Gizemli Rüya 24

2.9K 101 22
                                    

Sabah Ailem kendini çok eski yıkık dökük, kullanılmayan, çatısı dahi olmayan bir evde bulmuşlar. Bu evin, cadının evi olduğu belliydi. Ama nasıl olur da ev bu hale gelir...

Hemen dışarıya çıkıp beni aramaya başlamışlar. Ben ise o derenin kenarında uyuyormuşum. O rüyasını gördüğüm düğünün olduğu dere, cadının evinin yan tarafındaki dereymiş...

Beni uyandırdılar. Aklım dün gecede kalmış olacak ki hemen zuzumbileyi aradı gözlerim.

Fakat gündüz olmuştu, içimde bir agresiflik vardı. Dedem ve babam olanları sordu, bende anlattım.

Dedem yere diz çöktü ağlamaya başladı. Oğlanı kaybettik diyordu.

Koca adam hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Annem babam ise donmuşlardı resmen, olanların hala farkına varamamışlardı.

Ben ise onlara sinirliydim. Nedense içimde onlara karşı bir sinir vardı ama o zamanlar şerliler tarafından tamamen ele geçirildiğimi bilmiyordum.

Bahçeden patika yoldan yürüyerek çıktık. Evin önüne geldik. Ev bahsettiğim gibi harabe yıkık dökük hale gelmişti.

Sanki o bölge şerliler tarafından ele geçirilmiş bir bölgeydi ve sanki onların sınırını geçtiğimizde boyut değiştirip, bam başka bir yere geliyorduk.

Dedem hemen buradan çıkalım burası sahipli dedi... Fakat bilmiyordu ki artık bende tamamen sahipli biri olmuştum.

Oradan şarkın şaşkın çıktık. Ben oradan ayrılırken, sanki evimden uzaklaşıyor gibiydim. Sanki buraya aittim.

Çitlerin yanından geçip patika yoldan arabaya ulaşmaya çalıştık. Geçerken gördüğüm, patika yoldaki çitlerde karga ölüleri duruyordu hala, o an arkama baktım ev hala terk edilmiş harabe olarak duruyordu.

Arabaya vardık, babam kullanmaya başladı, hemen apar topar eve dönüyorduk ama kimsenin bir fikri yoktu.

Bundan sonra ne yapacaklardı bilmiyordum. Ama ben artık ne korku ne endişe duyuyor, ne de eve dönmek istiyordum. Sanırım ben oraya ait olmuştum.

Eve gelmiştik. Yolda kimsenin ağzını bıçak açmadı. Bende onlara dün neler olduğunu hatırlayıp hatırlamadıklarını sordum.

Dün onlar sadece eve geldiğimizi hatırlıyoruz, bizi seni alabilmek için uyutmuşlar dedi.

Bende onlara nasıl uyuduklarını söyledim. Kısacası onlar hiçbir şey görmemişlerdi. Aklım cadı kadının nerede olduğundaydı. O bir insan mıydı yoksa şerli miydi.

Hoca ve damadı neredeydi. Bizi tekrardan neden bu duruma düşürmüşlerdi. Ben bundan sonra ne yapacaktım. Ben artık bir cin ile evliydim. Bunları neden ben yaşıyordum. Her şey aklımı kurcalıyordu, işi içinden çıkamıyordum.

Artık hacı hoca ile bu amansız yolda bir yere varacağıma inanmıyordum.

Eve akşam üstü vardık. Daha akşam ezanı okunmamıştı. Büyük ananemi kızının yanına bıraktık. Büyük dedem bizimle köye gelmek istedi.

Köye geldik. Eve geçtikten sonra namaz vakti yaklaşmıştı. Babam ve dedem camiye gidiyorlardı, beni de çağırdılar.

İçimden gitmek gelmedi, sanki beni bir şey engelliyordu. Dur diyordu içimdeki...

Babamlarla gitmedim camiye. Annem evdeydi ben kapının önündeki deponun üzerine çıkıp oturuyordum.

Hava soğuktu ama ben atlet ile çıktım dışarı, vücudum yanıyordu sanki..

Akşam ezanı okunuyordu. Ezanı biter bitmez etraftaki bahçelerde ve mezarlıkta bir hareketlilik başladı. Sanki insanlar oradan akın akın geliyorlardı.

Bu saatte yüzlerce insan bahçelerde ve mezarlıklarda olamazdı. Bana bakarak yanıma yaklaştılar. Ayakları ters, topukları ön tarafa dönük yürümeye devam ettiler.

Korkmuyordum, istifimi bile bozmadım. Gözlerim zuzumbileyi aradı, onu göremedim. Hepsi etrafımı çevirdiler. Yüzleri ve vücutları aynı insan ama ayaklar tersti.

Sonunda öğrenmiştim ki; her kılığa girerler ama insan kılığında ayakları ters oluyormuş.

En çokta kedi kılığında dolandıklarını söylediler. Onlar kendi boyutlarında iken de kediler onları görebiliyor. Bir kedi bir noktaya odaklanıp boş boş dikkat kesilip bakıyorsa, oradan uzak durun... Bunları bana daha sonra anlatmışlardı.

Etrafım şerlilerle doldu fakat bana bir şey yapmıyorlardı. Ortalık onlarla kaynıyordu, her tarafta onlar vardı.

Bunları yaşamadan önce eski insanlar; akşam ezanından önce evde olacaksın, yada gece on yatağa kon gibi laflar derlerdi. Anladım ki, gündüzler bizim, geceler onlarınmış.

Artık Gündüz insanlar aleminde, gece ise cinler aleminde yaşamaya mahkum bir hayat yaşayacaktım. 

Üç Gölge Köyü ve Daha NiceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin