Multi medya: Emre
Gözlerim Emre'nin sesiyle açılırken yatağımda yan döndüm. "Ben uyanmak istemiyorum.!" dedim. Ama Emre üstümden pikeyi çekti , yastığı çekti ve durdu ama ben kalkmaya niyetli değildim.
"Hadi ya kalk yolumuz uzun." diyen Emre'ye zar zor baktım. Ne yolu?
İç ses nerdesin kızam kaç gündür yoksun acık çıksan ya ben seni özledimm..
"Ne vr Ada,?!" yardım etsene ya bana yol filan diyor bu. "Yil filin diyir bi..."
aman be sanada danışanda kabahat.
Hıh."Ne yolu Emre?" dedim yatağımda doğrulurken. "Ne yolu olacak gerzek yol yoldur işte kalk giyin gidiyoruz." dedi ve odadan çıktı.
Yataktan kalkarak lavaboya girdim. Demek bir yere gidecektik. Okulların kapanmasına az kalmıştı zaten pek bişey kaçırdığım söylenemezdi. Her neyse...
Odama geçip bir bavul buldum. İçine yeni alınan bütün kıyafetlerimi koydum. Ardından altıma siyah bir şort, üstümede siyah yarım kollu bir tişört giydim. Bavulumu sürükleyerek aşağıya indirdim. Kendimi koltuğa atıp Emre'yi beklemeye başladım.Emre geldiğinde bavulları dışarda duran arabaya koydu. Arabada şöför ve sepultura vardı. Emre'ye dönerek "Arabaylamı gideceğiz." dedim.
Emre işaret parmağıyla ağacın altını göstererek "Hayır bunlarla." dedi. Ağacın altına baktığımda iki siyah yamaha vardı. Benim bitanelerim yaa. Bavullarımızı koyduğumuz araba gidince Emre 'de motorun yanına gitti. Bende Emre'nin yanına gittim.
"Emre yarın yarış vardı?" dedim.
"Evet, var."
"Ama yarışmayacakmıyız?"
"yarışmak mı istiyorsun?"
"Evet." deidm.
Onaylarcasına başını sallayıp telefonunu çıkardı. Benden biraz uzaklaşarak bir telefon görüşmesi yaptı. Ardından başka bi görüşme daha...
Yanıma gelip "o zaman yarışdan sonra yola çıkarız." dedi. "Nereye gidiceğiz ki?" dedim. Oysa omuz silkip içeriye geçti. Bende peşinden gidip guruldayan karnımı doyurmak için mutfağa yöneldim. Bir tabağa mısır gevreği koyup yedim.
¿?¿?¿?¿?¿?¿?¿?
Yaklaşık yarım saattir Emre'ye nereye gideceğimizi soruyordum. Ama bir tek ipucu bile vermiyordu. "ya Emre hadi söyle işte meraktan çatlıcam." dedim. Ama ayaklarını uzatmış boş boş kanalları değiştirmekten başka bir şey yapmıyordu. Olabildiğince büyük bir of çekip Emre'nin suratına üfledim. Kumandayı yana bırakıp kollarını birbirine bağladı. Derin bir iç çekip sabır çeker gibi tavana baktı.
Ayağa kalkıp mutfağa gittim. Bir bardak su içip masaya oturdum. Yaklaşık on dakka sonra Emre'nin telefonun sesini duydum. Birisi arıyordu.
Emre telefonu açıp konuşmaya başladı. "Alo?" ...... "Evet." ....... "Teşekkür ederim." ........ "yarım saate orda olurum." deyip kapattı. Mutfaktan çıkıp içeri geri girdim. Emre 'de kapıdan çıkıyordu.
"2 yada 3 saate burada olurum."
Onaylarcasına başımı salladım.Emre kapıdan çıkıp gittikten sonra duş almak için banyoya girdim.
Suyu açıp ılımasını bekledim.Banyodan çıktıktan sonra odama gidip altıma kısa bir şort ve askılı bir tişört giydim. Saçımı kurutup dağınık bi topuz yaptım. Aşağıdan gelen ses ile birden irkildim. Boynumdaki tüylerime kadar bütün tüylerim diken diken olmuştu. Yatağın altından silahı çıkarıp şarjörünü kontrol ettim. Yavaş adımlarla aşağı iniyordum silahımı iyice kavramış elimden geldiğince güçlü durmaya çalısıyordum. Mutfağa girip kontrol ettim kimse yoktu. Tam arkamı dönecektim ki bir ses bana "Kolun iyileşmiş, oysaki ben daha uzun sürer sanmıştım." dedi. Refleks olarak yarama baktım yaram kabuk tutmuş iyileşmeye çalışıyordu. Kafamı kaldırıp kimin söylediğne baktım. GÜNEY!?...
Zaman ayırdığınız için teşekkürler. <3
Bu bölüm biraz kısa oldu bunın için özür dilerim ayrıca baya geç geldi. Kitaplığınızdan çıkarmayın litfen devamı gelecek... Sizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pitbull
Teen FictionHer gün ayrı bir darbeyle yere düşen, kendi yanlızlığına terk edilmiş, zengin bir üvey ailenin eline düşmüş, öz aileni hatırlamaya zahmet etmeyecek kadar nefret ediyorken en fazla ne yapabilirsin? Söylesene ne yapabilirsin? Herkez tarafından ezik gö...