Şeytan-ı Racim 14

2.7K 91 25
                                    

Yine kendi kendime hem bağırıp hem gülüyormuşum, sesimi duyup gelmiş babam yanıma.

Baba, yine kabus gördüm, her geçen gün kabuslarım dahada artıyor, dahada çok korkuyorum dedim.

Babam, korkma oğlum hepsi geçecek, uyu hadi biraz daha, yanındayım ben dedi.

Uyudum sabaha kadar. Kalkınca ilk işim; kitabın arasına koyduğum kağıdı alıp kitapçıya gitmek oldu, rüyamda kül ile alnıma yazılan şey ile kağıtta yazan şey aynıydı. Bayağı bir merak ettim ne olduğunu.

Kapıdan çıkacakken annem çağırdı, kahvaltı hazırlamış, yemem için ısrar etmesine rağmen acelem olduğunu söyledim.

Babam sofrada oturuyordu, ona da, biraz geç gelebilirim sen kahveye falan git istersen baba dedim. Aslında geç gelme gibi bir niyetim yoktu direk sözlük alıp kitabı incelemekti amacım.

Vardım tarikatçı kitapçılardan birine, onlar bilir diye, adam kağıdı aldı elimden, bu Arapça dedi. Ne yazıyor abi dedim. Gel yazıyor, kardeşim dedi.

Donup kalmıştım, gece rüyamda duyduğum ses de; sürekli gel diyordu bana.

Adam iyi misin dedi. Biraz kendimi toparlayıp; İyiyim abi, bana Arapça geniş kapsamlı bir sözlük verir misin dedim. Aldım sözlüğü verdim parasını çıktım kitapçıdan.

Eve doğru gidiyorum, ancak aklımda türlü düşünceler vardı. Rüyamda resmime neden gel yazılmıştı, neden gel diyorlardı, benden ne istiyorlardı...

Bu düşüncelerle eve vardım, babam kahveye gitmişti, annem açtı kapıyı eve girdim, direk odama geçtim.

Kitabı açtım, yanına sözlüğü koydum, ilk olarak kitabın başındaki 2 kelimeyi sözlükten arayıp buldum, ateş ve ilim çıkıyordu, ateşin ilmi (Şeytanın ilmi) demek oluyordu bu sanırım.

Sonra Atakan'ın söylediği sayfadaki kelimeleri tercüme etmeye çalıştım ancak bunların karşılığı yoktu. Harf harf tercüme ettim, tuhaf kelimeler çıkıyordu. Bunlardan biri de Atakan'ın bahsettiği 5 isimden biriydi. 3 harfli bir kelime isteyen olursa söyleyebilirim.

Atakan'ın söylediği sayfadaki başlığı tercüme edince; yok etmek olduğunu gördüm. Yok etmek yazan bir sayfanın altında, Atakan'ın söylediği isim vardı, Atakan bana onlardan birini yok ettirmeye çalışıyordu, o zaman anlamıştım...

Peki neden bana yaptırıyordu bunu, onun aklına benim kitabın her yerini açıp inceleyeceğim gelmemişti sanırım. Direk onun dediği sayfayı açıp, yazıları yazıp, sonrada yakarım diye düşünüyordu demek ki.

İlk sayfayı açtım, rüyamda gördüğüm gözlere benzer bir resim vardı sadece tasvirdi, o sayfanın capsini atarim isteyen varsa...

Kitabı sadece sözlükten tercüme edip anlamak çok zordu. Harflerin hepsi birbirine benziyordu zaten, ancak ilk sayfadaki ateş ilmi yazısını görünce, bunun pekte tekin olmayan bir kitap olmadığını anlamıştım...

Sayfaları çevirdikçe şaşkınlığım daha da arttı, birbirinden çok alakasız şekiller vardı sayfalarda, boyama kitabı karalayan çocuk gibi, harf harf çevirmeye çalışmaktan bıkıp, sadece resimlere bakıyordum.

Sonlara yakın bir sayfa da muma benzer şekiller gördüm, resimde tam 28 tane mum vardı. Aklıma direk Atakan'la o gece yaptığımız ayin geldi. O gün de Atakan 28 mum kullanmıştı, demek ki o ayini bu kitaptan öğrenmişti.

Oturdum 2 saat tek tek bu sayfayı çevirmeye çalıştım.

Bu bir ritüelmiş, bazı varlıklarla iletişime geçmek için; bu mumlar bir kapı görevi görüyormuş, bu mumlardan yükselen duman, onlara bir beden sağlıyor ve bu duman vasıtası ile iletişime geçilebiliyormuş.

O gece Atakan bana sessiz olmamı söylediğinde; buna istemeyerekte olsa uymadığım için, o varlıkların çocuklarının birini istemeden de olsa öldürmüş olabilirim. En azından o geceden sonra olaylar arttığı için böyle düşünüyordum.

Bu yüzden, benden intikam almak istiyorlardı çocukları için, diye düşündüm. Karar vermiştim, kendim bu ritüeli tekrar yaparak hiçbir şeyin suçlusunun ben olmadığımı onlara anlatacaktım, bu derece kurtulmak istiyordum onlardan.

Üç Gölge Köyü ve Daha NiceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin