Arka kapının açılması bir olmuştu.
Herkes arkasını döndüğünde ise artık çok geçti. Sebastian'ın kafasız bedeni yerleri kanla kaplarken Maria onun yanına çökmüş ninniyi söylüyordu. Gözlerine baktığımda kan ağlıyordu, üzülmüştü ve sinirliydi.
Kafasını Sebastian'dan kaldırıp bize döndüğünde artık herşeyin gerçekten çok geç olduğunu öğrendim. O kadar sinirliydiki titriyordu. Birkaç dakika daha öyle bize baktıktan sonra elini kaldırıp kumral saçlı olanı havaya kaldırdı. Acı çektiğini görebiliyordum çünkü Maria onun ruhunu emiyordu, hepimize böyle yapacaktı. Sarışın olan ''hayır lütfen yapma''diye feryat ederken, Maria onu dinlemeyip kumral olana daha çok acı çektiriyordu.
Artık insanların acı çekmesinden bıkmıştım. Herkes gözümün önünde ölüyordu ve bir kişinin daha bunu yaşamasına dayanamam, hayır hemde bu sefer benim yüzümden.
Kendimi zorlayıp sarışın olan adamın arkasındaki silaha uzandım ve ani bir hareketle onu tutup arkama sakladım. Kimse farketmemişti. Birkaç saniye sonra garip bir acıyla ayağa kalkıp ''Dur artık'' diye bağırdım.
Maria kumral adamı duvara fılatıp kocaman siyah gözlerini bana çevirdi ve yavaş hareketlerle bana yaklaşmaya başladı. Arkamdaki silahı olabildiğince sıkı tutmaya çalışıyordum. Bana daha çok yaklaştığında kafamı çevirip Deamon'un gözlerine baktım. Bana ''özür dilerim, hoşçakal'' der gibi bakıyordu.
Belki ölecektim, belkide öldürecektim ama savaşacaktım. Maria elini havaya kaldırıp belimi büktüğünde o acıyla bende silahı onun kafasına geçirdim. Eli yamuldu ve beni yere düşürdü.
Kafası yana dönmüştü ve sersemlemişti. Onu öldürememiştim ama sarışın olan elimden silahı alıp onun yanına gittiğinde kafasını koparmayı başarmıştı. Deamon ve Tom benim yanıma koşarken, Sarışın olanda tahminimce abisi olan kumralın yanına koştu. Belimde çok büyük bir ağrı vardı ve ne kadar debelensemde geçmiyordu. Belimin ters olduğunu hissediyordum, bu acı sanki hiç bitmeyecekti.
Deamon Tom'un gözlerinin içine bakınca Tom umutsuz bir şekilde kafasını salladı ama birkaç saniye sonra ''yap şunu''diye bağırıp arkasını döndü. Deamon derin bir nefes aldı ve o arada Tom bana doğru dönüp kafamı tuttu. Gözlerime bakıyordu ve ''özür dilerim''diyordu.
Neden böyle yaptıklarını anlayamıyordum. Ne olacaktı beni öldürmeyi falan düşünmüyorlardı dimi sadece belim kırılmıştı.
Tom hala ''özür dilerim''diye mırıldanırken Deamon bir eliyle belimi diğer eliyle göbeğimi tutmuş üç'ten geriye saymaya başladı. 1-2-3 ''çat''. Aman Tanrım!! en son gücümle ağzımdan çıkan en büyük çığlığı attığımda sarışın olan elinde sopayla aniden ayağa kalkmıştı.
Ben kıvranırken Demon eğilip bana sarıldı ve kulağıma ''iyisin''diye mırıldanmaya başladı.Birkaç dakika sonra ağrım biraz daha zayıflarken Tom beni kucağına alıp duvarın kenarına yatırmıştı.Deamon ise ayağa kalkıp kapıyı kapatmıştı.
Deamon ve Tom yanıma oturup benimle konuşmaya çalışırken sarışın olan yanımıza gelip ''lütfen yardım edin, onu kaybediyoruz''dedi. Hep beraber ayağa kalktığımızda kumral olanın orda olmadığını gördük ve meraklı gözlerle sarışına baktık.
O da etrafa garip gözlerle bakarken ''daha demin buradaydı''dedi. Korkmuştum, Tom silahları aramaya çalışırken silahlarında ortada olmadığını fark ettik.
Deamon etrafı ararken, sarışın olan hala düşünüyordu. Birkaç dakika sonra Sebastian'ın bedenin havaya kalkıp duvara fırlatılmasıyla hep beraber arkamızı dönmemiz bir oldu.
Kumral olan....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel
Horror"O sesi sen de duydun mu?" Karanlık koridorda yönümü bulmak için duvarlardan yardım alırken korkuyla sormuştum bu soruyu. "Burası otel" demekle yetindi ,benim aksime fazla rahat davranıyordu "burada sesler olması fazlasıyla normal." Cevabı üzerine...