Zeynep'ten
Odamız hafiften aydınlanır iken başımın altındaki sıcacık vücuda biraz daha sarıldım. Hareketimle aynı doğrultuda belimdeki kollar biraz daha sardı beni. Derin bir nefes aldım. Havalar çok sıcaktı ve böyle sarılmaya devam edersek pişmiş tavuğa dönecektik kızımla beraber. Ama işin gerçek kısmı sarılmakta istiyordum. Çünkü en çok ona sarılırken huzurlu uyuyordum.
"aftabım, ne oldu?"bakışlarımı ona çektim. Gözleri kapalıydı. Karnımı tutarak doğruldum yatakta. Kaşlarını çatıp gözlerini açtı ve o da doğruldu.
"iyimisin? Miden mi bulandı bitanem?" başımı iki yana salladım. Üzerine baktım. Tişörtü yoktu. Bir kaç gündür böyle uyuyordu zaten havalardan dolayı.
"çok sıcaak" gözleri biraz kısılıp üzerimde göz gezdirdi.
"bebeğim şortla yatıyorsun zaten. Camı açarsak hasta olursun."dudaklarım büzüldü.
"bunu çıkartayım mı?" diye sordum üzerimdeki atlet tarzı gecelik üstüne tutarken. Önce durdu biraz sonra başını sallayıp atletimin etekuclarından tutup başımdan sıyırdı onu. Karşısında sütyen ve şortla duruyordum ve ben utanmıyordum . Ne oluyor bana?
"teşekkür ederim" uzun uzun baktı ilk. Vücudumu süzerken bile utanmamıştım. Aksine onu öpmek istiyordum. Allahım sen yardım et. Melda hanımın anlattığı hormon şeysi mi bunlar?
"rica ederim" karnıma eğilip öpücük bıraktı. Ardından ikimizde sırt üstü yattık. Ya da hayır ikimizde değil. Kerem bana dönüp sağ elini başının altına yerleştirdi. Diğer eli karnımın üzerine gidince ürperdim biraz. Yavaş yavaş okşamaya başladı. Başımı ona çevirdim. Gözlerindeki tuhaf ifadeyle bana bakmaya devam etti. Korkmalımıyım? Ne oluyor ona böyle? Geri çekilmeye çalıştım. Kolumdan tutup omzumdan öptü.
" Uyuyalım mı? " başımı salladım hızlı hızlı. Kendine çekti beni. Gözlerimi sıkıca kapatıp uyumaya çalıştım.
Kerem'den
Nasıl geçtiğini bir bana sorun bir de Allaha diyebileceğim bir gece geçirdim. Bütün hücrelerimle arzuladığım karım -sevdiğim kadın- yarıdan fazla çıplak bir şekilde ellerimin altındaydı ve ben sadece uyumak zorunda kaldım.
Onu kırmak, üzmek istemiyorum. Bu yüzden uzak durmaya çalışıyorum ama olmuyor. Öptüğümde bile kızaran, benden uzaklaşan karımı deli gibi istiyorum. Ama başarmak zorundayım. O bana gelmediği sürece, ona dokunmayacağım. Bir daha -öncekini hatırlamasamda - aynı hataya düşmek istemiyorum.
Alarmla birlikte güzel karım gözlerini açtı. Uzanıp alnına öpücük kondurdum.
"aftabım, günaydın" gülümsedi
"günaydın. Ne zaman uyandın?"
"birazcık oluyor"
"keşke uyandırsaydın beni. Hii yoksa toplantın mı vardı bugün?"
"şişşh şişşh sakin. Sadece erken uyanıp güzel karımı izlemek istedim biraz. Hepsi bu" burnunun ucuna öpücük kondurunca gözlerini kaçırdı. Allahım onunda beni severek öpeceği günler gelecek mi acaba?
"kahvaltını hazırlayayım hemen. Sen uyu biraz daha. Bak gözlerinin altı mor mor olmuş" baş parmaklarını gözlerimin altına yerleştirince başımı çevirip avucunu öptüm.
"gözlerimin altı mor, çünkü karım bana sabah öpücüğü vermediği için. Uyumayla alakası yok yani küçük hanım" küçük bir çocuk misali kıkırdadı. Doğrulmaya çalışırken ona doğru eğildim. Dudağımın kenarına öpücük kondurdu. O dudakları yakalayıp delicesine öpmek istedim ama olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ona Kadar Say
FanfictionONA KADAR SAY Başlangıç '14.08.16' On dokuz yaşına daha iki gün önce basmıştı Zeynep. Karnındaki bebeğinden habersiz, anne ve dedesiyle küçük bir kasabada yaşıyordu. Masum değildi. 'Masum' denilen kavramı çoktan geçmiş, saflığa giriş yapmıştı. Fazl...