Ona Kadar Say

6. bölüm - alışveriş

Zeynep'ten

Başım yere sabit canan ablanın ardından dolanıyorum. Aldıklarını keremin peşimize taktığı adama verip devam ediyor.

"mete, sen şimdi şöyle bir ilerle bak bakalım biz oradamıyız değilmiyiz. Orada değilsek arabaya inip çantaları yerleştir ve geri gel."

"tamam canan hanım" yanımızdaki adam giderken arkasından şaşkınca baktım. Biz buradayız ya, neden bizi aramaya gidiyor ki?

"gel bakalım gelin hanım. Bizde seninle şu mağazaya gidelim" koluma giren canan ablayla başımı kaldırdım. Burası kocaman bir iç çamaşırı mağazasıydı. Çekiştirip mağazanın içine soktu bizi. Yanımıza gelen adamla utançla başımı eğdim.

"Hoş geldin canancığım "

"Hoşbulduk tatlım. Nasılsın?"

"kilo almışım ya feciyim"

"ay sen verirsin hemen onları. Olmadı doğumdan sonra birlikte spor yaparız kız"

"yaparız anam. Bu çıtı pıtı kim?"

"ahh unuttum tanıştırmayı. Bu prenses zeynep. Gelinimiz.  Keremin müstakbel eşi"

"ayyy deme evleniyor mu kerem? Hani bana ayarlayacaktın onu yelloz" adamın söyledikleriyle kaşlarımı çattım. O erkek değil mi? Erkek erkek?  Ne diyor bu adam?

"istersen eşini kızdırma denizciğim.  Hadi git de bize güzel ciciler getir, kıskançlığını kenara atarak" 

"ahh tamam. Cicilerin en güzellerini getireceğim şimdi" adının deniz olduğunu öğrendiğim adam kıvırta kıvırta yanımızdan ayrılırken canan ablanın koluna sokuldum daha çok. Tuhaf bir adam.

"kız denize alınmadın değil mi?"

"neden ki?"

"kerem için söylediklerine diyorum"

"yok da. Tuhaf bir adam" gülmeye başladı canan abla. Şaşkın şaşkın ona bakıyorum.

"kız o adam değil. Hani anlarsın ya, cinsiyetini değiştirmiş. Yani deniz kızlardan değil erkeklerden hoşlanıyor."  gözlerim fal taşı gibi açıldı

"yani o şey mi?"

"evet şey"  dedi daha da gülerek. Anlamam lazımdı bunu konuşmasından.

"o zaman kerem için" diye söze başladım korkuyla. Ya keremin peşine takılırsa ne yapardım ben o zaman.

"korkma korkma o öyle tüm gözde oğlanlara asılır. Ahh senin kocanda pek bir yükseklerde, asılacak tabi. Ama keremin ona bakacağını düşünmüyorum. Heleki sen varken"  yanaklarım al al oldu.  Ben utancımdan duramazken  ellerinde kutularla deniz geldi yanımıza. Önümüzdeki masaya tek tek kutuları dizdiğinde ağzım açık kaldı. Hepsi çok çok açık geceliklerdi.

" ay bak şunu beğenmedim deniz. Çok kapalı" gözlerimi açıp canan ablaya anlamayan bakışlarımı yönelttim. Kapalı diye neden beğenmiyordu ki geceliği. Deniz hanım ya da bey herneyse sırıttı.

"sen onun arkasını gördün mü cicim?"  canan abla kutuyu çevirip farklı açılardan çekilmiş görüntülere baktı. Arkasını görünce yutkundum. Bu ne böyle? Önü tamamiyle kapalıyken arkasından sadece bel oyuntusundan ve boynundan geçen ince bir tutuyordu onu.

"ahh muhteşem. Bunun beyazını ve kırmızısını istiyorum deniz. En küçük beden olsun. Hatta bana da siyahından çıkarıver"

"tamam canım" dedi bana bakıp sırıtarak. Başımı toprağa gömmek istiyorum. Başka bir sürü şey alıp çıktık mağazadan.