Bölüm 33

69 3 1
                                        

       "Senin bu çocuklarla olayın ne?" dedi Jane yatağıma otururken. Onunla iyi anlaşmamızın şerefine bir pijama partisi vermeye karar vermiştik. 

      "Hangileriyle?" dediğimde kaşlarıyla aşağıyı gösterdi. "Onlar mı? Çocukluk arkadaşım,eski sevgililerim,belalılarım... Daha sayayım mı?" dediğimde güldü ve eliyle yeterli işareti yaptı.

     "Ama bence Daniel yakışıklı ona git." dediğinde gözlerimi devirdim. Yakışıklı olsa ne yazar ki istemiyorum öyle yakışıklılık falan.

      "Ben kararımı verdim ikisine de gitmiyorum." dedim ve kahvemden bir yudum aldım. 

      "Bence senin kafan Justin'e kayık o yüzden Daniel'ı beğenmemiş numarası yapıyorsun ve belli olmasın diye Justin'den de nefret ediyormuşsun gibi yapıyorsun. Yani bana göre öyle. Öyle değil mi?" meraklı meraklı. 

       "Yok ki öyle bir şey ya. Ben ikisini de arkadaşım olarak görüyorum. Hem benim sevgilim olmayacak evde kalacağım ben." dedim ve patlamış mısırlardan ağzıma tıkıştırdım. Jane gülmeye başladığında kapının birden açılması ile ikimizde yerimizden fırladık.

       "Ya ben sana dikkatli ol dedim salak herif." dedi Justin. Tabii kafasına vurmayı da ihmal etmemişti.

       Şu an ikisi odamın kapısının önünde düşmüş bir şekilde üst üste yatıyorlardı. Onların bu hallerine gülen Jane'e aldırmadan tek kaşımı kaldırdım ve ikisine baktım. "Beyler açıklama bekliyorum."

       "Şey...şimdi...hah. Biz Daniel arkadaşım ile buradan geçiyorduk o da dedi ki "Gel bakalım kızlar öldü mü kaldı mı?" diye. Bende dedim ki "Bakalım." sonra kapı aniden açılınca yere düştük." dedi Justin sırıtarak bana bakarken. Ben gözlerimi devirdiğimde Daniel itiraza başlamıştı.

        "Öyle bir şey yok. Justin bana sizin pijama partisi yaptığınızı ve dolayısıyla da bizim dedikodumuzu yapacağınızı söyledi. O yüzden kimi sevdiğini öğrenmek için gelmiştik." dedi Daniel. Justin onun kafasına bir kez daha vurduğunda da devam etmeye başladı. "Kafama vurma! Bu arada kızlar son kısmı düşerken duymadık tekrardan alabilir miyiz?" dedi bekleyen gözlerle.

        "Aynen. Biz dışarı çıkarız siz yine konuşun. Çünkü en son Justin falan demiştiniz." dedi Justin. O da lafını bitirdikten sonra gülmekten kıpkırmızı kesilen Jane'e baktım ve sinirli bir şekilde soluk alıp verdim. Ve ikisinin üzerine yürümeye başladım.

       "Ne dedim biliyor musunuz? Justin çok yakışıklı fakat onun yakışıklı kafasını havaya uçuracağım. Daha sonra Daniel çok akıllı ama onun beynini kurda kuşa yem edeceğim. Yani benim fantezim bu. Size uyarsa beyler." dedim ve iyice üzerilerine gittim.

       "Fanteziyse bana uyar." dedi Daniel sırıtarak bana bakarken. Justin de kafasıyla onu onayladı. "Ne demiş ünlü düşünür "Saçlarımdan tut önce beni yerlerde sürükle,canım acısın boşver,bu benim için bir zevk. Fantezi dünyam rengarenk bu daha hiçbir şey,korkma benden sal kendini. Bebeğim dediğim anda vur banağğğ." Justin'in acı ve azap dolu şarkısından sonra ikisine de vurdum ve kapıya doğru ittirdim.

       "Bir daha bu odaya adımı atan olursa o zaman kimin fantezi dünyasının rengarenk olduğunu tartışmaya bile gerek kalmaz. Şimdi beni arkadaşımla yalnız bırakıyorsunuz ve aşağıda yalnız bıraktığınız diğer arkadaşımın yanına gidiyorsunuz." dedim ve kapıyı suratlarına kapattım.

       "Bence bunların ikisini kuma olarak al." dedi Jane kahkahalarının arasından ve devam etti. "Hayatın fantezi dol geçer." onun dalga geçtiğini görünce gözlerimi devirdim.

       "Bana hangisine aşık olduğumu sormuştun değil mi?" dedim Jane'e ciddi ciddi bakarak. Daha sonra kapının arkasından Justin'den geldiğini düşündüğüm "Evet!" sesinden sonra söylemedim.

        Sanırım saklı kalsa daha iyi olabilirdi...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Justin'in Ağzından

    "Senin suçun!" diye kızarak ilerledim aşağıya doğru. "Kapının koluna neden kolunu dayıyorsun gerizekalı? Ne güzel öğreniyorduk işte." dedim.

    "Justin falan dedi diye yaptım. Seni sevdiğini söylerse üzülürdüm sende sevinirdin. Bende ikimizinde duymamasını sağladım yani." dedi bilmiş bilmiş ve ekledi. "Hem en sonunda sende batırdın hatırlatırım."

     Richard'ın yanına ulaştığımızda telefonunda mesajlaştığını gördüm. Yanına oturdum ve bakmaya çalıştım. Göstermeyince de "Kiminle konuşuyorsun çapkın seniii." dedim ve yanağını mıncırdım.

     Benim Richard'ın yanağını mıncırmamdan sonra Daniel ile birbirimize baktık. Korkuyla... Grace'in yanında durmaktan Grace gibi hareketler yapıyordum. Tanrı beni korusun.

    "Buldum!" diye aniden bağıran Daniel ile Richard ile yerimizde sıçradık. Tanrı'm bana güç kuvvet ver. Kadın milletini anlamam için anlayış ver. (wuhuuuu fjdlh -yazar) 

    "Neyi buldun benim çağırtkan meleğim." deyip onunda kafasını okşamaya başladım. Lütfen daha fazla Grace'lik yapmayayım lütfen...

    "Şimdi eğer sen Grace gibi hareketler yapıyorsan o zaman onun gibi düşünmeye başladın. O zaman yarın seninle bir gün geçireceğiz ve sen de benim hakkımda ne düşündüğünü söyleyeceksin. O zaman Grace'in kime aşık olduğunu anlayacağız." dedi bir şey icat etmiş gibi etrafa bakarken. Beni korkutuyor.

    "Ben kararımı şimdiden verdim." dedim ve sırıttım. "Tabii ki ben."

    "Beyler..." dedi Richard telefondan başını kaldırdıktan sonra ve devam etti. "Ne yaparsanız yapın Grace'in gerçek duygularına erişemezsiniz.  İyisi mi siz çocukluğunuza bir son verin ve onun kendi kararını vermesini sağlayın. En önemlisi onun gerçek duyguları." dedi ve telefona geri döndü.

      Doğru söylüyordu fakat ben artık beklemekten sıkılmıştım. Grace kararını çabucak verirse iyi olur yoksa onu kaçırmak zorunda kalacağım. 

      Ne? Okuduğum kitaplarda kızlar hep onu kaçıran erkeklere aşık oluyordu. Dostum Daniel'den hızlı olmalıyım.

MASKOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin