BEN KARANLIKTAN KORKMAM!

65 5 0
                                        

Multi medya ; ADA

Motoru Tolganın motorunun yanına bıraktım. Tam da tahmin ettiğim gibi toplanma alanındaydı. Tolga beni fark ettiğinde "Nerelerdesin kızım sen! Kaç gündür seni arıyorum!" dedi. Yanına gidip "Boşver gece. Zaten büyütülecek bir sorun yok sadece evden atıldım o kadar." dedim. İkna olmuş gibi bi hali vardı. Daha sonra derin bir nefes alıp "Bu gece sende kalabilir miyim?" dedim. Tolga -gece- iç çekti "Benim evim yok pitbull. Ama Sepulturada kalabilirsin." dedi. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Düz bir ses ile "Olmaz " dedim.

" O zaman kirpi'de kal?"

Kirpi, o da olmaz çünkü onu hiç gözüm tutmamıştı. Zaten hiç diyalogumuz da olmamıştı ve ben onu tanımıyordum.

"Olmaz" dedim tekrar düz bir ses ile.

"O zaman geriye tek Kas yığını kalıyor."

Kas yığını, hiç olmazdı. En son onun omzunu ısırmıştım. O sırada arkadan
"Olur." sesi geldi. Hızla arkamı dönüp olur diyene baktım. Kas yığınından başkası olamazdı. Sırıtıyordu ve bu sırıtış tehlikeli bir sırıtıştı. Tolga "yalnız yaşıyan çetede pek kişi yok sen düşün taşın. Hazır kas yığınıda buradayken konuşursun hadi ben kaçtım." dedi ve gitti. Ben kas yığına baktım neredeyse içime girecekti. Bir adım geri çekildim. Ben bu sapıkla asla kalmazdım. Sokakta yatsam daha iyiydi be!
"Eee benimle kalacak mısın?" dedi alaycıl bir sesle. Hayır anlamında başımı salladım. Ve ilerlemeye başladım. O sırada kas yığını beni omzuna alıp ilerlemeye başladı. "Bırak lan beni! Ben sende kalmam pis sapık!" diyordum ama pek işe yaramıyordu.

¿?¿?¿?¿?¿?¿?

Kırık beyaz ve kestane kahvesi renklerini taşıyan bir kulübeye gelmiştik. Ama beni hala omzundan indirmemişti hayvan!

Beni koltuklardan birine atıp kapıyı kilitledi. Homurdanarak kollarımı birbirine kenetledim. Kas yığını mutfağa gidip fırına bir şey koydu. Sonra yanıma gelip oturdu. "Aç mısın?" diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. Ayağa kalkıp üst kata çıktı. Elinde bir tişörtle geldi. Üstüme fırlatıp "Al giy üstündeki çok kirlenmiş." dedi. Sırıtıyordu. "Ya bir şey soracam niye bu sürekli sırıtıyor?" nereden bileyim ben!

Verdiği tişörtü alıp gösterdiği lavoboya ilerledim. Üstümdeki tişörtü çıkarıp verdiği tişörtü giydim. Biraz bol gelmişti ama olsun. Yüzümü yıkayıp saçımı açtım ve yeni bir at kuyruğu yaptım. Aşağıya indiğimde küçük bir masada pizza duruyordu. Koşar adımlarla pizzanın başına geçtim. Hızlıca pizzamı bitirip ketçap olmuş yanaklarımı peçeteyle sildim. Kas yığını masayı toplayıp mutfağa götürdü ve yanıma oturdu. Kolunu omzuma atıp "Benim canım sıkıldı." dedi.  Kolunu omzumdan indirip birazcık geriye kaydım. "Herkezin canı sıkılsın ama senin canın sıkılmasın!" dedim.

"Sen onu benim canıma söyle."

" yani gelmiş beni bir kez daha ısır diyorsun?" dedim alaycıl bir şekilde.

"Bilmem olabilir." dedikten sonra ayağa kalktı. Üstündeki tişörtü çıkarıp karşı koltuğa fırlattı. Daha sonra kalktığı yere tekrar oturup televiziyonu açtı. Boş boş kanalları gezerken bu sefer benim canım sıkılmıştı. Ayağa kalkıp duvarda duran kitaplığa gittim. Kitapları kurcalamaya başladım. Vücudum gerilmeye başlarken arkamı döndüm. Alp -kas yığını- ile burun buruna duruyorduk. Yavaş yavaş yana kaymayı denedim ama kolunu koydu. Nefesim yavaş yavaş hızlanırken Alp daha çok yaklaşmaya başladı. O sıra karnına bir yumruk attım ama benim elim acımıştı. Çocuk tamamen kastan oluşuyor ya! En sonunda bacak arasına tekme attım. Alp geriye doğru giderken bende kıkırdayarak koltuğa geçtim. Üçlü koltuğa ayaklarımı uzatıp tavana bakmaya başladım. Daha sonra Alp "Bi bakar mısın?" diye bağırdı mutfaktan.

"Bakamam!" diye bağırdım.

"Ya hadi bi gel!" dedi.

"Tamam." dedim ve yayıldığım koltuktan inip mutfağa doğru ilerledim. Kapıdan geçer geçmez Alp beni duvarla bütünleştirmişti. Bir eli karnıma baskı uygularken, diğer elide kolumdaydı. Dizlerini dizlerime dayamıştı ki bu ona tekme atmamı engelleyecekti. Yavaş yavaş yaklaşırken ne yapacağımı bilemedim. Dudakları dudaklarıma deymek üzereyken kapı çaldı. Alp homurdanarak kapıya giderken ben sevinç çığlığı atmamak için kendimi zor  tutuyordum. Alp seninle işim bitmedi bakışı atarken ben ona el hareketi çektim ve koltuğuma geçtim. Kapı açıldığında Emre'nin sesini duymamla donup kaldım. Emre Alp'e "Pitbull burda mı? Gece burada olabileceğini söyledi."

"Burada! Ne oldu ki?" dedi Alp. O sırada kapı kapandı ve Emre gelip kolumu tuttu. "Hadi kalk gidiyoruz." dedi. Kolumu bıraktırarak "Nereye?" dedim. Kolumu tutup beni çekiştirirken "Sevgilim misin? Değilsin bıraksana beni! Buna hakkın yok!" diye bağırdım Emre'ye o sırada duraksadı. Ve gözlerime baktı. "Konuşmamız lazım pitbull iki dakika şuraya gel" dedi. Kapının dışına geldiğimizde Emre ensemden tutup beni kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Ben Emre'yi ne kadar ittirsemde o beni daha çok çekiyordu. Dudaklarımdan ayrılırken suratına bir tane geçirdim. "Sevmediğin bir kızı asla öpme!" dedim ve dudaklarımı silerek arkamı döndüm. Tam ilerliyordum ki "Sevmediğimi kim söyledi?" dedi. Kısa bir duraksamanın ardından tekrar ilerlemeye başladım kapıyı aralayıp omzumun üstünden Emre'ye baktım. "Senin sevgilin var Emre!" dedim. İçeri girip kapıyı kapattım. Gözlerimi sıkıca kapattım fakat Emre'nin ve denizin öpüştükleri sahne gözümün önüne gelince gözlerimi açtım ve burnumun dibinde bir adet Alp ile karşılaştım. Sıkıntıyla offf'layıp "Senden nasıl kurtulurum?" diye sordum.

"Bir kerecik öpmeme izin ve..."  sözünü bitirmesine engel olarak ensesinden tutup kendime çektim. Alp'in dudaklarından ayrıldıktan sonra ilerlemeye başlamıştım ki Alp beni kolumdan tutup çekti. "Kızım senin bu kolundan ne istiyorlar anlamadım. Kolunun namusuna bin bir tane el sürüldü!" diyen iç sesime katıldım haklıydı önüne gelen kolumu tutup çekiyor. Alp gözlerime bakarken nefesini nefesime karıştırıp dudaklarını dudaklarıma geçirdi. Karşılık verdim çünkü yaşadıklarımı unutmaya ihtiyacım vardı. Öpüşmemiz sertleşirken Alp'in eli tişörtün içine kaymaya başladı. O sırada daha fazla ileri gitmemek için kendimi geri çektim. Ama alp beni bırakmıyordu. Zar zor kendimi Alp'in kollarından kurtarmıştım. Koşar adımlarla lavoboya gidip yüzüme su çarptım daha sonra aşağıya tekrar inip koltuğa uzandım. Alp yatmak için kendi odasına gitmişti ve bana bir tane pike ve yastık getirmişti. Alp'e "ışıkları kapatır mısın?" dedim. Alp ise ışıkları kapatmadan önce "Korkmaz mısın?" dedi. "Ben karanlıktan korkmam!" dedim düz bir ses ile. Alp ışıkları kapatıp kendi odasına gitti. Bende kafamı yastığa gömüp üzerimdeki yorgunluğu atmak için uyumaya çalıştım...

zaman ayırdığınız için teşekkürler. <3

pitbullHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin