23. bölüm - ilgi

2.6K 173 8
                                    

Kerem'den

"güzellerim" bağırarak girdiğim odada hemen kıstım sesimi. Uyumuş olmaları etkendi buna. Sessizce yanlarına yaklaşıp ikisininde boynuna birer öpücük kondurdum. Miniğimiz günden güne büyüyordu fakat yinede kayboluyordu avuçlarımda.

Üzerlerini örtüp mutfağa geçtim tekrar. Zeynep miniğimizle ilgilendiği için çok yoruluyordu bu sıralar. Mutfak dahil olmak üzere çoğu işe yardım ediyordum. İşe gitmiyordum yaklaşık iki aydır ama evden yürütüyordum herşeyi. Allahıma şükür yetebiliyordum da.

Telefonum çalınca dedem olduğunu görüp sessize aldım. Beni bu zamana kadar getiren adamın nasıl böyle şeyler yaptığını hala sorguluyor aklım. Tamam karım ve kızımı korumaya çalışıyordu ama bunu yanlış bir şekilde yaptı. Diğer bir yanda Canan vardı kardeşimden öte gördüğüm kadın beni kızımdan, karımdan uzak tuttu günlerce. O da kendince yeğenini koruyordu ama bir yere kadar herşey. Şimdilerde sık sık arıyor ama ben konuşmayı reddediyorum. Zaten ne bekliyorum ki ailemden?

Bir Elmas annem var yanımızda diğerleri boş. Gerçek annem bile evimize gelip torununu görmedi. Babam da keza öyle. O arama zahmetinde bulunup aradı yalnızca. Kapı çalınınca hızla açmaya gittim. Bilerek zile basmıyorlardı. Miniğimiz uyuyor oluyordu çünkü.

Elmas annem ve kağanı görünce gülümsedim. Kağan elindeki poşetleri bana uzatıp fısıltıyla konuşmaya başladı.

"abi, sultanımızı bıraktım.  Bir kaç işim var iznin olursa" kağan, yeni yardımcımız. Ayak işlerinde  yardımcı oluyor. Mete ve hasanın yerine geldi. Hastanedeki tutumlarından sonra onlarla iş yapamazdım tabiki.

"tamam oğlum git sen" genç olmasına rağmen alanında en deneyimlerindenmiş. Şirket öyle söyledi ki Cv si de öyle söylüyor.

"hoşgeldin annem"

"Hoş bulduk oğlum" elini yanağıma koyup okşadı ardından yavaşça içeri girdi. O mutfağa geçerken bende ardından mutfağa ilerledim.

"koy bakalım poşetleri masasının üzerine" dediğini yapıp poşetleri yavaşça masanın üzerine koydum. Kırılacak şey var belliki.

"şunu al yavrum" gösterdiği poşeti alıp sandalyeye bıraktım. Buruşan elleriyle poşetleri açmaya başladı. Her açtığında farklı bir yiyecek çıkarttı . Reçeller, turşular ve daha nice değişik değişik şeyler.

"şu bezi ver bana oğlum" gösterdiği mutfak bezini ona uzattım.

"geç tezgaha ben vereceğim sen diz oraya" dediklerini teker teker yaptım. O cam kavanozları silip teker teker verdi ben dizdim. Dolu dolu oldu tezgah. Zeynep sevmiyor böyle ama birşey diyemedim tabi.

"biz böyle koyalım kuzum nereye isterse oraya koyar" başımı sallayıp boşta kalan elini öptüm. Yanımızda olması bizim için çok önemliyken bir de bu kadar şeyi bizim için yapması mutlu etmişti beni.

"Annem ne zahmet ettin. Alırdım ben"

"aaa olurmu öyle şey! Siz benim kuzularımsınız. Doğal doğal besleyeceğim ben sizi. Hepsinin meyvesi köyden geldi bunların"

"allah razı olsun annem" elini öptüm tekrar. Saçımı okşayıp üzerine öpücük kondurdu o da. Gülümsedim. İçimi huzur kapladı.

"çiçeklerim uyuyormu?"

"evet. Sütünü içerken uyumuşlar"

"benim böceğimde ailesine yemek yapıyor öylemi?"tezgahın üzerine çıkarttığım sebzelere gözgezdirdi.

"elimden geldiği kadarıyla" 

"oyy oğlum benim, büyüdünde baba oldun he?" gözleri dolu dolu olunca sımsıkı sarıldım ona. İnsan nasıl gerçek annesinden çok başka birini sever? Ben seviyorum işte. Bu güzel yürekli kadını çok seviyorum.

Ona Kadar SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin