Justin'in kapısının önüne geldiğimde kapıyı çılgınca çalmaya başladım. Yeniden onlarla olmak beni eski çocukluk günlerime götürüyordu ve bende çocuk olmayı seviyordum işte.
"Hoşgeldin!" dedi Justin kapıyı açtığında. Girmem için yer verdiğinde içeriye girdim ve eve bakmaya başladım. Pattie görse kalp krizi geçirebilirdi çünkü Justin evi hem dağıtmış hemde bu dağınıklar mordu.
Evin iç mimarisi benimkine çok benziyordu sadece mutfak dolapları mordu. Ve salona baktığınızda ise mor bir köşe koltuk, geniş perdeleri örtmesi için gri bir perde ve beyaz iki tane tekli koltuk vardı.
"Yalnız bu beyazlar kir gösterir." dedim Justin'e bilmiş bilmiş. Güldü ve mutfaktaki işine devam etti.
"Daniel ne zaman gelecek?" diye sordum ona bakıp. Omuzlarını silktiğinde bir daha konuşmadım çünkü cevap vermiyordu. Boşu boşuna onun için kendimi yoramam.
Kumandaya uzandım ve televizyondan çizgi film kanallarını gezmeye başladım. Sünger Bob'un olduğunu gördüğüm kanalda durdum ve izlemeye başladım. Justin'in çıkardığı gürültüleri duymamak için o kadar odaklanmıştım ki Daniel'in yanıma oturduğunu fark etmemiştim.
"Kahvaltı hazır!" diye annem gibi bağıran Justin'e döndüm ve koşarak masaya ilerledim. Söylediği gibi waffle yapmıştı ve onun yanında nutella vardı ve onun yanında zeytin vardı ve onun yanında sevdiğim çoğu şeyden vardı. Vişne suyu bile...
"Dostum söyleseydin Grace gelirdi ona hazırlardın kahvaltıyı. Sadece onun sevdiği şeyler var." dedi Daniel gülerek benim yanıma oturduğunda. Karşıma da Justin geçmişti.
"Yanlış anlama diye yaptım. Hem kötü mü oldu senin de karnın doydu." dedi nutellayı ekmeğine sürerken. "Zaten şu an yeterince kötü anladım ama benim bebeğim sana bakmaz." dedi Daniel kendinden emin bir şekilde. Bu sözlerinden sonra aniden şok içinde ona döndüm. Benim bebeğim mi?
"Daniel... eğer bazı şeyleri düzeltebilmek için buradaysan bunu düşünme çünkü zaten bizim Grace ile mutlu giden bir ilişkimiz vardı." dedi ondan daha da böbürlenmiş bir şekilde. Sanırım korktuğum başıma geliyordu.
"Ama bitti." dedim kararlı bir şekilde. "İkinizle de bitti çünkü siz benim arkadaşım olarak daha iyisiniz. Sevgililik bize yakışmıyor." dedim ve omuz silkerek devam ettim.
"Eğer Justin olmasaydı mükemmeldik Grace. Bunu unutuyorsun." dedi Daniel zeytinlerden bir tane ağzına attıktan sonra. Justin onun bu sözlerine göz devirmişti.
"Eğer sen olmasaydın ben onunla sevgili olacaktım zaten." diye tekrar söze başladı Justin. "Çenenizi kapatacak mısınız yoksa gideyim mi?" dedim sinirli bir şekilde. İkisi de ağızlarını kapattılar ve kahvaltılarına geri döndüler.
-----------------------------------------------------------------------------
Akşam üstüne doğru Justin'in evinden ayrılmıştık ve Daniel ile beraber göl kenarına doğru yürümeye başladık. Onca yıl geçtikten sonra bir anda iyileştiğimiz gibi bir anda yine kaybolabilirdik. Eğer Justin ve Daniel tekrardan kendilerine karşı koyamazlarsa yine aynı şeyleri yaşardık ve ben bir kısır döngünün içine girmek istemiyordum.
"Grace..." dedi Daniel çimenlerin üzerine oturduğumuzda. "Beni hala daha seviyor musun yoksa Justin'in dedikleri doğru mu?" ona doğru döndüm ve Justin'in dediklerinden kastını anlamaya çalıştım. Anladığımdaysa göle doğru döndüm ve mavi ile yeşilin mükemmel uyumunu izlemeye başladım.
"Daniel onlar eskide kaldı..." tekrar ona doğru döndüğümde yüzündeki kırılışı gördüm. "Sen bana iyi hissettirdin ve aşk ile tanıştırdın. Ama bir şekilde bitti yani eğer Justin olmasaydı da biterdi. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez." nefes aldım ve devam ettim. "Justin'de iyi hissettirdi ve tekrardan aşka bir şans vermemi sağladı. Fakat o da hırsına yenik düştü ve o da kendini bitirdi. Ben sizi sevdim... hemde ayrı ayrı sevdim ama bir daha olmaz işte. Artık kırılmak ya da kırmak istemiyorum."
"İsteyerek yapmamıştım bunu sende biliyorsun. Justin geldi ve anlatmıştır zaten,sana zarar vereceğini söyledi ve bende bırakmak zorunda kaldım. Ben özür dilerim yani... her şey için." elimi tuttuğunda geri çektim.
"Beni izliyorlar Daniel... Bir çocuk beni izliyor. Onun şu an seninle beni görüp de tekrardan kırılmasına izin veremem. O çok kırılmış,o yalnız ve kurtarılmaya ihtiyacı var. Eğer o çocuk buradaysa ona bunu yapamam." dedim ve dudağımı yaladım.
"O çocuk belkide üzülmez. Belki mutlu olur." dediğinde ona döndüm ve o da kafasını salladı. "Biliyorum tekrardan bitmesine korkuyorsun fakat ben yemin ederim bu sefer bitmeyecek." yalvarır gözlerle baktığında kafamı salladım.
"Bunun için mi buraya getirdin beni?" dedim. "Eskileri açıp beni sinirlendirmek veya kendinden daha da soğutmak için mi? Bana bak Daniel sen eskiden vardın ve bitiş çizgisini gördün. O Justin de gördü. İkinizde kendi kendinizi bitirdiniz ve artık benim açımdan hiçbir şeye sahip değilsiniz. Arkadaşımsınız ve öyle öleceksiniz." soluklandıktan sonra devam ettim. "Ve beni izleyen çocuğu bulduğum zaman da arkadaşlığınız sonsuza kadar sürecek ve onun bir adım önüne geçemeyeceksiniz. Çünkü ben o çocuğu bulduğum zaman onun kırılmasına izin vermeyeceğim ve son nefesimi de onun yanında alacağım." dedim ve ayağa kalktım.
Daniel'in yüzündeki hafif gülümsemeye aldırmadım ve eve doğru koşmaya başladım.
