Bölüm 27

81 5 4
                                    

Grace'in Ağzından

         Bana bir zamanlar yakın olduğunu söylemişti.Biliyorum ona onu merak etmediğimi söylemiştim fakat şu an daha fazla merak ediyordum çünkü o özeldi. Bunu anlamam için onunla sadece bir saat kadar baş başa kalmam yetmişti. 

         Terastan aşağıya doğru inerken merdivenlerin önünde duran Justin'e baktım. Bir şekilde nedensizce ağlıyordu ve Denissa da yanında yoktu. Büyük bir ihtimalle ondan ayrılmıştır diye düşünüp yanından geçiyordum ki elbisemin etek kısmına tutunup durmamı sağladı.

       "Gitmesen?" dedi titrek,kısık ve acı dolu bir sesle. Bu sefer yine beni alt etmesine izin vermek istemiyordum. Maskot'a yine onları yaşatmak istemiyordum ve yine beni bulmak için baktığında başka biriyle görmesini istemiyordum. Bu beni bir sürtük yapardı. Onca şeyden sonra...

        "Gitmek zorundayım." dedim kararlı bir sesle ona doğru dönerken. Ve döndüğümde karşımda duran Justin bana masum çocukları hatırlatmıştı. Oyuncağı elinden alınmış ve dünyası başına yıkılmış bir çocuk gibiydi...

        "Neden?" dedi yine aynı şekilde. Bu bir tür oyun... Tekrardan beni alabilmek için Bieber'ın kurduğu oyun ve ben buna düşmeyeceğim.

        "Çünkü artık yanında durmam için bir sebep yok." dedim ve ekledim. "Beni kim için bıraktıysan o kaltağın yanında ağla Bieber. Buradan sana ekmek yok." dedim. "Döktüğün sütten ağlamamalısın." (Yaptığın hatadan sonra ağlamamalısın nasıl olsa yanlışı değiştiremezsin anlamlı bir İngiliz atasözüdür. -yazar)

        "Sen bir hata yapmasaydın, o zaman bende yapmazdım." dedi ve iç geçirdikten sonra ekledi. "Kavga etmek istemiyorum. Sadece seni tekrardan yanımda görmek istiyorum. Grace yeniden beraber olabilir miyiz?" dedi ayağa kalkıp bana yaklaşarak. Bende o yaklaştıkça geri gitmeye devam ettim.

        "Kaybettin Bieber. Bununla yüzleşsen iyi olur." dedim ve arkamı döndüm. "Unutmak için uğraştım ve yapabildiğim kadarını yaptım. Yapmaya devam ediyorum ve gittikçe iyileşiyorum. Sana ya da herhangi birine ihtiyaç duymuyorum. Hayatımdan çıksan iyi olur." dedim ve bizimkilerin yanına ilerlemeye başladım. 

         Bieber'ı öylece bırakmak belki de bundan birkaç gün önce yapabileceğim bir şey değildi fakat şimdi yapıyordum işte. Ondan kurtuluyordum...

-------------------------------------------------------------------------------------

        "İşte çocukluğum." deyip çocukluğumu geçirdiğim Stratford'daki o minik evimize doğru koştum. 

         Evimiz pek geniş bir bahçeye sahip değildi fakat çimleri ve ağaçları ile yemyeşildi. Bej renginde etrafı kaplayan duvarları vardı ve içeriye girmemiz için meşe ağacından yapılmış bir sokak kapısı. Her şey eskisi ile aynı gözüküyordu ve bu beni heyecanlandırmıştı. Mükemmel bir tatil geçirebilirdim.

          Evin anahtarını annemin dediği gibi saksıdan aldıktan sonra kapıyı açtım ve yaz tatilimi geçireceğim eve girdim. Mutfak ve salon birleşikti ve giriş kapısının sol tarafından mutfak başlıyordu. Mutfak dolapları bembeyazdı ve ona elik eden gri bir halısı ile beyaz bir yemek masası vardı. Tam karşımda ise büyük ve geniş camların önünde iki tane tekli siyah koltuk ve onların çaprazında ise gri bir köşe koltuk vardı. Köşe koltuğun karşısında ise LCD televizyon bulunuyordu.

          Kapıdan bavullarımı aldım ve eşyalarımı yerleştirmenin güzel olacağını düşündüğüm için merdivenlerden çıkmaya ve odama ilerlemeye başladım. Beyaz kapıyı açtım ve içeriye girdim.

MASKOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin