8. bölüm - Allah belasını versin!

3.5K 230 34
                                    

Keremden

Zeynepi görmeden beş hafta geçirdim. Tam olarak geçirebildim mi bilemiyorum.. Bir kaç günde öyle bağlanmışım ona ki. Her zaman onu istiyorum yanımda. Üzüldüğümde kokusunu özlüyorum, sıkıldığımda o olsun istiyorum. Başımı kucağına yaslayıp saçlarımı okşasın istiyorum.

"kerem, hadi kalk canım"

"sonra canan lütfen" zeynepin yattığı beş haftadır yıkanmayan yastığa biraz daha sarıldım. Ben ona nasıl bu kadar bağlandım bilemiyorum.

"canım kardeşim, kahvaltının sonrası mı olurmuş? Hadi kalk" oflayarak doğruldum yatakta. Canan önüme düşen saçlarımı anne edasıyla geriye atıp alnımdan öptü.

"ateşin mi var senin?"

"I-ıh"

"akşam bir şey yedin mi?"

"hayır"

"offf, canım olmazki ama böyle. Bak terden de su olmuşsun." tişörtü eteklerinden tutup üzerimden çıkarttı. Dolaptan yeni bir tişört alıp üzerime geçirdi.

"hadi bakalım aşşağıya"

"annemler evde mi?"

"yok çıktı onlar canım." derin bir nefes alıp başımı salladım. Onların konuşmalarıyla uğraşamam hiç. Telefonumu alıp cebime koyunca canan ile birlikte aşağıya indik. Dedem telaşlı bir şekilde biriyle konuşuyordu.

Hala boşanamamıştık zeynep ile. Aslında boşanmak da istemiyordum. Bunu o gidince anladım. Ya da ben bırakınca diyeyim. Onu almak istedim hep ama annesinin söylediklerini ona ve kendime yediremedim bir türlü.

Dedem başta boşanma kararıma karşı çıktı. Çok kızdı bana. Böyle olacaksa neden evlendin diye. Annesinin söylediklerini söylemedim ona. Suçu üzerime aldım. İstemiyorum dedim. Hevesti geçti dedim.

"nasıl oldu bu İhsan! Kim kimse yokmuydu etrafta. Ne biçim insansınız siz!"

"kapat. Kapat! Ben geliyorum şimdi. O kıza ben gelene kadar bir şey olsun o kasabayı başınıza yıkarım.! Yaparım bunu!" kasaba ve kız deyince aklıma hemen zeynep geldi. Bir şey mi olmuştu ona?

"dede? Ne oldu?"

"seni ilgilendirmez!"

"ne demek beni ilgilendirmez? Ne oldu? Kime ne oldu?"

"seni ilgilendirmez diyorum serseri! Hilal, git meteyle Hasana söyle memlekete gidiyoruz!"

"dede zeynep mi?" kesin ona bir şey olmuştu. Kalbim fazla hızlı atmaya başladı. Boğazım acıyor.

"o kızın ağzını almayacaksın ağzına! Aldığın an torunluktan reddederim seni!"

"dede konuşma böyle. Ne oldu zeynepe?"

"lan it! Kızı kendi ellerinle gidip bıraktın oraya. Şimdi ne diye soruyorsun ne oldu diye?!"

"yaa dede! Yapma. İsteyerek mi bıraktım sanki. O zeynep tanıdığım zeynep değildi dede. Benim kadınım, namusum değildi. O yüzden bıraktım. Annesi herkesi eve aldığını, mahalleye rezil olduklarını,  benimle o yüzden evlendirmek istediğini söyledi. Zeynep herkesle-"

"sus! Hadsiz. Sende bunlara inandın ha? Akılsızım, anası ne kadar doğru bir insan da sana doğruları söylesin.? Kuyruk acısından sana neler söylemiş. Bu kadar da mı düşünemiyorsun? Bizden para koparamadılar diye kızını orspu olarak anlatmış sana. Benim akılsız torunumda inanmış hemen."

"dede ben"

"sus ben deme bana. Al şimdi. Bıraktın kızı. Ne oldu? Anasıyla şerefsiz dedesi acımamış mahallenin ortasında odunla dövmüşler kızı. Yavrucak komada şimdi. O kız Allah göstermesin ama  kurtulamazsa gözüme gözükme kerem!"

Ona Kadar SayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin