört seçip yanına gittim. Bana bakmasını bekledim ama ciddi anlamda göz teması kurmuyor benimle.

Önünde çöktüm. Parmaklarımı çenesine dokundurup bana bakmasını sağladım.

"hadi üstünü değiştirelim. Kanlı durma böyle" olumsuz anlamda başını salladı hızlıca.

"bak ellerin, giysilerin kan olmuş hep. Israr etme" yüzüme baktı sadece bir şey söylemeyince ellerinden tutup belinden destekleyerek kaldırdım onu.

"duş alsan daha iyi olur bence"

"I-ıh ben sabah yıkandım"

"tamam. Saçların ıslak onları kurutalım o zaman"

"I-ıh istemiyorum"

"güzel.. İstemiyorsun.. O zaman kucağımda getireceğim seni banyoya" hızla başını sağa sola salladı.

"onu da mı istemiyorsun?"

"tamam. Ben giyinirim sen gelme"

"peki. Bak bir adım attık. Zor değilmiş değil mi?" yüzünü sağ avucuma alıp baş parmağımla yanağını okşadım.

Bebek gibiydi teni yumuşak, pürüzsüz ve süt gibi..

"şimdi sen banyoya geç bende kahvaltı hazırlattırayım ikimize" başını sallayıp kollarımdan çıktı. Yavaş yavaş etrafı inceleyerek banyoya geçti. Bu sırada bende bana gelen çokça aramaya ve mesajlara dönüş yapıp kahvaltımızı ayarladım.

Tekli koltuğa oturup zeynepi beklerken ağlama sesi geldi. Koşar adım yerimden kalkıp düşünmeden girdim banyoya. Üzerinde tişörtüm yere çökmüş elini tutarak ağlıyordu. Yanına çöktüm hemen.

"güzelim. Ne oldu?" dudaklarını büzüp olumsuz anlamda başını salladı.

"çok acıyor"

"ağlama lütfen. Bakayım bir" göz yaşlarını sildim parmaklarımla. Canı yanınca küçük bir kız çocuğuna dönüşüyordu. Nasıl oldu da annesi ve dedesine bu kadar zaman dayandı anlayamıyorum.

Küçük elini avucumun içine alıp yavaşça avucunu açmasını sağladım.

"ahh, zeynep kanamış bu. Islatmışsın ayrıca"

"Be-ben özür dilerim anlamadan yaptım" kaşlarım çatıldı. Bakışlarımı kaldırdım. Bana bakmayıp eline bakıyordu. Bu denli mi yakmışlardı canını?

Kendi canı yandığında bile başkasından özür dileyecek kadar mı?

"dileme, özür dileme. Ben özür dilerim yalnız bırakmamalıydım seni" ellerimi yanaklarına yerleştirerek anlına büyük bir öpücük kondurdum.

Ne olursa olsun, zeynep artık karım olacaktı. Bunu istiyordum. Onu karım yapacak ve daima mutlu olmasını sağlayacaktım.

"hadi kalk, yüzünü yıkayalım. Sonra da yaranı tekrar sararız"

"özür dilerim" diye fısıldadı tekrar. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

"dilemeyeceksin zeynep. Bir şey yapmadın"

"özür dilerim" dudaklarını büzdü. Ağlayacağının işaretiydi sanırım.

Kollarımı sırtından dolayıp başını göğsüme yasladım. Islak saçlarına minik minik öpücükler kondurdum. Hiç olmadığı kadar güven vermek istiyordum ona.

Ona Kadar SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin