BERABER YATALIM MI?

61 3 0
                                        

Multi medya: Emre

Güney!?...

"Ne arıyorsun burada." dedim. Silahımı ona doğrulturken. Ama o çok rahat görünüyordu. Onun bu rahatlığı benım daha çok gerilmeme neden oluyordu. Salonun ortasında eşyaları inceleyerek dolaşırken "Seni arıyordum." dedi.

"Ama neden?"  diye sordum. Bana bir adım atıp ifadesiz bir şekilde "Çünkü ada sen bizim esirimizdin. Ve ayrıca Nehir seni bulmamı istedi. Polise gitmeyeceğini nerden bilebiliriz" dedi.

"polise gidecek olsam çoktan giderdim."

"neden gitmedin?"

"çünkü, çünkü... Bilmiyorum." dedim derin bir nefes alırken. Neden gitmemiştim polise? Belkide kardeşim olduğu içindir. Bilmiyorum... Alaycıl bir şekilde güldü ve durdu. Kolumdan tutarak "Hadi gidiyoruz çok oyalandık." dedi. Birden bu kadar sert olması garibime gitmişti. Kolumu çektirip kendimi geri çektim. Silahı ona doğrultup "Uzak dur benden!" dedim. Ellerini başının iki yanına kaldırarak "Sakin ol." dedi.

O kadar korkuyordum ki yine o koridorlara o pis odalara gitmekten. O kadar korkuyordum ki yine ağlamaktan , acı çekmekten. Kendimi kaybetmekten. Lanet olsun her şeye.

Güneye yaklaşarak "Hemen git burdan, hemen!" dedim. Artık sesimi kontrol etmeyi öğrenmiştim. Korktuğımda çatlak çıkmıyordu.
Dişardan gelen motor sesiyle Güney "şimdi gidiyorum , ama emin ol yine görüşeceğiz." dedi ve arka pencereden çıkıp gitti. Ben silahı yere atıp koltuğa otururken kapı açıldı ve içeri Emre girdi.  Emre içeri girer girmez koşarak ona sarıldım. Ağlamaya başlamıştım. Çok korkmuştum. Kollarını belime dolayıp  kafamı boynuna gömmeme izin verdi. Uzun bir süre öyle durduk. Rahatlamıştım , iyi gelmişti. Gözleri yerdeki silaha kaydı sonra benim kızardığından emin olduğum gözlerime. Gözlerimi kaçırıp silahı yerden aldım ve koşarak odama çıktım. Arkamdan koşarak gelen ayak seslerini duymuştum. Odamın kapısını kilitleyip silahı eski yerine koydum.

Emre kapıya kırarcasına vurarken bense hıçkırarak ağlıyordum.

"Ada bana ne olduğunu anlat. Çık şu lanet odadan."

"hayır..." Aslında anlatmayı o kadar çok istiyordum ki ama anlatamayacak kadar kötüydüm.

"Ada aç dedim. Aç şu kapıyı yoksa kıracağım."

Ses çıkarmadım Emre kapıya vurmaya devam ederken ben duvarın köşesinde ayaklarımı kendime çekmiş ağlıyordum. Emre kapıya vurmayı kesip
"Ada seni anlayamıyorum." dedi beni zaten kim anlamıştı ki, kimse.

"Anlamanı beklemiyorum zaten." dedim. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım. Kendime geldikten sonra kapıyı açıp Emre'ye baktım. Gözlerinde merak vardı. Benden bir şey dememi bekliyordu.  ellerini omzuma koyup "Ada şimdi bana neler olduğunu anlat." dedi. Sesi yumuşak ve rahatlatıcıydı.

Emre 'ye , güney'in geldiğini, bana dediklerinin her birini söyledim. En ince ayrıntısına kadar her şeyi anlattım. Şaşırmıştı. "istersen şimdi gidelim, yarışı beklemesekte olur." dedi. Hayır anlamında başımı salladım yarışa katılmak istiyordum. Emre'nin omzuna başımı yaslayıp gözümü kapattım. Emre saçlarımla oynarken uyuya kaldım...

¿?¿?¿?¿?¿?¿?

"Ada hadi uyan! İşimiz var, bana yardım et." dedi. Bir kadın sesi. "Bir kadın sesi mi?" yatağımdan hızlıca kalktım. Karşımda siyah uzun saçlı 30'unu çoktan geçmiş gibi görünen bi kadın vardı ne zayıf ne de kiloluydu. Her şeyi idealdi. Çok güzel ve tatlı bi suratı vardı. Benim ona uzaylı gibi bakışımı görmüş olacak ki hafiften sırıtıp "ben ayten, hani sana kıyafet almıştım. Her neyse kahvaltı hazır Emre aşağıda bizi bekliyor kalk yüzünü yıka gel çarşıya gidicez evde çok eksik malzeme var." dedi. Ağzım hala açıkken tamam anlamında başımı salladım. Kadın odamdan çıktığında lavobaya gidip yüzümü yıkadım. Altıma siyah yırtık bir pantolon üstümede askılı bir siyah tişört giydim.

Aşağıya indiğimde kahvaltıya başlamışlardı. Sandalyemi çekip oturdum. Kahvaltı bittikten sonra Ayten ablayla çarşıya gitmek için hazırlandım saçımı at kuyruğu yapıp üstüme ince bi ceket aldım.

Yaklaşık yarım saattir elimdeki patates,domates,limon,salatalık vs. Malzemeleriyle pazarı geziyorduk. Çok yorulmuştum. İşimiz bitip eve geldiğimizde malzemeleri dolaba yerleştirip kendimi koltuğa attım. Ayten abla tepemde dikilip ellerini beline koyduğunda kalkmam gerektiğini anladım. "hadi kalk toz al bakalım." dedi. "Really? Ciddimisiniz ya. Ben bile yoruldum." aynen iç ses ama ne yapalım?

"Tamaaamm." dedim. Yavaşça yerimden kalkarken ayten abla yerleri silerken bende toz almaya başlamıştım. Rafları, masaları,pencereleri evin her köşesini sildikten sonra ayten ablayla koltuğa yığıldık. "Emre nerede Ayten Abla?" dedim. Bilmiyorum der gibi omuz silkti. Dinlendikten sonra bi kahve yapıp içtik. Konuştuk ve muhabbet ettik. Çok iyi bi kadındı ve gerçekten mutlu bi insandı.

Ayten abla gittikten sonra soğuk bir duşa girip çıktım. Hava kararmak üzereydi. Ayten abla yemeği yapmıştı ve Emre geldiğinde yiyecektik.  "Emre kim bilir ne zaman gelecek?" 

Koltuğa oturup televizyonu karıştırmaya başladım. Hava çoktan kararmış ay yükselmişti. Hayatım da kararmıştı belkide. Belkide içimdeki ay ya da güneş onlar da sönmüştü. Belkide her neyse...

Yaklaşık yarım saat sonra Emre geldiğinde masayı hazırlayıp yemek yemeğe başladık. "emre?"
"Ofondom."
"ağzındakini bitir ondan sonra konuş." dedim. Onaylarcasına başını salladı.
"Efendim Ada?"

"neden hergün dışarı çıkıyorsun? Çalışıyormusun?"

"hayır sadece çeteyle takılıyorum."

"Beni niye götürmüyosun?"

"öyle gerekiyor." dedi. Onaylarcasına başımı salladım. Tabağımı mutfağa götürüp odama çıktım. Emre benden bir şeyler saklıyordu. Pijamalarımı giyip yatağıma oturdum. Bağdaş kurdum. Yanımdaki masaya uzanıp elime gelen ilk kitabı alıp okumaya başladım. Beş dakikaya kalmaz odamın kapısı çalınıp içeri Emre girdiğinde "Ne oldu?" dedim. Emre yanıma gelerek elimdeki kitabı aldı ve yerine koydu. "Bir şey olmadı da." dedi ve durdu. "da?" dedim onu tekrar ederek. "Şey, bu gece senin yanında yatabilirmiyim?" dedi.

"Niye?"

"Canım öyle istiyor."

"Hayır!"

"lütfeen., ada lütfen ,hadi,yatimmi?"

"Hayır."

"Neden yatmiyim?"

"Canım öyle istiyor." diyip. Elimden çektiği kitabı geri alıp okumaya devam ettim. "Sen ne dersen de ben burda yatıcam." dedi. Bende 'öyle mi?' bakışı attım. Gözlerini kaçırdığında yataktan kalkıp Emre'nin odasına gittim. Kapıyı kapatıp Emre'nin yatağına yattım. Kitabımı okurken tekrar Emre geldi.

"Ne istiyorsun?" dedim bıkkınca.

"Hiç bir şey" dedi. Kitap tekrar elimden çekilince oflayarak Emre'ye baktım. Sonra kalkıp odama gidiyordum ki Emre bileğimden tutup yatağa geri oturttu "Beraber yatalım mı? " dedi masumca bakarken. Derin bi nefes alıp allahtan sabır diledim.
"Tamaaaaamm." dedim. Harflri uzatarak. Emre'nin yatağına girip pikeyi üstüme çektim. Emre'de yanıma yatınca ona sırtımı döndüm ve uyumaya çalıştım....

Zaman ayırdığınız için teşekkürler. <3

pitbullHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin