Bölüm 17

2.7K 99 13
                                    

Bölüm parçası " Birdy- Wings" multimediada karakterler var.  :) 

"E ne konuşacaksın benimle?"

 Oturduğumuz salıncağı ayağı ile sabitledi ve hareket etmesini engelledi.

"Bak, kötü bir başlangıç yaşadığımızı biliyorum," tepkimi kontrol etmek istercesine yüzüme baktı. "Ama çok üzgünüm, cidden. Baştan alabilir miyiz?"

Ellerimi önümde kilitledim." Ne yani, bana asılmayacak, bir pislik gibi davranmayacaksın öyle mi?"

"Sen istemediğin sürece," yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdi.  "Asılmayacağım."

"Neden?" derken beklentiyle yüzüne baktım. Durduk yere değişen neydi ki?

Yüzündeki gülümseme iki katına çıkarken salıncaya sırtını yasladı. " Sana asılmamı istediğini mi söylüyorsun?"

Açılan ağzımı kapatıp karnına sert olmayan bir yumruk attım.  "Yine bir pislik gibi davranıyorsun,"

Gülümsemesi kahkaha dönüştüğünde bende gülümsedim.

"Demek istediğim, neden birden değişesin ki?"

Kahkahasını yarıda kesip, ciddi bir ifadeyle yüzüme bakmaya başladı.  "Çünkü, seninle arkadaş olmak istiyorum."

"Sana neden güveneyim?" derken tek kaşımı kaldırmış ona bakıyordum. Utkay'ın bunu öğretmesi ilk defa bir işe yaramıştı.

Yarım ağız gülümserken ellerini önünde birleştirdi. "Bana güvenemezsin," dedi. "Ben güvenilmez biriyim,"

Salıncaktan kalkarken ayağına çarpıp tökezledim. "Baksana boşuna zamanımı alıyorsun," salıncaktan biraz uzaklaştım. "Cidden pisliğin tekisin."

O da salıncaktan kalktı. Bana doğru bir adım attı. "Güvenilmez pisliğin teki olabilirim. Ama bu iyi bir arkadaş olmayacağım anlamına gelmez , güzelim."

Ağzımdan 'hah' diye bir sesin çıkmasına engel olamadım. "Sen mi iyi arkadaş olacaksın?" karnımı tuttum. "Hiç güleceğim yoktu doğrusu,"

"Hevin, hiç arkadaşın yok. Benimde öyle, birbirimize ihtiyacımız var."  bir adım atıp yanıma geldi ve elini teselli edercesine omzuma koydu.

"Hiç arkadaşım, olmadığını nereden çıkardın?" derken sesim alçalmıştı. Gözlerimi ondan kaçırdım.

"Toprak'tan başka arkadaşın var mı? Hevin"  sesi soru sormaktan çok uzaktı.

"Bu.. bu seni ilgilendirmez," elini omzumdan aşağı ittim.

"İzin ver, " elini yüzüme yaklaştırdı ve yanağımdan aşağı süzülen göz yaşımı sildi. Ağladığımı o zaman fark ettim.  "İzin ver, yanında olayım. Belki sandığın kadar kötü biri değilimdir Hevin? "

Bir dosta ihtiyacım vardı belki de. Ama o dost Ateş olabilir miydi, şüpheliydim.  Ona güvenemeyeceğimi kendisi söylüyorken...

"Arkadaş?" derken yüzüme beklentiyle bakıyordu. Benden cevap alamayınca gülümseyerek soruyu tekrar edercesine yüzüme baktı. Onun bu hareketine istemsiz olarak gülümsedim. Burnumu çekip, gözlerimi devirdim.

"Arkadaş."

İki saat sonra...

"Tadına bile bakmadın, nereden biliyorsun kötü olduğunu?"  sinirlenmiştim. Arkadaş olmaya karar verdiğimizden beri sadece iki saat geçmesine rağmen neredeyse her konuda tartışıyorduk.  En son annemin yaptığı tatlıyı yemeği reddettiğinde cidden sinirlenmiştim.

" Yapma Hevin, içinde limon var, O nasıl tatlı!"

Elimdeki tatlı kabına kaşığı daldırıp ona uzattım. "Tadına bakacaksın," tezgahın yanındaki bar sandalyesine oturmuş başını olumsuz anlamda sallıyordu. "Hayır,"

Toprak aramızdaki çatışmayı gülerek izlerken tatlıyı yiyordu.

"Abi, bence denemelisin limon tadı gelmiyor bile ağzına."

"Hadi," Kaşığı biraz daha ağzına doğru yaklaştırdım. "Aç ağzını!"

Ateş bu hareketime karşılık elimi yana doğru itti. Kaşık yana doğru savruldu ve tatlı yere döküldü.

Ağzımdan kocaman bir ' hih!' sesi çıkarken. Gözlerimi kısıp tezgaha çıktım. Emekler pozisyonda Ateş'e yaklaştım ve tam önünü oturdum. Kaşığı tekrar tatlı kabına batırdım ve Ateş'in ellerini tutarak kaşığı ağzına değdirdim. Kaşığı ağzına sokmaya çalışırken bebek gibi kafasını oynatıp engellemeye çalışıyordu. Bende elimle burnunu sıkıp nefes almasını engellemeye çalışıyordum.

"Aç ağzını, koca bebek!"

Toprak gülmekten hareket edemezken, bende gülmemek için kendimi zorluyordum. Tam o esnada Ateş birden kaşığı tuttuğum elimi kendine doğru çekti ve bende üzerine düştüm.

Ne olduğunu anlayamadan birbirimize bakarken, yüzlerimiz arasında birkaç santim vardı.

Hemen ardından da Çağan'ın sesi odayı doldurdu. "Hevin?"

Ölüyorum...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin