Şeytan-ı Racim 34

2.3K 79 3
                                    

Nasıl bir görüntüydü hocam söyleyin dedim.

Oğlumdu, lakin gözlerinde ve saçlarında bir gariplik vardı dedi.

Nasıl yani dedim.

Bana nefretle bakıyordu. Saçları normalden daha uzundu, bir günde uzayamayacak kadar.

Öz babasını öldürmek ister gibi bakıyordu, yüzüme bakıp kısık bir sesle konuştu, Arapça sadece bir kelime çıktı ağzından dedi.

Nedir o hocam dedim.

'HUM' diyordu oğlum, sadece 'HUM'

Acı çekiyor gibiydi, birileri ızdırap veriyordu sanki oğluma. Daha fazla dayanamadım o görüntüsüne biricik evladımın.

Gözlerimden yaşlar boşandı diyordu.

Oğlumu o halde görünce kahroluyordum adeta. Fizikken oğlumdu ama ruhen o gitmişti, sanki başkasıydı benimle konuşan.

Bayılmışım o görüntüyü görünce, daha sonra uyandığımda arkadaşlarım yanımdaydı.

İşte, o güne dek bu kadar kendimi ilime bağlamamıştım, lakin tek varlığım oğlumu o halde görünce işim gücüm onlar oldu dedi.

Peki gelininiz bu mevzuyla alakalı mı dedim.

Mevzunun ta kendisi oğlum dedi. O gece, gelinimin soyundan gelenler, oğlumu o hale getiren diyordu.

Oğlunuzu gördünüz mü bir daha dedim. Gördüm oğlum, gelinimle beraber geldiler.

Anlatmaya devam ediyordu, sen hiç onların düğününü duydun mu oğlum dedi. Hayır hocam anlatın dedim. Anlatayım dedi.

Hocam onların düğünlerini anlatmaya başladı. Oğlum iyi dinle, nasihatlerime kulak ver.

Ormanlık ve ıssız birtakım alanlardan toplu halde geçerler, bazı bölgeler onların yolları üzerindedir. Düğünlerini de böyle yerlerde yaparlar.

Eğer bir gün yalnızken, böyle bir düğün alayı görürsen, bir gariplik hissedersen, bu düğün alayı fazla sessiz ise, yüzlerine garip bir ifade ve bir duygusuzluk var ise, sakın ola bakma o tarafa, kendi yolundan git, o alaya takılıp gitme dedi.

Tamam hocam dedim. Ama bu telkinden sonra yalnız kalmaya korkuyordum, ki halen yalnız geceleri bir yere gitme konusunda çekincelerim olur düğünlerini göreceğim diye.

İşte benim kendi oğlumda onların arasına katılmıştı. Her zaman tembih ederdim, bu konuda uyarırdım ama nefsine hakim olamayıp onlara bakmış ve oğlumu almışlar dedi.

Bu benim suçum, onu yalnız yollamamalıydım. Lakin ben de onlardan, oğlumu almalarına karşılık, gelinim dediğimi aldım dedi.

Nerelere baktıysam da oğlumu bulamadım dedi.

Ancak bu olayların üzerinden bir hayli zaman geçmişti; Bir gün güneş battıktan sonra, kendi kendime oturmuş gaz lambasının ışığında düşünürken kapı çaldı.

Açmamla hayrete düşmem bir oldu. Oğlum karşımda bana bakıyordu, hem de hiçbir anormallik yoktu.

Gözlerine baktım, evet bu yavrumun gözleriydi. Sarıldım ona ancak o bana sarılmıyordu, aceleci bir tavrı vardı, gitmem gerek baba dedi sadece,

Dur dedim, aylardır hep bu anı beklemiştim. Hazırlıklıydım, omuzlarından tutup okumaya başladım, birden oğlumun arkasından göründüler dedi.

Oğlumu alamadım ama, onlardan da ben bir şey aldım, o gece gelinim dediğimi aldım diyordu.


Üç Gölge Köyü ve Daha NiceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin