Merhaba canlarım,
Uzun süredir bölüm veremediğim için affedin. Üniversite,yurda yerleşme ve uyum derken hiç fırsatım olmadı. Arada bölüm çıkarmak için yazdım ama kafam o kadar dolu ki, ortaya çıkan şey beni memnun etmediği gibi eminim sizi de etmezdi. Ve katil olma potansiyelimdeyim. Cidden, oda arkadaşımı her an boğazlayabilirim!
*Ve yazım yanlışları için özür dilerim. Laptoba alışma evresindeyim.
Her sonun bir başlangıcı vardır. Benim ‘sonum’ ise birden çok kişinin yeniden başlamasına yarayacaktı. Benim hikayem son bulacak ve herkes için yeni bir sayfa açılacaktı. Annem, babam, selin ve hatta Utkay için bile bir başlangıçtı bu. Aynı zamanda da herkese bir ders, zira kaybetmek ne demek bilecek ve elindekilerin değerini onları kaybetmeden fark edeceklerdi.
Mutluluk ve acının arasındaki küçük çizgiyi bozmamayı ve dengede tutmayı bileceklerdi. Yaşamayı bileceklerdi ve hemen ardından gelen ölümü unutmayacaklardı. En azından böyle olmalıydı.
Nikahın hemen ardından eve gelmiştik. Selin ve Baran bizi yalnız bırakmak için her ne kadar dışarıda plan yapmış olsalar da benim ani ataklarım yüzünden bizimle eve hapis olmuşlardı. Ve bende yatağa…
Her ne kadar kalkmak için çabalasam da midemden çıkan kanlı atık, beni tekrar yatağa bağlıyordu.Ateş, yanımda olup bana kitap okuyordu ama bu midemdeki dinmeyen acıyı geçirmiyordu. Çoğu zaman kendimde olmuyordum ve kendimde olduğum zamanlarda da öfkeme hakim olamıyordum. Elimde olmadan asabiyet ve sinirle karılık veriyordum onlara. Ölmeyi hiç bu kadar isteyeceğimi düşünmezdim. Ağrılarım ve acılarım o kadar zorluyordu k beni bazen her şeyi boş verip kendimi bir öldürmek istiyordum.
Izdırabım yetmezmiş gibi birde bu düşünce beni yiyip bitiriyordu. Buna engel olamıyordum. Ve hepinizin merak ettiği şu mesele, hayır Ateş’le aramızda o düşündüğünüz şey olmadı. Ben bakire olarak ölüp, ruhumu temiz tutmaya arar verdim.
Şaka! Tabi ki kötü bir şaka. Biz level atlayıp direk ölüm bizi ayırana dek kısmına geçtik. Ve Ateş, bunda oldukça başarılı.
“ Duş almana yardım edeyim, Selin markete gitti. Sanırım işi uzun sürecek.”
Ateş’in söylediğini duymazdan gelmeyi çok isterdim ama kendisi her hakika dibimdeydi ve beimle konuşurken gözlerimin içine bakıyordu. Ağrılarımın hafifliğinden faydalanmak için duşa gimeyi ben istemiştim. Ama evde tek başıma değil duş almak, tuvalete gitmem bile yasaktı. Zira artık bünyem acılara karşı dayanıklılık sergileyemiyor ve buda bayılmama neden oluyordu. Birden Ateş’in beni çıplak bir şekilde göreceği aklıma gelince yüzüme bir sıcaklık yayıldı.
Başımı iki yöne sallarken yerimden doğruldum. “Hayır,” dedim koltuktan destek alarak “kendim yapabilirim.”
Ateş gülümsedi ve kalkmama yardım etti. “Buna hiç süphem yok prenses ama yine de seninle geleceğim.”
“Hayır,” dedim şiddetle “ben tek başıma olacağım. Beni görmeni istemiyorum.”
Ateş elimi tutup güven vermek istercesine gözlerime baktı. “Biz evliyiz Hevin,” dedi bir elini yanağıma koyup okşarken “Benden utanmana gerek yok ve sana söz veriyorum sen istemediğin sürece sana dokunmayacağım.”
Bana benim isteğim dışında dokunmayacağın zaten biliyordum. Sorun bu değildi, güvenmemek değildi. Sorun vücudumun kabul edilemeyecek kadar çökmesiydi. Kemiklerim elbisemden bile belli oluyordu. Derimin üstünde birçok morluklar vardı ve gerçekten hiçbir çekiciliğim kalmamıştı. Ateş’in beni bu şekilde hatırlamasını istemiyordum ve tabi birde şu utanç faktörü vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüyorum...
RomanceTüm hakkı saklıdır.© "Henüz yolun başındayken, sonuna gelmenin hikayesi..." Hevin , on sekiz yaşını doldurmuş, yıllarca kanserle mücadele verip; yenilginin acı sonucuna yaklaşmış bir kız. Hayat ona yaşamının tadında iken vermediği dostluğu, kard...