Sınıftan çıktıktan sonra dolabıma doğru ilerlemeye başladım. Gün boyunca Ashley'i görmemiştim,maskottan herhangi bir mesaj da almamıştım. Sanırım bugün her ikisi de varlığımı unuttular.
Dolaba geldiğimde şifreyi girdim ve dolabı açıp tarih kitaplarını koyduktan sonra tekrardan telefonumu kontrol ettim. Ve sonuç tekrardan hiçbir mesaj olmadığıydı.
Telefonu yerine koyduktan sonra dolabı tekrardan geri kapadım ve koridorda Ashley'i bulabilmek amacıyla yürümeye başladım.
Şu Sapık Maskot olayı hakkında Ash'e bahsedip bahsetmemem gerektiğini bilmiyorum fakat pek fazla gerek duyduğum söylenemez. Bunu tek başıma halletmek istiyorum. Bugüne kadar her şeyi biri olmadan yaptım. Kendimi buna mecbur tuttum fakat şimdi yapmam gerekiyordu işte. Kendime bazı şeyleri tek başıma yapabildiğimi kanıtlamak için.
Aklıma gelen dünkü konuşmalardan sonra rotamı müzik sınıfına çevirdim ve yürümeye devam ettim.
Aslında birazda hayatıma bir renk gelmesi güzel olacak gibiydi çünkü bu her kimse beni düşünen biri olmalıydı. Ve dün basketbol sahasında gördüğüme göre oldukça yakışıklıydı çünkü oradakilerden tipi ortalamanın altında olan yoktu.
İçimden geçirdiğim bu şeyden sonra gülümseyerek müzik sınıfının kapısını açtım. İçeride iki kız ve Justin ile birkaç arkadaşı vardı. Justin'e selam verdikten sonra bir yere geçtim ve oturdum.
Maskota burayı seçtiği için teşekkür etmem gerek çünkü burası okulun en sessiz,sakin yeri. Tabi kütüphaneden sonra. Ama kütüphaneye ödevler dışında pek gittiğim söylenemez. Benim yerim burası. Müzik sınıfı...
Kulaklıklarımı çıkardıktan sonra kulağıma taktım ve mesajlara baktım. Bir mesaj gelmediğini görünce hala daha gelmemiş olacağını düşünerek kafamı geriye yasladım ve şarkının akışında kendimi bıraktım.(şarkı multi'de bebeklerim)
Gelen titreme ile telefonumu açtım. Sonunda bir mesaj gelmişti. İlk başta etrafıma baktığımda yeni gelen veya giden birini fark etmedim. Sadece şu Fernando adı verilen çocuk dışında.
Maskot:Söylediğim her yere gelmen gururlandırıyor
Grace:Merak etmeseydim gelmezdim
Grace:Üstelik burayı seviyorum
Maskot:Bende
Maskot:Fakat burayı seninle beraber daha çok sevdim
Grace:Kim olduğunu bilseydim bende seninle beraber sevebilirdim
Maskot:İyi deneme
Maskot:Ama söylemeyeceğim
Maskot:Artık bazı şeyleri kendin yapmalısın Grace
Maskot:Sana gelip seni sevdiğimi söyleyebilirdim
Maskot:Fakat ben uğraşmanı istiyorum
Maskot:Kendin başarmanı istiyorum
Grace:Beni tanıyormuş gibi konuşuyorsun
Maskot:Seni tanıyorum
Maskot:Sandığından daha fazla hemde
Grace:Bana cidden önem veriyor musun?
Maskot:Evet
Grace:Yeterince sevdiğinden emin misin?
Maskot:Emin olmasaydım bu oyunu hazırlamazdım
Grace:Peki
Grace:Şu an ne demem gerektiğini pek bilmiyorum
Grace:Ama sormam gerek
Grace:Ya seni gördüğümde sevmezsem?
Maskot:Seveceksin
Grace:Neden bu kadar eminsin?
Maskot:Çünkü seni tanıyorum
Bu mesajdan sonra hiçbir şey yazamazdım işte. Çocuk,her kimse beni cidden tanıyordu ve bu söylediğinin de gerçek olma payı vardı. Aslında ileride çocuklarımız olursa anlatabileceğimiz güzel bir hikaye olurdu fakat teknik açıdan sağlıklı sayılmazdı.
Telefonun titremesiyle telefona tekrardan baktım.
Maskot:Çünkü oğlumuz beni örnek alabilir
Maskot:Ya da kızımız sapıklarının peşinden koşabilir
Bu mesajdan sonra kafamı kaldırarak etrafa bakındım ve Bieber'ın bana sırıtarak baktığını gördüm.
Biraz ekşın yapasım geldi. Sizce Grace artık anlasın mı anlamasın mı? Yani bence anlamasın yav ilk bölümlerden tadımız bozulur.
Aman Grace Hanım ağzımızın tadı bozulmasın jdskg