Tahmin ettiğim gibi kapı açılmıştı...
Herkes şaşkınlık içinde açılan kapıya bakıyordu. içeride ne ses vardı nede ışık. Kapıya bakan gözler şaşkınlıkla bana çevrilmişti ve bende bu çıkılmaz yolda ilk adımımı attım. Arkamdan David kolumu tuttu ve ''Eminmisin ?'' dedi. Bende ''hiç olmadığım kadar'' dedim. Arkamızdan Lily ve Tom'da geldi. Etrafa baktığımda heryerde garip işartetler vardı. Yerlerde ara ara kan izleri ve birçok çizik vardı. Tom 'a dönerek ''nerede şu ambar'' dedim. Tom, yemekhanenin arkasını işaret etti ve kafasını öne eğdi. Lily'nin elinden feneri aldım ve yürümeye başladım.
Ambarın kapısına yaklaştığımızda, Danny'nin dediği siyah ayak izlerini gördüm. Ayak izleri direkt ambara gidiyordu. Tam ambarın kapısını açıcakken elimde bir el hissetim ve küçük bir çığlık attım. Sanki biri kapıyı açmamam için beni sıkıca tuttuyordu, ne kadar çekmeye çalışsamda çekemiyordum. En sonunda Lily geldi ve beni belimden tuttup çekti. Ne olduğunu sorduğunda sadece biraz korktuğumu söyledim. Elimi yeniden uzattığımda kapının kilitli olduğunu fark ettim ve bir küfür savurdum. David önüme gelerek ben hallederim dedi. Tam kapıya vuracakken biri onu arkaya fırlattı, David affalamıştı ve kafası kanıyordu. Hemen yanına koştum ve müdahale ettim. David ayağa kalktığında '' bence buradan gitmeliyiz'' dedi. Gözümden iki damla yaş süzüldü ve '' bu tek çaremiz'' dedim. David elleriyle gözyaşlarımı sildi ve '''Buradan çıkıcaz'' dedi. Ne kadar dediğine inanmasamda beni biraz rahatlatmıştı. Yeniden kapıya doğru ilerledik ama bu sefer hiçbirimiz gönüllü olup kapıyı açamadık.
David dediğini yeniden tekrarladı ve '' Buradan çıkmalıyız'' dedi. Tom'da David'e hak verdi. Ama ben vazgeçmeyecektim, tek amacım buradan çıkmaktı ve şu an bunu herşeyden daha çok istiyordum.'' Hayır'' diye bağırıp önlerine atladım ve kapıya uzandım. Uzandığım gibi sağ koluma birdenbire bir sancının girmesi bir oldu. Bütün kolum kanıyordu, boydan boya çizilmişti. Acı o kadar fazlaydıki bağrışımı bastıramıyordum. O kadar bağırmışımki Tom gelip ağzımı kapattı. Lily ağlayarak yanıma geldi ve ''Aman Tanrım!'' dedi. David yaklaştı ve parmağını kolumun üstündeki yaralarda gezdirdi, ağlıyordu. Tom üzerindeki hırkayı çıkarıp kolumu silmeye başladı. David ise Lily ağlamasın diye onu teselli ediyordu. Kanlar az biraz azaldıktan sonra bende ambar kapısını açmaktan vazgeçtim ve ''gidelim buradan'' dedim. Herkes bana hak verdi ve yemekhanenin kapısına doğru ilerlemeye başladık. Kapıya geldiğimizde kapı kapalıydı. Tom , kapıyı açmayı denedi ama açamadı. David kırmayı denedi ama oda olmadı.
Ağlayarak herkesin önüne geçtim ve bende açmayı denedim ama olmadı. Ağlıyordum hemde hıçkıra hıçkıra. Lily'de bana katılmıştı. David ise gözlerini kocaman açmış yere bakıyordu. Tom hala kapıyı açmak için uğraşıyorken aklıma iyi bir fikir gelmişti. Heyecanla ayağa kalktım ve kapının camını kıralım dedim. Tom, David'e baktı ve duvarın yanındaki çekici aldı. Ambar kapısına doğru ilerlerken yukarıdaki odadan duyduğum boğuk sesleri duymaya başladım ama bu sefer daha fazlaydı. Kapıya yaklaştıkça artık sesler kulağımı acıtmaya başlamıştı. Tom çekici yukarı kaldırdı ve ambar kapısının buğulu camına vurdu. Cam kırıldı ve çekiç içeri fırladı. David kapıda kalan camları yere döktü ve artık içeriyi görebiliyorduk. Tam bir adım atıcaktımki David beni kolumdan tutup çekti. ''İlk başta ben'' dedi. Buna izin veremezdim , önüne atladım elerimi camın altına koydum kendimi yukarı çektim ve artık içerdeydim. Elimi uzattım ve onlara kapıyı açtım. Hepsi içeri girdiğinde kapı arkamızdan çok hızlı bir şekilde kapanmıştı. Kolumdaki çizikler çok zcıyordu ama buradan çıkmak için buna daynmalıydım. Tom'un hırkasını koluma daha çok bastırdım ve gözümden akan yaşa aldırmayarak yoluma devam ettim. Her yer karanlıktı ve hiçbir şey göremiyordum. Yanımdaki Lily'yi bile tam olarak tanıyamıyordum. David'e dönüp el feneri nerede diye sordum. Kapıdan içeri girdiğimizde söndüğünü söyledi, Lily'ninağladığını hissedebiliyordum. Tom dönüp '' şimdi ne yapıcaz, kapının nerede olduğunu bile bilmiyoruz'' dedi. Düşünmeye başladım ama beynim durmuş gibiydi.
Düşünürken ayaklarımın hareket ettiğini gördüm. Bu benim alışkanlığımdı düşünürken durmadan hareket etmeliydim ve bu sefer yürümüştüm. Nerede olduğumu bilmiyordum. David'e, Lily'ye ve Tom'a seslendim ama ses yok. Daha sonra yanımda biri olduğunu gördüm, Lily'ye benziyordu ama tam olarak anlam veremiyordum. Elimi uzatıp omuzunu dürttüm, kafasını bana döndürdü ve yanımdaki şeyin bizden biri olmadığını fark ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel
Horror"O sesi sen de duydun mu?" Karanlık koridorda yönümü bulmak için duvarlardan yardım alırken korkuyla sormuştum bu soruyu. "Burası otel" demekle yetindi ,benim aksime fazla rahat davranıyordu "burada sesler olması fazlasıyla normal." Cevabı üzerine...