Kerem'den
Başımı iki yana salladım. Olmaz, istemez ki. Neden benden boşanmak istesin ki? Onu çok mutlu edeceğim. Söz verdim ona. Mutlu olacağız. Dedem yapmıştır kesin. O istemiştir böyle söylemesini. Zeynep istemez yoksa.
Avucumdaki ellerini öptüm.
"hayır. İstemezsin sen. Dedem böyle istedi değil mi? Sen istemezsin" bir şey söylemedi. Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım. Alnına birden çok öpücük kondurdum.
"zeynep, ben seni.. Seviyorum güzelim." başını iki yana salladı. Bende salladım.
"seviyorum"
"sevmiyorsun"
"seviyorum. Yemin ederim seviyorum"
"ı-ıh"
"seviyorum zeynep. Gerçekten seviyorum. Çok seviyorum. "
"sevsen beni oraya götürmezdin"
"özür dilerim. Anlamadım ama sordum sana. Sen bir şey söylemedin ki. Ağladın sadece. Defalarca sordum sana zeynep. Cevap vermeyince kandırdın beni sandım. Yalan söyledin zannettim. Sen bana muhtaçtın, saftın güvendim ben sana belkide sana kaptırdım kendimi ama sonra olan şeyler, annenin söyledikleri bilemiyorum."
"cevap vermeyecekmisin? Ben hergün yastığınla yattım zeynep. Kokuna öyle alışmıştım ki. Hemde bir kaç günde. Bana bunu yapma zeynep. Sizden ayırma beni" başını diğer tarafa çevirmişti. Ağladığını gördüğümde yaklaşarak saçlarından öptüm ve ağlamamasını isteyerek çıktım odadan.
Canan yavaşça koltuktan kalkıp yanıma geldi.
"ne dedi?" umutsuzca başımı salladım.
"üzülme, affedecek seni" o affetse bile dedem unsuru çıkacak ortaya. İlk kez ona sesimi yükseltip karşı geliyorum. Doğruyu yapıyorum ama yine de onu üzmek istemiyorum.
"affedecek. Affetmese bile yılmayacağım, ondan asla boşanmayacağım."
"aferin benim kardeşime" yanağımı okşayıp öpünce gülümsedim.
"cem nerede?"
"karpuz almaya gitti" dedi kıkırdayarak. Bu halde bile yanımızda durmakta niyetli. Öz ablam olsa ancak bu kadar düşünürdü beni sanırım.
"siz eve geçin canan. Dedem ve ben buradayız zaten"
"hah oldu. Bırakayım sizi burada birbirinizi yiyin değil mi?"
"ben bir şey yapmıyorum. Dedem saldırıyor bana"
"ama kararlı"
"bende kararlıyım!"
"tamam sakin ol. Telefonun çalıyor aç istersen"cebimden çıkartıp önüme getirdim. Avukat arıyor yine.
"dedemin avukatları. Gözdağı veriyor bana ama yanlış yapıyor. Bırakmayacağım karımı. İstediği herşeyi alsın elimden"
"eminmisin? Bu kadar kolay vazgeçebilecekmisin?"
"çok kolay vazgeçeceğim canan. Hatta avukatın söylediği tarihleri erkene aldırtacağım ve elimde Demkar'a ait ne varsa geri iade edeceğim."
"çok fevri davranıyorsun yapma"
"fevri falan davranmıyorum ben. Çocuğumla, karımla tehdit ediyorlar ya beni. Asla onları bırakmayacağım ama. Dedem bu sefer haklı çıkmayacak"
"paran var mı bari? Sıkışırsan evimiz sana her zaman açık biliyorsun"
"sağol. Bir kaç yıl önce kurduğum küçük bir kol var bana ait. Oradan ilerleyeceğim. Aileme yetecek kadar param var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ona Kadar Say
FanfictionONA KADAR SAY Başlangıç '14.08.16' On dokuz yaşına daha iki gün önce basmıştı Zeynep. Karnındaki bebeğinden habersiz, anne ve dedesiyle küçük bir kasabada yaşıyordu. Masum değildi. 'Masum' denilen kavramı çoktan geçmiş, saflığa giriş yapmıştı. Fazl...