Büyü

8.7K 256 42
                                    

Sabah uyandığında yanında yatan kadına sevgi dolu gözlerle baktı. Derin bir iç çekti ve işe gitmek için hazırlanmaya başladı.

Karısı da tam o sırada uyandı. Yanağına bir öpücük kondurdu ve: "Kahvaltıyı bekle öyle git Deniz" dedi.

Toplantıya yetişmesi lazımdı, saatine baktı ve geç bile kaldığını fark etti. "Özür dilerim bugün bensiz kahvaltı yap hayatım, toplantıya yetişmem lazım" diye karşılık verdi.

Adam on dakika sonra hazırdı, karısıyla vedalaştıktan sonra evden çıktı.

Kadın kahvaltı için masaya oturmuştu ki telefonu çaldı.

"Alo?"

"Melis, bugün eve hoca gelecek biliyorsun değil mi?"

"Unutur muyum Yıldız'cığım tabii ki biliyorum. Bugün en geç on ikide sizde olurum"

Yıldız, Melis'le iş yerinde tanışmış, üç yıllık arkadaşlığa sağlam adımlarla gelmişti.

Hayatını paylaştığı çok iyi bir eşi, her sene daha da başarılı olduğu iyi bir işi vardı. Ama derdi, bunların hepsini görmesini engelliyordu.

Kızı Yasemin, henüz on sekiz yaşındaydı. Dersleri iki sene öncesine kadar iyi olmasına rağmen, yaşadığı olaylardan ötürü okula ara vermek zorunda kalmıştı.

Yasemin'i götürmedikleri psikolog ve psikiyatr kalmamıştı, fakat kız yine de kendine gelememişti.

Her gece çığlıklarla uyanması, gün içerisinde durduk yere krizler geçirmesi ve bazı geceler yatağından kalkıp odalarda amaçsız bir şekilde dolaşması ailesini oldukça yıpratıyordu.

O'nun bu haline dayanamıyorlardı artık. Son bir kaç ay içerisinde kendine zarar verme gibi bir durumla karşı karşıya kaldıkları için, çareyi bir hocaya danışmakta bulmuşlardı.

Melis kahvaltısını yapıp, hazırlandıktan sonra arkadaşı Yıldız'ı bu gününde yalnız bırakmamak için yola çıktı. Yasemin'in durumunun psikolojik olduğunu, hocaya gerek olmadığını düşünüyordu ama yine de yanındaydı işte destek olmak için.

Eve vardığında hocanın çoktan gelmiş olduğunu öğrendi.

"Hoca geldi, banyoda abdest alıyor canım. Başörtü vereyim istersen sana." dedi Yıldız.

Melis başörtüyü aldı ve koltuğa oturup beklemeye başladılar. Yasemin de gözlerindeki morluklarla, kolundaki yanık ve çizik izleriyle bir köşeye sinmiş, olanları kavramaya çalışıyordu.

Hoca geldi ve dua ettikten sonra sorular sormaya başladı. Yıldız'ın ismini ve eşinin ismini sordu, Yasemin' in anne ve babası oldukları için.

Hoca Yıldız'dan aldığı kaba, cebinden çıkarttığı küçük bir şişenin içinde olan mavi suyu boşalttı.

Yasemin'e ait olan saç parçasını yaktı ve mavi suyun içine atıp karıştırdı. Dudağını büzdü, endişeli endişeli bakındı. Yasemin'e "uzat kızım parmağını" dedi.

Yasemin ilk başta istemese de annesi göz işareti yapınca istemeye istemeye de olsa uzattı parmağını. Hoca kızın parmağına bir iğne batırdı. Parmağından akan bir damla kan, mavi suyla karıştı.

Üç Gölge Köyü ve Daha NiceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin