pitbull

YARIŞ 2

Gözlerim pencereden gelen ışık ile açılırken karşımda Emre'yi buldum. Eli belimdeydi ve suratı suratıma çok yakındı. Yavaşça kolunu kaldırıp yataktan çıktım. Lavoboya girip rutin işlerimi hallettim.

Odama girdiğimde altıma şort ,üstümede siyah bir tişört giydim. Saçımı sıkı bi at kuyruğu yapıp mutfağa geçtim.  Kahvaltılıkları çıkarıp masaya yerleştirdim.  Çay demledim ve yumurta pişirdim.  Sofrayı hazırladıktan sonra hızlı adımlarla Emre'nin odasına çıktım ve Emre'yi uyandırmak için saçımdan bir tutam alıp suratında gezdirmeye başladım. Yanağı kaşımaktan kızardığında saçımı çektim. Elllerimi belime koyup düşünmeye başladım 'acaba nasıl kalkar?' ... Kolundan tutup yataktan aşağıya doğru çektim. Emre önce etrafına bakıp sonrada gözleri beni bulduğunda "Napıyosun yaa?" dedi. Hafifçe sırıtarak "Kahvaltı hazır hadi kalk." dedim. Hafifçe gülümseyerek yerden kalktı ve lavoboya girdi. Bende aşağıya inip masaya oturdum. Emre geldiğinde kavhaltımızı yaptık. Masayı topladım ve koltuğa ayaklarımı uzatarak televiziyon kanallarını gezmeye başladım. Emre'de diğer koltuğa oturdu. "Hayret bugün bir yere gitmedin?" dedim. Gülerek "Gitmemmi gerekiyordu." dedi. Hayır anlamında başımı salladım.  Beş dakika sonra "Yarış ne zaman başlayacak?" diye sordum. "12'de toplanıcaz ." dedi. " o saatten sonra beni nasıl götüreceksin?" Dedim. "Yarış geçsin gerisi kolay." dedi göz kırparak. Of layarak televizyonuma geri döndüm.

Emre'ye sorduğum soruların cevabını tam alamayınca sinir oluyordum. Şuna bak ya bir kerede net bir cevap verse ölür zaten, bir yerleri şişer.  Ben böyle kendi kendime konuşup göz devirirken Emre sırıtmaya başladı. Ne var?  Anlamında başımı salladım. "Şimdi de kendine mi göz devirmeye başladın?" dedi sırıtarak.
"Hayır" dedim ve tekrar gözlerimi devirdim.

"Banamı deviriyorsun yoksa o gözlerini?"

"Eyer gözlerimi sana devirseydim şu anda hastanede olurdun tamammı!" dedim. Tamam kabul b*k gibi espiri yaptım az önce.

Emre kahkaha atarken "Ciddi misin sen ya?" dedi. Kendimi gülmemek için çok zor tutuyordum. Emre'nin gülmesi komiğime gitmişti. Onu güldürmüştüm.

Kollarımı birbirine bağlayıp "Hıh" dedim. Emre'nin gülmesi yavaşça dururken "Niye triplendin şimdi sen bana" dedi. Emre 'ye çaktırmadan gülüp eski halime geri döndüm.  "Ben mi sana triplendim şimdi. Sana , ben triplendim öylemi. Asla!" dedim.

"Neden böyle yapıyorsun o zaman?"

"Ben ne yapıyorum ki?" dedim. Omuzumu silkerken.

"Böyle işte." dedi

"Tamam Tamam söylüyorum, Sana sorduğum soruya net bir cevap alamıyorum. Hep böyle yapıyorsun." dedim.

Şaşkınca bana bakarken birden hafifçe sırıtmaya başladı.  "o zaman sende net cevap alamaycağını bildiğin soruları sorma." dedi. Oflayarak önüme döndüm. Uzun bi süre koltukta oturduk tabi ara sıra Emre'ye triplenmedim değil.

Akşam yemeğimizi dışardan söyledik ve yedik. Saat on iki olmadan hemen önce Emre motorları almaya gitti. Motorları getirdiğinde yarış kıyafetlerimizi giyip motorlara bindik. Toplanma alanına geldiğimizde herkesle selamlaştık. Tolga'yla yarış başlayana kadar konuştuk.  Yarışın başlayacağına dair anons aldıktan sonra yerlerimize geçtik. Nereden gideceğimizi anlaştıktan sonra sırayla ışıklar yanmaya başladı. En son ki ışıklar yandığında herkes gazı köklediler.

Yarışın sonunda bi çocuğu bir saniye farkla geçip birinci geldim. Emre üçüncü gelmişti. Ama birinci ben geldiğim için yarışı biz kazanmıştık. Yarıştan sonra yapılacak olan gösteri yerine gitmedik. Tolgaya haber vermiştik. Zaten valizlerimiz bizden önce Sepultura'yla birlikte gitmişlerdi.  Eve girip bi kaç eşya daha aldıktan sonra altıma siyah pantolonumu üstümede yarım tişörtümü giydim.işimiz bittikten sonra motorlarımıza bindik. Emre önden bende onun arkasından yola koyulduk. Nereye gittiğimizi çok merak ediyordum.

Yolda hızlı bir şekilde ilerlerken karşımızda beliren şey ile motorlarımızı yan kaydırarak durduk. Emre kaskını çıkartarak bana döndü. "Neler oluyor burada?" dedi. Şaşkınca karşıya bakıyordum. Bu olamazdı, olmamalıydı...

Zaman ayırdığınız için teşekkürler. <3