Şeytan-ı Racim 6

3.1K 94 14
                                    

Akşam oldu yatmaya üst kata çıktık. Dedemlerin evi iki katlı, altta dedemler kalır, üst kat boş durur. Amcamlar ya da ailem köye gelince yukarıda yatarlar, bizde yukarıda yatıyoruz yine.

Ben kendi yatağımdan başka yeri biraz yadırgarım hemen uyuyamam, yattım yer yatağına. Annemle babam bir odada yatıyor, ben diğer odada yatıyorum.

Ellerimi başımın altına koyup düşüncelere daldım. Üzerimde bir ağırlık vardı, gökyüzü yine kızıl olmuştu ama köyde değilim, kendimi üniversite okuduğum şehirde, o evdeki odamda buldum.

Kalktım ayağa camdan aşağı baktım, aşağıdan ilginç sesler geliyordu. Sonra arkamı dönmemle yine Atakan'ı gördüm, yüzü gözükmüyor sadece masmavi gözlerle bana bakıyor ve yine ayakları ters bir haldeydi.

Kan ter içinde kalmıştım, evet maalesef yine o lanet kabusu görmüştüm.

Kapı açılıp diğer odadan babam içeri girdi. Oğlum ne oldu çığlık attın dedi. Baba sabah bahsettiğim kabustan gördüm yine dedim. Tamam oğlum uyu sen, yarın hallederiz dedi, cıktı odadan.

Kafamı yastığa koymamla uykuya dalmam bir oldu, rüya görmeden sabaha kadar uyumuşum. Sabah Kahvaltıda babama; Baba, ne yapacağız dedim. Neyi ne yapacağız oğlum dedi. Bu gördüğüm kabusları işte, gece geldin ya yanıma, yine o kabusu gördüm dedim. Ne diyorsun oğlum, ben hiç uyanmadım, gece yanına falan gelmedim dedi.

O anda aklıma Atakan'ın söyledikleri gelmişti, sadece etrafımdaki yaşlılardan duyduğum efsane tadındaki bir olayı yaşıyordum. Düşündüm rüya mıydı diye ama emindim, babam yanıma gelip; Tamam oğlum uyu sen, yarın hallederiz demişti.

Baba ben kendimi iyi hissetmiyorum, kime gideceksek gidelim artık dedim. Tamam oğlum bizim köyün hocasına bir gidelim. Hoca, hem hafız hemde ilmi derin bir hocadır. Ona bir gösterelim seni dedi.

Gittik hocanın evine, adamın evi tek katlı kulübe gibi bir yerdi. Babam kapıyı çaldı, hoş geldin diyerek karşıladı babamı, tokalaşıp sarıldılar. Sonra, hocam bir maruzatımız var demeye kalmadan, bunun ne işi var burada dedi benim için.

Hocam bu benim oğlum, son günlerde hep kabuslar görüyor dedi babam. Hoca, babamı dinlemeden, götür bunu buradan, istemiyorum burada dedi.

Hocam, ben size ne yaptım, sizi bile ilk kez görüyorum dedim. Hoca duymuyordu bile beni, götür bunu buradan çabuk götür diyordu. Babamla bizi kovdu resmen, yani başka açıklaması yok resmen kovdu adam bizi.

Babamın beti benzi attı olanlara anlan veremiyordu. Oğlum, hoca çok iyi adamdır halbuki, niye böyle yaptı anlamadım dedi. Ben iyice psikolojik olarak çökmüştüm. Baba, bıktım artık neler oluyor bana, diyerek ağlamaya başladım.

Sonra babam eve götürdü beni. Evde herkes bana bakıyordu. Ne var niye bakıyorsunuz bana dedim. Oğlum dedi dedem. Bize anlat her şeyi, neler yaşadığını tam olarak anlat dedi. Hepsini anlattım. Hocayla görüşmüş dedem daha sonra, hoca buna ne dedi bilmiyorum, hiçbir zaman söylemedi bana...

Oğlum dedi dedem. Bu dünyada yalnız değiliz, Biz nasıl var isek, bizim gibi cinlerde vardır... İnsanlar kapılarını açmadan, cinler o kapıdan girip insanlara zarar veremez.

Allah, insanın bir gözü için bile 7 melek görevlendirmiştir. Bu melekler hem korucuyu hem görevli meleklerdir. Diğer organları için ne kadar görevli melek vardır sen düşün.

İŞLEDİĞİN GÜNAHLAR, O KORUYUCU MELEKLERİN GİTMESİNE NEDEN OLUR. SONRA CİNLERE KARŞI SENİ KORUYAN HİÇ BİR MELEK BULAMAZSIN. SENDE TÜM TEHLİKELERE MARUZ KALIRSIN... MELEKLERİ UTANDIRIP KAÇIRAN EN BÜYÜK GÜNAH ZİNADIR...

İşte böyle öğüt verip duruyordu dedem. Ama nedense içimde dedeme karşı bir nefret oluştu, yani o an parçalamak istedim dedemi.

Dede, öğüdüne ihtiyacım yok, beni rahat bırak dedim. O yaşıma kadar asla dedeme bir saygısızlık etmedim, gerçi o saygısızlığı da ben etmedim....

Ama o an öyle demek geliyordu içimden, istemesem de dedemin kalbini kırmıştım.

Dedem sustu, babam bana bakıyordu. Normalde bu saygısızlığımı asla affetmez ama bir şey demedi, acıyarak bakıyordu sadece bana.

Baba, niye öyle bakıyorsun bana, neyim var benim dedim. Hiçbir şey dememdi. Sadece susuyordu herkes kimse bir şey demedi.

Zaten psikolojim bozulmuştu. Her gün aynı kabus, hocanın kovması, ailemin sadece başını eğip susması, çok sevdiğim dedemi terslemem... Hepsi çok yormuştu beni.

Yalvarırım söyleyin kafayı yiyeceğim dedim. Oğlum dedi babam, seni birine götüreceğiz o sana yardımcı olacak dedi. Kim baba adı ne dedim. İsmini söyledi. Gitmem ben ona dedim. Adamı tanımıyorum ama, öyle bir şey var ki, tanımadığım adama karşı nefret duyuyorum.

Babamla Dedem beni zorla ikna ettiler. Ertesi gün dedem, babam ve ben bindik arabaya, gidiyoruz köye doğru. Gideceğimiz köy, bizim köye 2 saat mesafede olan bir köydü.

Neyse geldik bu köye, 9-10 tane ev var. Evler kerpiçten yapılmış, sokakta da kimse yok. Girdik bu küçük köyün içine, babam evlerden birinin önüne park etti arabayı.

Dedem önde, babamla ben arkada gidiyoruz. Adamın bulunduğu eve gelip çaldık kapısını. Kapıyı, genç bir kadın açtı, içeride de yaşlı bir adam oturuyordu.

Üç Gölge Köyü ve Daha NiceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin