Bölüm 1

147K 1.7K 325
                                    


Nazlı Su Çetinkurt anısına, kocaman heyecanlı gözlerini sonsuz evrenlerin birinde yeniden görmek dileğiyle.

Güneş'in sıcak ışıklarını her bir hücremde hissedebildiğim yaz mevsimi ilk kez bana bu kadar huzur dolu geliyordu. Çok uzun ve zorlu bir lise son dönemi atlatmıştım. Bir yıl boyunca her günümü çalışmaya adamış , hayallerime giden yolu garantilemek adına başımı kitaplardan kaldırmamıştım. Bundan önceki yıllar pineklemenin cezasını bu yıl fazlazıyla ödemiştim.

Okuduğum okulu bana bir gün beynimin içinde kaybolacak boş bilgiler veren bir kurumdan daha ilerisi olarak görmüyordum. Ama bunların ötesinde bana kazandırdığı çok önemli dostluklar vardı ve bu dostluklar bugün itibari ile başlayan yaz mevsimini mükemmel hale getireceklerdi. Tüm yıl çalışmanın ödülünü alacağım yaz, tam olarak bu yazdı. Bunu biliyordum, hislerim beni asla yanıltmazdı.

Geçen yılı anımsadım, arkadaşlarımla birlikte kasabada bizi fazlasıyla korkutan kehribar rengi köşkün önünde, son sınıfın ilk günü tüm senenin ne kadar korkutucu geçeceği hakkında konuşurken kendi içimizde birbirimize bir söz vermiştik ; Bu yaz okulda geçirdiğimiz tüm zorlu günler adına mükemmel kavramına yakışır bir tatil yapacaktık. Hep birlikte, hiç durmadan eğlenecektik.

Tanrım, buna o kadar çok ihtiyacımız vardı ki!

''Tüm yıl çalışacaksak eğer bir motive kaynağımız olmalı'' demişti Tom henüz yeni yeni uzayan kıvırcık saçlarını çekik yeşil gözlerinden uzaklaştırmaya çalışırken '' ve bu yılın sonunda hep birlikte çıkacağımız bir tatil beni her şeyden daha çok motive eder.'' Hiç durmadan devam eden esinti yüzünden saçlarıyla verdiği mücadeleyi kaybetmiş, serbest kalmalarına izin vermişti. Tüm suratına yayılan saçlarına karşın yüzünde gözüken tek şey daha demin söylediği cümleyi düşünerek hışımla kıvrılmış olan dudağıydı. Böyle güzel bir motive kaynağı adına tüm yıl boyunca çalışabileceğine emin olduğu için sırıtıyordu.

O günden bugüne tam bir yıl geçmişti. Zorlu okul yılını bitirmiştik ve birbirimize söz verdiğimiz tatil için yola çıkmaya hazırdık. Bugün, önünde tüm yılı geçirmeyi değerli kılacak olan sözü verdiğimiz o köşk bana artık eskisi kadar korkunç gözükmüyordu. Soluk kehribar rengi kendini siyahın ellerine teslim etmiş, Bay Windergrand'in bizim korkumuz üzerine -gece sokaktan geçerken köşkün içinde birinin beni izlediği hissine kapılmaktan kendimi alamadığım için- ışıklandırdığı pencereler artık bana birinin beni izlediği düşüncesini vermekten çok uzaklaşmışlardı. Yağmur çiselemeye başladığında sıcak yorganımın altına girme hayaliyle eve koşmaya başladım. Tom'un aylar önce New York için aldığı uçak bileterini masamın üzerine bırakışını hatırladım ve zamanın bu kadar çabuk geçmesinin iyi bir şey olup olmadığını düşünmeye başladım, şu sıralar beynimi böyle saçma sorularla fazlasıyla meşgul ediyordum.

Fakat eğer yarın geceyi yaşamış biri olarak konuşuyor olsaydım muhtemelen daha demin önünden geçtiğim köşkün hala beni korkutmasını ve dört yıl önce bugün Tom'la hiç tanışmamış olmayı dilerdim.

Islanmış saçlarıma aldırmadan titreyen bedenimi yorganımın altına sakladım. Soğuktan mı yoksa heyecandan mı titrediğim konusunda pek de bir fikrim yoktu. Heyecandan olmasını diledim yarına hasta olarak kalkmak planlarım arasında yoktu. Cep bulamadığım için pijamamın kenarına sıkıştırdığım ve iki gün önce üzerine düşerek ekranını paramparça ettiğim telefonum fazla yüksek bir sesle çalarak karanlıkta gözlerimi aralamam için beni zorladı. Hangi ara bu kadar yorulduğumu anlamamıştım, kemiklerim bir demir kadar ağırdı. Bir an önce susturmak adına telefonumu elime aldım ,arayan Sebastiandı. Dört yıl boyunca en yakın arkadaşım ünvanına erişmeyi başarabilmiş tek insan ve inanın bu hiç kolay bir şey değil.

HotelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin