bölüm parçası " Birdy- people help the people" multimedia var.
Bu zamana kadar hiç istemedim. Ama voteye basarsanız çok sevirim :)
Çağan'ı Baran'ın yanına getireli yaklaşık iki saat olmuştu. Özel olarak görüşmek istediklerinden beni yanlarına almamışlardı. Aslında ne konuştuklarını deli gibi merak ediyordum ama uslu bir kız olup onları beklemeyi tercih ettim. Lobide onları beklerken bilmem kaç tane dergi bitirmiştim.
Uzun boylu sarışın sekreterin adımı seslemesiyle elimdeki dergiyi sehpanın üzerine bıraktım.
"Hevin hanım, doktor Baran bey sizi odalarında bekliyor."
"Teşekkür ederim."
Odanın kapısına geldiğimde, açmadan önce biraz bekledim. Belki benim hakkımda birkaç şey duyabilirdim. Ama şansım hiçbir zaman benimle olmadığından, Çağan'ın kapıyı aniden açmasıyla sendeledim. Düşmemi engellemek için kolumu tutarken mırıldandı.
"Kapı dinlemek ayıptır."
"Birinin hakkında o olmadan konuşmakta ayıptır." derken içeri adımımı atmıştım.
Baran bey bütün içtenliğiyle bana elini uzattı. "Hoş geldin Hevin, otursana." oturmam için Çağan'ın sandalyesinin karşısındaki sandalyeyi işaret etti. Yerime nazikçe otururken, gözlerim Çağan'daydı.
Odaya bir sessizlik çökünce , içimdeki kara bulutlar fırsat kollarmış gibi üzerime gelmişti.
"Neler oluyor?" başımı önce Çağan'a daha sonrada Baran'a çevirdim.
Baran hafif öksürerek boğazını temizledi. "Hevin, hastalığının son durumu hakkında küçük bir değerlendirme yapmak istiyorum," benden onay beklercesine duraksadığında, başımla devam etmesini istedim.
"Birkaç soru soracağım, son zamanlarda uyku düzenin nasıl?"
Oturduğum sandalyede dikleştim.
"Uykum, eskisine nazaran daha derin. Uyumakla ilgili problemim olduğunu söyleyemem, daha çok uyanamamakta sıkıntım var."
Baran önündeki kağıda notlar alırken, arada göz ucuyla beni süzüyordu.
"Ağrıların ne durumda?"
Sandalyemde arkama yaslandım. Böyle dik oturmak sırtıma ağrılar sokuyordu.
"Ağrılarım sadece sabah saatlerinde oluyor, sizin verdiğiniz ilaçları aldığımdan kısa süre sonra da geçiyor."
"H-hım" diye onaylarcasına bir ses çıkartırken başını sallayıp kağıda not almaya devam etti.
"Bayılma sıklığın ne durumda?"
"Birkaç gündür hiç bayılmadım, oysa oldukça heyecanlı birkaç gün geçirdim.." derken Çağan'ın varlığını hatırladım ve başımı önüme eğip, yüzümü saçlarımın arasına gizledim. Kızarıyorum!
"Anladım," derken kağıda not almaya devam eden Baran'a çevirdim gözlerimi. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. Sanki oturduğu sandalyesine raptiye koymuşlar gibi, yüzü buruşmuştu.
"Beslenmene dikkat ediyorsundur umarım." derken başını kağıttan kaldırıp bana bakmıştı.
Sabahları ağzıma nutelladan başka bir şey girmiyordu. Bazen zorla bir bardak süt, akşamları da abur cuburla yetiniyordum. Evet yalan mekanizmam harekete geçip benden önce cevap verdi. "Elbette."
"Yalan söylüyorsun," Çağan'ın söylediği üzerine başımı ona doğru çevirdim. Gözlerimin içine bakıyordu. Rahatsız olup başımı önüme çevirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/10053914-288-k524212.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüyorum...
RomanceTüm hakkı saklıdır.© "Henüz yolun başındayken, sonuna gelmenin hikayesi..." Hevin , on sekiz yaşını doldurmuş, yıllarca kanserle mücadele verip; yenilginin acı sonucuna yaklaşmış bir kız. Hayat ona yaşamının tadında iken vermediği dostluğu, kard...