14. bölüm - af

3.2K 220 28
                                    

Zeynep'ten

Artık hergün belim ağırmayacaktı. Küçücük koltukta yatmak zorunda kalmayacaktım. Hastaneden çıkmıştık. Kerem evimize gitmek istese de kadir dedenin zoruyla onların evine geldik.

Mine hanım ve Sedat bey - keremin anne ve babası- hastanede onu ziyarete gelmemişlerdi. Bunun sebebi yurt dışında olmalarıymış. Burada değillermiş.

"kızım yastığını düzelt kocanın" kadir dede söylendiğinde keremin arkasındaki yastığa göz gezdirdim. Rahattı. Neresini düzeltecektim ki?

"sağol canım. Rahat böyle" başımı sallayıp kadir dedenin söylemesine izin vermeden üzerindeki pikeyi güzelce düzelttim.

Sabah gelmiştik ve sabahtan buyana her dakika kerem ile ilgili bir şeyler istiyordu benden. Kerem benim kocam. Gocunmuyorum yapıyorum ama ayakta durmaktan belim ağırdı. Ağrı yavaş yavaş dağılıyor bu yüzden korkuyorum bebeğim için.

"kızım oturmadan gidip yemek hazırlayıver kocana"başımı sallayıp biraz önce oturduğum yerden kalkıp mutfağa indim. Elmas hanım birşeyler yapıyordu tezgahta.

"kızım, bir şey mi istedin?"

" Şeyy hayır, kerem için bir şeyler hazırlayacaktım"

"tabi tabi. Doğru düşünmüşsün gel kızım"  yanına gittim. Dolaptan kase alıp çorba doldurmaya başladı.

"bak, oğlumun en sevdiği çorba mercimektir. En sevdiği yemekte fırında  ıspanak. Sen biliyormusun yemek yapmayı?"

"hı hı biliyorum. Çok güzel yaparım. Yani öyle söylüyorlardı mahalledekiler"

"bir gün bize de yaparsın inşallah kuzum. Hadi tepsiyi çıkart da yemekleri koyalım" başımı sallayıp tepsiyi tezgahın üzerine koydum. Kaseyi ve tabağı içine yerleştirirken karnıma keskin bir sancı girdi. Elimi sol yanıma bastırıp tezgaha tutundum.

"kızım! İyimisin?"

"gel otur şöyle" yanıma çektiği sandalyeye oturttu beni.

"haber vereyim mi kadir beye?  Ne oldu kuzum?"

"telaşlanmayın, iyiyim. Sadece ağrı girdi"

"kızım nasıl telaşlanmam çift canlısın sen.  Bak yüzün bembeyaz oldu" ellerini yüzüme yerleştirdi. Bebeğime bir şey olmaz değil mi?

"dur bakayım. Sen bugün ne yedin yavrum?"

"şeyy"

"ah kızım ah." söylenerek ayağa kalktı. Kaseye ve tabağa biraz daha yemek ekledi.

"yürüyebilecekmisin?" başımı sallayınca birlikte odaya çıktık. Kadir dede gülümseyerek bize bakarken Elmas hanım  başıyla dışarıyı işaret etti.

"kadir bey, siz bize izin verin biraz" bir şey söylemeden dışarı çıktı.

"çabuk kocanın yanına geç" korkak adımlarla keremin yanına geçtim.

"bir şey mi oldu anne?"

"şimdi bu tepsiyi alıyorsunuz,  birbirinizi güzelce doyuruyorsunuz." başımı eğip söylediklerini dinledim. Dışarı çıktığında kerem kolunu bana dolayıp kendine çekti beni.

"yemedin mi sen bugün?"

"I-ıh" saçlarımdan öptü.

"o zaman bebeğimizde yemedi"  dudaklarım büzüldü. Hangi anne bebeğini aç bırakır? Ben bıraktım işte.

"ben, yedireceğim şimdi.  İkinizi de"  kıkırdayarak başını salladı. Doğrulup karşısında oturmak için yer aradım kendime.

"buraya oturabilirsin" sırtını dikleştirip bacaklarını ik yana açtığında çekinerek bacakları arasındaki boşluğa oturdum. Birazda bacakları üzerine oturuyordum ama bir şey söylemedi.

Ona Kadar SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin