bölüm 18

2.6K 100 3
                                    

Bölüm şarkısı "Cristina Aguilera-Hurt"  Ve multimdeiada Hevin var. :)

Üzerimdeki şaşkınlıkla beraber kendimi yere attım. Hemen ardında da bir  şeyin kırılma sesi mutfağı doldurdu. Gözlerimi Toprak'a çevirdiğimde elindeki tatlı kabını yere düşürdüğünü anladım. Sıçrayan tatlılar Toprak'ın üzerine yapışmıştı.

"Ö-özür dilerim. Ben..." yüzünde hem şaşkın hem de mahcup bir ifade vardı.

Ayağa kalkarken göz ucuyla Ateş'e baktım oldukça rahat olması beni daha çok geriyordu.

Aradan geçen kısa bir sessizlik ardından konuşmaya cesaret edebildim.

"Çağan, seni beklemiyordum?"

Elindeki poşeti tutan parmakları daha da gerildi. "Fark ettim,"

Söylediği cümleye karşılık kaşlarımı çattım. "Ne demek şimdi bu?" Çağan'ın cevap vermesini beklerken araya Toprak girdi. "Hevin, üzerimi temizlemem gerek,"

Bakışlarımı Çağan'dan alıp toprak'a çevirdim. "Tabi, sana bir tişört vereyim. Gel benimle," derken mutfağın çıkışına yöneldim. Tam o esnada ablamla karşılaştı.

"Tatlıyı üzerinde yemiş," derken sırıtıyordu ama ikimizin de buna gülecek hali kalmamıştı. "Bizim yanımıza mı geliyordun abla?"

"Ah, hayır anneme su alacaktım, ilaç saati geldi."

"Sen toprak'la ilgilen ben anneme su götürürüm."

"Tamam," diyerek merdivenleri çıkmaya başladılar. Bende mutfakta katliam çıkmış mı diye bakmak için mutfağa yöneldim. Kapıdan girmek üzereydim ki Çağan'ın sesiyle yerime sabitlendim.

"...ondan uzak duracaksın," bir gülme sesi ve ardından Ateş'in sesi duyuldu. "İçindeki kötü çocuğu öldürmediğini biliyordum Çağan."

"O kötü çocuğun neler yapabileceğini de biliyorsun öyleyse."

"Bilmez miyim, hiç unutamıyorum ki. Hayatımı siktin!" bardak kırılma sesinin ardından Çağan'ın sesini duydum. 

"Bütün suçu bana yüklemekle kendini kandırırsın ancak Ateş, sen iyi biriydin. En azından en son bıraktığımda.. Şimdi ne değişti? Yoksa intikam mı almak istiyorsun benden?" Çağan'ın sesi alaycıydı.

Duyduklarım karşısında duvarın arkasına biraz daha sindim. Ellerim titremeye başlamıştı. Yakalanmaktan korkuyordum. Ama devamını dinlemek zorundaydım. Çağan ve Ateş bu kadar kötü ne yapmışlardı?

"İntikam  Hımm, aslında güzel fikir. Ama ben ,sen değilim Çağan. Evet kötü bir izlenim veriyorum insanlara, benden uzak dursunlar diye.. Ama asıl sebep bu değil. İstediğin kadar beyaz ol, eğer siyahı seviyorsan, sende siyah oluyorsun.."

"Güzel konuşma kardeşim, ama bana etki etmez bilirsin. Şimdi,konumuza dönelim. Hevin'den uzak duracaksın."

"Hevin'i seviyorum Çağan. O iyi biri, ayrıca seni seçti neden bu kadar endişelisin ki? haa yoksa onu elinden alırım diye mi korkuyorsun?" Ateş'in kinayeli sesinin ardından birkaç şangırtı duyup yerimde sıçradım.

Ardından Çağan'ın hırlarcasına söylediklerini duymak için kulağımı kapıya biraz daha yaklaştırdım.

"Dediklerimi tekrarlamayacağım Ateş çünkü sen beni gayet iyi anladın, şimdi Kardeşini de alıp siktir git.

"Peki ya gitmezsem?"

"Onu ben kaybedersem, sende kaybedersin, tarih tekrarlanır kardeşim." son duyduklarımdan sonra konuşmanın bittiğini anlayıp. Sessiz adımlarla babamın Atölyesine doğru yürüdüm. Kapıyı açarken yine sessizdim. İçeri girip ışığı yakmadan koltuğa oturdum.

Ağlamak istiyordum. Hem de bağıra bağıra... Bana bunu neden  yapıyorlardı? Çağan'a güvenmiştim. Sevmiştim. Ama duyduklarımdan sonra ona ne kadar güvenebilirdim ki? Geçmişte aralarında ne yaşandıysa ikisi de masum değildi bunu anlamıştım. Bir yanım 'duydukların sandığın gibi olmayabilir.' derken, diğer yanım 'Aptal olma her şey orta da!' diye bağırıyordu.

Ya gerçekten çok kötü bir şey değilse ve ben elimdeki iyi arkadaşı ve mükemmel sevgiliyi kaybedersem? Tekrar kazanmak için zamanımda yok onları. Ayrıca Çağan'ı gerçekten seviyordum. Ateş'te kaybettiğim dostlarımın açığını kapatıyordu.

Atölyede yeterince zaman geçirdiğimi düşünerek ayağa kalktım. Bir karar vermiştim. Gerçeği öğrenmeden ikisini de kaybetmeyecektim. Bunu öğrenmenin en iyi yolu da olayların merkezinde olduğunu düşündüğüm, Toprak'tı. 

Ölüyorum...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin