Arada Kalmış

13K 347 98
                                    

İki yıl önce her şeyin başladığı o gün, erkek arkadaşımın ölümünün birinci yılıydı.

Beş yıllık birlikteliğimizi altıncı yıla taşıyacaktık ki, yıl dönümümüzden bir gün önce; O'nun evinde bilekleri kesilmiş bir halde ölü bulunduğunu öğrendim.

Onu bulan annesinin, olayın şokundan dili tutulmuştu. Şimdi nasıldır hiç bilmiyorum.

Ben kimseyle konuşmuyor, bir şey yemiyor, gülmüyor, sürekli uyuyordum. Tam anlamıyla bir bitki gibi... Bir bitkide bulunan yaşam enerjisinin zerresi bile bende yoktu, yani bir bitki kadar bile yaşamak istemiyordum..

Ailem benim için çok endişeleniyordu, bunun farkındaydım. Arada sırada odama yaşıyor muyum diye bakmaya geliyorlardı.

Tek yaşama belirtim nefes alıyor olmamdı, gerçi bazen nefes almak bile çok büyük çaba gerektiren bir iş gibi geliyordu bana.

Kalbim alevler içinde tutuşurken, cehennem neymiş ölmeden, bu dünyada yaşayarak öğrenmiştim.

Kemal'in kendine neden böyle yaptığını öğrenebileceğimiz ne bir not, ne de başka türlü bir bilgi vardı. Birbirimizi bu kadar çok severken, evlenmeyi düşünürken neden böyle yaptığını hep merak ettim.

Neden, neden kelimesi gece gündüz dilimde bir dua gibi olmuştu. İçimde oluşan bu karanlık boşluğu kimse kapatamadı, ben de o boşluğun içinde kayboldum gittim.

Her gece onun fotoğrafıyla ve onun bir hırkasıyla uyuyor, bütün günümü de o hırkayla veya o fotoğrafla ve o fotoğrafı çektirdiğimiz günün anılarının her detayıyla geçiriyordum.

Acı iyice bedenime işlemiş ve kendime zarar vermeyi düşünürken, ölümünün birinci yılında telefonuma gizli bir numaradan mesaj geldi.

Gizli numaradan aranmak tamam, ama gizli numaradan mesaj atılmasını ilk defa görüyordum.

"Seni özledim" yazıyordu gelen mesajda...

Kalbimin atışı elimde olmadan hızlandı. Kimin bunu yazabileceğini düşündüm, sonra kendi kendime bunun bir şaka olduğunu söyleyip durdum.

Aradan beş dakika geçti ve kendimi tutamayıp "kimsin?" diye cevap verdim. Cevap saniyeler içinde geldi.

"Uzun zamandır yanında olamayan, kokunu alamayan biriyim."

Heyecanım korkuya dönüşmüş, kalbim normal hızına dönmüşken bu sefer yeniden hızlanmaya başlamıştı.

Aklıma Kemal geldi. Ama bu mantık dışıydı, imkansızdı. Kesin diyordum, kesin biri benimle alay ediyor.

"Benimle alay etmeyi bırak" yazdım.

Yine çok geçmeden cevap geldi.

"Kemal'ini özlemedin mi?"

İyice sinirlenmeye başlamıştım. Kimsenin benim acımla dalga geçmesine izin veremezdim. Kim, nasıl bu kadar zalim olabilirdi? Sinirden ağlayarak yazmaya devam ettim.

"Bir kere daha yazarsan polise gideceğim!"

Aradan bir dakika geçti ve telefonumun sesiyle kendime geldim. Gizli numara arıyordu. Titrek ellerle, korku ve sinirle bir arada açtım telefonu.

"Alo?"

Sesim o kadar tiz ve titrek çıkmıştı ki, benimle alay eden kişi kesin kahkaha atar şimdi diye düşündüm. Ama öyle olmadı.

Üç Gölge Köyü ve Daha NiceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin