Titreyen telefonumla birlikte kapalı gözlerim aralanırken hızla telefonuma uzandım. Karanlık odada yanan bildirim ışığı sayesinde bulmam zor olmamıştı.
Tuş kilidini hızlıca açtıktan sonra mesajın Efdal'den geldiğini görmemle birlikte gülümsedim elimde olmadan. Onunla ilgili her şey o kadar güzeldi ki, gülümsemem geçmiyordu yüzümden konu o olunca.
Gelen mesajı açtığımda hızla yerimde doğruldum. Saate baktığımda gece yarısına geldiğini fark etmiştim.
"Kimden: Akva'nın Efdali
Üniversite sonuçları açıklanmış!!"
Heyecan yaptığımdan hızlanan kalbim ve titreyen ellerimle pikeyi karıştırdım hızlıca. Uyuyakalmadan önce dizi izlediğimden emin olduğum için yatakta olması gerekiyordu.
Bulamadığımdan hızla yataktan doğrulup ayağa kalkmak istediğimde pikeye takılıp yere yuvarlanmam bir olmuştu. Yaptığım gürültüyü duyduğundan olsa gerek, Buse koşarak odama gelmişti. Lambayı yaktığında yerden kapıda dikilen Buse'ye bakınca şaşkın bakışlarıyla karşılaşmıştım.
Pikeye dolanmış ve yataktan düşmüş halde gördüğünden olsa gerek, gülmesini tutamamış ve hızla yanıma gelip kalkmama yardımcı olmuştu.
"Bu ne hal Hazal? Neler oluyor?" Gülmemek için dudaklarını ısırmasına karşılık büyük bir kahkahayı onun yerine ben atmıştım. Attığım kahkahanın ardından o da gülüşünü serbest bırakmıştı.
"Üniversite tercih sonuçları açıklanmış," dediğimde gülüşü yarım kalmıştı. Beyaz olan teni sarıya dönerken gülümsemesi solmuştu, panikle ayağa fırlamıştı. Laptopu aramaya kaldığım yerden o devam ederken yatağın üstünde ısrarla titreyen telefonu sessize aldım. Sonuca bakmadan önce konuşamazdım.
Yatağın sağ tarafına düşmüş olan bilgisayarımı bulduğunda sevinçle yatağın üstüne zıpladı Buse. Aynı benim gibi, onun da elleri titriyordu.
Hastaneden çıktıktan sonra Buse'nin yanında kalmaya başlamıştım. Bir sene Efdal, Buse, Burak ve ben üniversite için dershaneye gitmiştik. Herkesin hayatında yapmak istediği belirli şeyler olduğundan, sıkı bir şekilde hazırlanmıştık.
Sonuç sayfası sonunda yüklendiğinde Buse ilk benimkine bakmak istediğini söylemişti. Kalbim heyecandan ağzımda atıyormuş gibi hissettiğim saniyelerde kimlik bilgilerimi ve şifremi girmişti bile. Kıstığım gözlerimle açılan pencereye bakamadığım için hafifçe araladım gözlerimi.
Buse'nin sevinç çığlığıyla gözlerim sonuna kadar açılırken istediğim bölümü kazanmış olmanın sevinciyle sıkıca sarıldık birbirimize.
"İnanamıyorum Hazal. Boğaziçi üniversitesi-Psikoloji bölümü!"
İstediğim bölümün tutmasıyla birlikte yanağımdan süzülen mutluluk gözyaşlarını sildim parmağımın tersiyle. Uykusuz gecelerimin karşılığı olan hediye gerçekten güzeldi.
Buse'nin sonucuna baktığımızda da aynı çığlıklar havada uçuşmuştu. Boğaziçi Üniversitesini kazanmıştı o da, sosyoloji bölümünü.
Titreyen parmaklarımla hala çalmaya devam eden telefonu kavradıktan sonra açtım hızla. Efdal'in titreyen sesini duymamla yataktan fırlamam bir olmuştu.
"Hazal yarım saattir arıyorum, neredesin? Dondum bu soğukta. Aşağı gelsene."
Buseyi bir kez daha tebrik ettikten sonra koşar adımlarla dışarıya çıktım. Havanın soğukluğunu hesap edemediğimden üstümdeki hırkaya sıkıca sarılarak Efdal'in yanına koşmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKVA (TAMAMLANDI)
Fiksi UmumSesi duyuyor musun? Bu sesler delilerin bağırışları. Burası neresi mi? Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi. Hayır. Bildiğiniz tımarhane burası. Onca delinin içinde, sinir krizleri geçiriyor diye kalır mı birisi? Ben kalı...